12. Hukuk Dairesi 2014/294 E. , 2014/2681 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Denizli 1. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2013
NUMARASI : 2012/495-2013/250
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1-Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre davacı D.. A.."nin temyiz itirazlarının (REDDİNE);
2- Davacı İ.. D.."in temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Alacaklı tarafından borçlu İ.. D.. hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte, 30.07.2012 ve 09.08.2012 tarihlerinde gerçekleşen Denizli/Merkez tapusunun 12 parsel numarasında kayıtlı 2 nolu ve 5 nolu bağımsız bölümlere ilişkin ihalelerin, dosyadaki satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu da ileri sürülerek feshi istenmiş, mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. ” hükmü yer almaktadır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir..” denildiği,.Tebligat Kanunu"nun ""Tebligat Mazbatası"" başlıklı 23.maddesinin 7.bendinde "" 21 inci maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara mütaallik muamelenin yapıldığını, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebi,""nin tebligat mazbatasına yazılmasını emrettiği,""Tebliğ mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi"" başlıklı Tebligat Yönetmeliğinin 35.maddesinin (f) bendinde ise ""30 uncu ve 31 inci maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığını, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebi,"" nin tebligat mazbatasına yazılacağının hüküm altına alındığı görülmüştür.
Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebligat Kanunu"nun 23/7. ve Tebligat Yönetmeliğinin 35/f bendi gereğince tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin, usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir. Bu itibarla; Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, Tebligat Yönetmeliğinin 35.maddesi gereğince muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır. Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir.
Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır.
Somut olayda, borçluya gönderilen satış ilanı tebligatının "Muhatabın adresinden geçici olarak ayrıldı kapıcı H. E..tarafından bildirildi......." açıklaması ile 13.06.2012 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu adına farklı bir adrese çıkartılan satış ilanı tebligatının da “"Muhatabın adresinden geçici olarak ayrıldığı komşusu ismini vermekten kaçınan tarafından bildirildi. Sözlü beyanda bulunanın....” şerhi verilmek suretiyle 19.07.2012 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Tebliğ memuru, muhatabın adreste geçici olarak bulunmamasının nedenini ve tevziat saatlerinden sonra geleceğini tespit etmediğinden bu haliyle her iki tebliğ işlemi de 7201 Sayılı Kanunun 21.maddesi ile Yönetmeliğin 30. maddesi hükümlerine aykırı olup usulsüzdür.
İİK.nun 127. maddesi gereğince, taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
Ancak aynı zamanda İİK"nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır.
Buna göre 250.000,00 TL muhammen bedelli 5 nolu bağımsız bölümün 310.000,00 TL"ye satıldığı ve satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu dikkate alındığında zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Bu durumda 12 parsel 5 nolu bağımsız bölüme ilişkin ihalenin feshi isteminin reddine ilişkin karar sonucu itibari ile doğru olup borçlunun bu taşınmaza ilişkin temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlu davacıya çıkartılan satış ilanı tebliğ işlemi usulüne uygun olmadığından ve zarar unsuru da gerçekleştiğinden 12 parsel 2 nolu bağımsız bölüme ilişkin ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken istemin tümden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Davacı İ.. D.."in temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.