8. Ceza Dairesi Esas No: 2019/12884 Karar No: 2019/10554 Karar Tarihi: 16.09.2019
Eziyet - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/12884 Esas 2019/10554 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın aynı evde yaşayan mağdurlara yönelik söylediği hakaret ve tehdit içerikli sözlerin eziyet suçu olmadığına ve zincirleme hakaret ile basit tehdit suçlarını oluşturduğuna karar verdi. Ancak, hakaret suçunun şikayete tabi olduğundan mağdurların şikayetlerini geri çektiği belirtildi. Kararda, 5237 sayılı TCK'nın 96/1, 125/1, 43, 106/1 maddeleri hakkında detaylı açıklamalar yapıldı. İlgili TCK maddelerinde, eziyetin bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunmak olduğu belirtildi. Zincirleme hakaret ve basit tehdit suçlarının ise ayrı ayrı tanımlandığına dikkat çekildi. Ayrıca, hakaret suçunun şikayete bağlı olduğunu ve uzlaştırma kapsamına alındığına vurgu yapıldı.
8. Ceza Dairesi 2019/12884 E. , 2019/10554 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Eziyet HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5237 sayılı TCK.nın 96/1. maddesinde "bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi..." ibaresi yer almakta; yasada eziyet kabul edilen eylemler tanımlanmamaktadır. Madde gerekçesinde ise "eziyet olarak, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunulması gerekir. Aslında bu fiiller de kasten yaralama, hakaret, tehdit, cinsel taciz niteliği taşıyabilirler. Ancak, bu fiiller, ani olarak değil, sistematik bir şekilde ve belli bir süreç içinde işlenmektedirler. Bir süreç içinde süreklilik arz eder bir tarzda işlenen eziyetin özelliği, işkence gibi, kişinin psikolojisi ve ruh sağlığı üzerindeki tahrip edici etkilerinin olmasıdır. Bu etkilerin uzun bir süre ve hatta hayat boyu devam etmesi, eziyetin bu kapsamda işlenen fiillere nazaran daha ağır ceza yaptırımı altına alınmasını gerektirmiştir." denilmektedir. Somut olayda, oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın aynı evde birlikte yaşadıkları mağdurlara yönelik, farklı tarihlerde gerçekleşen, ancak sistematik ve süreklilik arz edecek biçimde olmayan "o.pu, a.na koyayım, g.tune koyayım" ve "seni öldürüm, seni linç ederim” şekindeki hakaret ve tehdit içerikli sözler söylemesi şeklinde gerçekleşen eylemlerinin TCK.nın 125/1 ve 43. maddelerinde düzenlenmiş olan zincirleme hakaret ve aynı yasanın 106/1-1., 43. maddelerinde düzenlenmiş olan zincirleme basit tehdit suçlarını oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı gerekçeler ile eziyet suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi; Değişen suç vasfına göre de; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi olduğundan, mağdurların kovuşturma aşamasında şikayetlerinden vazgeçmiş olduklarını beyan etmeleri karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 73/6. maddesi gereğince sanığa şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği hususu sorularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve hükümden sonra 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş olmakla sanığa isnat edilen 5237 sayılı TCK.nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması; Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.