Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/835
Karar No: 2016/426

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/835 Esas 2016/426 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/835 E.  ,  2016/426 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.02.2013 gün ve 2012/208 Esas 2013/45 Karar sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 24.06.2013 gün 2013/9349 Esas 2013/12130 Karar sayılı ilamı ile;
    “...Dava, yol genişletme çalışmaları sırasında davacının taşınmazını çeviren duvar, demir parmaklıklar, aydınlatma sistemi ve bitkilerine verilen zararın giderilmesi davasıdır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Karayolları Genel Müdürlüğünün faaliyetleri kamu hizmeti kapsamındadır, zarar da kamu hizmeti kapsamındaki faaliyetler nedeni ile meydana gelmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu 2. maddesi hükmünce talep bir tam yargı davası niteliğinde olup bu davalara bakma görevi idari yargı yerine ait olduğundan, dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddedilmesi gerekirken esastan incelenmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.…”
    gerekçesiyle oyçokluğuyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava; yol genişletme çalışmaları sırasında davacının taşınmazına verilen zararın giderilmesi istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin taşınmazının bahçesinde bulunan çok sayıda meyve ağacı, süs bitkisi, demir parmaklık, beton duvar, demir çardaklar ve tuğla duvarların hiç bir bildirim yapılmaksızın davalı idarece yıkılıp tahrip edildiğini ileri sürerek, maddi zararının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle oyçokluğu ile bozulmuştur.
    Mahkemece, önceki kararda dayanılan gerekçelerle direnme kararı verilmiş, direnme kararını davalı vekili temyize getirmiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı idarece davacının taşınmazına verilen zararın davalı idarenin kamu hizmeti kapsamındaki faaliyetleri nedeni ile mi yoksa haksız file dayalı olarak mı meydana geldiği, varılacak sonuca dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddedilmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
    Somut olaydaki uyuşmazlığın çözümü bakımından hizmet kusuru kavramının açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
    2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Yargı Yolu” başlıklı 125. maddesinin 1. fıkrası,
    “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır”
    Hükmünü,
    Son fıkrası ise,
    “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür”
    Düzenlemesini içermektedir.
    İdare hukukunda idarenin iki tür sorumluluğu kabul edilmektedir. Biri idarenin özel hukuk ilkeleri doğrultusunda yaptığı sözleşmelerden kaynaklanan özel hukuk sorumluluğu; diğeri ise, idarenin idare hukuku ilkeleri doğrultusunda yapmış olduğu sözleşmeler ve idarenin her türlü işlem ve eyleminden kaynaklanan kamu hukuku ilkeleri doğrultusunda oluşmuş idare hukukuna özgü sorumluluk türüdür. İdarenin kişilere verdiği zararları tazmin yükümlülüğü, idarenin “hizmet kusuruna (kusurlu sorumluluk)” ve “kusursuz sorumluluğuna” dayanmaktadır.
    İdarenin kusura dayanan sorumluluğu, uygulamada “hizmet kusuru” kavramı ile anlatılmaktadır. Hizmet kusurunun tam ve kapsamlı bir tanımını yapmak zor olmakla birlikte genel olarak doktrinde hizmet kusuru; idarenin ifa ile mükellef olduğu herhangi bir kamu hizmetinin kuruluşunda, düzenlenmesinde veya teşkilatında, bünyesinde, personelinde yahut işleyişinde bir takım aksaklık, hukuka aykırılık, bozukluk, düzensizlik, eksiklik, sakatlık veya ihmalin ortaya çıkması, şeklinde tanımlanmaktadır (SARICA Ragıp, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, “Hizmet Kusuru ve Karakterleri”, Y. 1949, C. 15, S. 4, s. 858; ATAY Ender Etem, İdare Hukuku, Ankara 2006, s. 571; YILDIRIM Turan, İdari Yargı, İstanbul 2008, s. 253 ).
    Hizmet kusurunun üç durumda varlığı hem yargı içtihatları hem de öğreti tarafından kabul edilmiştir. Bu üç durum; hizmetin hiç işlememesi, hizmetin geç işlemesi ve hizmetin kötü işlemesidir.
    Buna göre idare kural olarak yürüttüğü kamu hizmeti ile nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup, İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK)’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının “b” bendi gereğince “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar” idari yargı yerinde tam yargı davası açabilecektir. Yine İYUK 15/I-a maddesinde ise, adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği de hükme bağlanmıştır.
    Nitekim Hukuk Genel Kurulu”nun 04.11.2015 gün ve 2014/17-731 Esas, 2015/2366 Karar; 04.11.2015 gün ve 2015/17-86 Esas, 2015/2364 Karar sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir
    Bu genel açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında; davalı idarece yapılan yol genişletme çalışmaları sırasında davacının taşınmazına zarar verilmiş, verilen bu zarar ise davalı idarece sunulan hizmetin kötü işlemesi nedeniyle gerçekleşmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce, somut davanın haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davası olduğu bu nedenle de adli yargının görevli olduğu ileri sürülmüş ise de yukarıda açıklanan nedenlerle çoğunluk tarafından bu görüş benimsenmemiştir
    O halde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 30.03.2016 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi