1. Hukuk Dairesi 2017/4181 E. , 2020/4810 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 06.10.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.Davacı, mirasbırakan babası ... ’in maliki olduğu 2014 ada 5 sayılı parseldeki 16 no’lu bağımsız bölümünü (... /... ), 114 ada 26 sayılı parselini (... /... ), 3931 sayılı parseldeki 9 no’lu bağımsız bölümünü (... /... ) ve 6823 ada 17 sayılı parseldeki 6 no’lu bağımsız bölümünü (İzmir/Konak) davalı kızı ... ’a temlik ettiğini, aslında mirasbırakana verdiği alım-satım yetkisini içerir vekaletname ile mirasbırakanın 114 ada 26 sayılı parseldeki ¼ payı 1972 yılında kendi adına aldığını, aynı vekaleti kötüye kullanarak sonrasında anılan payı davalıya devrettiğini, mirasbırakan tarafından yapılan tüm devirlerin muvazaalı olduğunu, davalının 6 ve 9 no’lu bağımsız bölümleri bilahare 3. kişilere sattığını, muvazaalı satışlar nedeniyle miras payının önemli ölçüde davalı üzerine geçtiğini, temliklerin gerçekleştiği 1984 – 1989 yılları arasında davalının çocuğunun mirasbırakan tarafından bakıldığını, mirasbırakanın sevgisinden o yıllarda davalının yararlandığını ileri sürerek, halen davalı üzerinde bulunan tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, 3. kişilere devredilen taşınmazlar yönünden saklı payı oranında tenkisini istemiştir.Davalı, iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, 114 ada 26 ve 6823 ada 17 sayılı parseldeki 6 no’lu bağımsız bölümün mirasbırakan ile ilgisinin olmadığını, mülkiyetine hiç geçmediğini, mirasbırakana verdiği vekaletname ile işlem yapıldığını, 16 no’lu bağımsız bölümle ilgili daha önce açılıp kesinleşen bir dava bulunduğunu, kesin hüküm oluştuğunu, diğer çekişme konusu 9 no’lu bağımsız bölümün ise usulüne uygun satışının yapıldığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, yapılan keşif ve aldırılan bilirkişi raporları ile davacının saklı payına tecavüz edilmediği, mirasbırakanın tasarruf nisabını aşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Mirasbırakan ... ’in 16.04.2010 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı oğlu ...’i ( 1946 d’lu ), davalı kızı ...’i (1956 d’lu) ve dava dışı oğlu ...’i (1944 d’lu ) bıraktığı, mirasbırakanın eşi ... ’in de 21.03.2004 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, iptal ve tescil istemli bir davada sağlıklı bir inceleme ve değerlendirme yapılabilmesi için dava konusu taşınmazların ne suretle devredildiklerinin açıkça saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda;1- 114 ada 26 parsel sayılı taşınmazın ( 146 m2’lik Bahçeli Kargir Ev ) 1/4’er oranda... , ..., ... ve ... adına kayıtlı iken; ... ’in ¼ payını 06.12.1985 tarihinde intifa hakkını üzerinde tutarak davalı ...’a, davacı ... ve ...’e vekaleten ... ’in ( ... 6. Noterliği’nin 18.11.1972 tarih ve 4685 yev no’lu ve ... 1. Noterliği’nin 03.01.1985 tarih ve 592 yev no’lu vekaletnameleri ile ) 1/4’er paylarını 09.09.1985 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiklerini, bu temlikler ile davalı ...’ın tam pay üzere malik olduğu, bu taşınmaz ile mirasbırakan ... ’in bir ilgisinin bulunmadığı, yukarıda açıklandığı üzere davacıya vekaleten mirasbırakan tarafından davalıya temlik yapıldığı, 2- 3931 parsel sayılı taşınmazın ( 1063 m2’lik Bahçeli Kargir Ev ) 30/120 payı ( 9 no’lu daireye isabet eden ) mirasbırakan adına kayıtlı iken; mirasbırakanın 12/120 payı uhdesinde bırakarak 18/120 payını 30.10.1989 tarihinde davalı ...’a satış yoluyla temlik ettiğini, davalı ...’ın da kat irtifaklı anılan payı 16.05.2005 tarihinde 3. kişilere devrettiği,
3- 2014 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 249/1657 payı mirasbırakan adına kayıtlı iken; mirasbırakanın 117/1657 payı uhdesinde bırakarak, kat irtifakına ayrılmış 16 no’lu meskene karşılık gelen 66/1657 payı davalı ...’a, 18 no’lu meskene karşılık gelen 66/1657 payı da davacı ...’e 21.12.1984 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği,
4- 6823 ada 17 parsel sayılı taşınmazın 14/80 payı mirasbırakan adına kayıtlı iken; mirasbırakanın 7/80 payı uhdesinde bırakarak, kat irtifakına ayrılmış 5 no’lu meskene karşılık gelen 7/80 payı davalı ...’a 11.05.1978 tarihinde sattığı, davalı ...’ın da anılan payı 16.02.1987 tarihinde 3. kişiye satarak devrettiğini, ... adına işlemi vekaleten annesi ... ile babası ... ’nin yaptığı tespit edilmiştir.Öte yandan, dava dışı 3931 sayılı parseldeki 7 no’lu bağımsız bölüm mirasbırakan adına kayıtlı iken, murisin ölümü ile 2012 yılında tüm mirasçılara intikal ettiği ve mirasçıların tamamını 3. kişiye sattığı görülmüştür.Hemen belirtilmelidir ki; davacı, dava dilekçesinde davanın dayanağını oluşturan tüm olayları (vakıaları) bildirmekle yükümlüdür (6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 119/1-e). Aynı Kanunun 25. 26. ve 31. maddelerinin buyurucu nitelikteki hükümlerinde belirtildiği üzere Hâkim kanunda gösterilen istisnalar dışında, davanın sınırlarını çizen bu olaylarla bağlı olup, bunlar dışına çıkamaz ve inceleme yapıp karar veremez. Ancak, davada ileri sürülen olaylar belirsiz (müphem) veya çelişkili ise, belirsiz veya çelişkili gördüğü iddia veya sebepler (vakıalar) hakkında açıklama isteyebilir.Öte yandan, hâkim yukarıda değinildiği gibi davacının bildirdiği maddi olaylar ve son istekle bağlı ise de, HMK"nin 33.maddesi uyarınca ileri sürülen maddi olaylarda hangi hukuki sebebe göre karar vereceğini tayin ve takdir etmek durumundadır. Başka bir anlatımla, maddi olgu ve olayları (vakıaları) bildirmek yanlara, bildirilen bu olay ve olgulara göre hukuki nitelendirmeyi yapmak, uyuşmazlığı çözüme ulaştıracak kanun hükmünü bulup uygulamak hakime aittir. Öyle ki, hukuki sebep yanlış gösterilmiş veya hiç gösterilmemiş olsa dahi hakim tarafından en uygun hukuki sebebin bulunması ve ona göre karar verilmesi gerekir.Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesi içeriği ve yapılan devirler gözetildiğinde, davacının; 114 ada 26 sayılı parseldeki ¼ payının devri yönünden vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, diğer dava konusu taşınmazlar yönünden ise muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.Ne var ki mahkemece, dava konusu dört parça taşınmaz yönünden doğrudan tenkis isteği üzerinde durularak ve aldırılan bilirkişi raporları ile davacının saklı payına tecavüz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı taraf, terditli isteklerde bulunmuştur. Öncelikle, dava konusu taşınmazlar yönünden iptal-tescil isteğinin değerlendirilmesini, mümkün olmazsa tenkis isteği yönünden inceleme yapılmasını istemiştir.Hemen belirtilmelidir ki, 3. kişilere devredilen taşınmazlar yönünden iptal-tescil isteğinin dinlenmeyeceği ortadadır. O nedenle, tazminat da istenmediği gözetilek 3. kişilere devredilen taşınmazlar yönünden tenkis incelemesi yapılması gerekmektedir. Ne var ki, muris muvazaasına konu edilen 2014 ada 5 sayılı parseldeki 16 no’lu bağımsız bölümün tamamı halen davalı adına kayıtlıdır.Yine, dava konusu 114 ada 26 parsel sayılı taşınmazın tamamı davalı ... adınadır.O halde, 114 ada 26 sayılı parseldeki ¼ pay yönünden vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığı, 2014 ada 5 sayılı parseldeki 16 no’lu bağımsız bölüm yönünden ise muris muvazaası hukuksal nedeni üzerinde durulması, anılan taşınmazlarda iptal-tescil isteğinin kabul edilip edilmeyeceğinin öncelikle çözümlenmesi, 16 no’lu bağımsız bölüm yönünden iptal-tescil isteğinin kabul edilmesi halinde davacı tarafın bu taşınmazdan da miras payını alacağı gözetilerek diğer dava konusu ( 3. kişilere devredilen 3931 sayılı parseldeki 9 no’lu mesken ve 6823 ada 17 sayılı parseldeki 5 no’lu mesken) taşınmazlarla birlikte tenkis değerlendirmesi yapılması, reddedilmesi halinde ise 3. kişilere devredilen taşınmazlar yönünden doğrudan tenkis değerlendirmesinin yapılması, tenkis incelemesi yapılırken temliklerin mutlak tenkise tabi olmadığı göz önüne alınarak mirasbırakanın saklı pay kurallarını ihlal kastıyla hareket edip etmediğinin tespit edilmesi ve sonucuna göre tenkis raporu aldırılması gerekirken, yanılgılı hukuksal niteleme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.540.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.