Esas No: 2022/6649
Karar No: 2022/7564
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6649 Esas 2022/7564 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/6649 E. , 2022/7564 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 31. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Bakanlığa bağlı hastanede çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, taşeron bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını, yine ikramiye ve ilave tediyelerinin de eksik ödendiğini iddia ederek ödenmeyen ücret farkı, ilave tediye farkı ve ikramiye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının sürekli işçi kadrosunda istihdam edildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirilenler arasında herhangi bir grup kadro vb. gibi farklılıkların söz konusu olmadığını, 696 sayılı KHK ve daha sonra yayımlanan yönetmelikler doğrultusunda ücretlerin belirlendiğini, bu nedenle davacının talebinin hukuki bir dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalı Bakanlık arasında 02.04.2018 tarihinde bireysel iş sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 7 nci maddesinde işçiye sözleşme süresince asgari ücretin belirli bir oran fazlası tutarında ücret ödeneceğinin düzenlendiği, ücret ödeme gününün belirtilmediği, kadroya geçişte imzalanan bireysel iş sözleşmesinde kadroya geçiş öncesi alınan ücretten farklı bir ücret belirlemesi yapılmış ise davacının bireysel iş sözleşmesini imzalayarak yeni ücretlendirmesini kabul etmiş olacağı, bu nedenle de hizmet alımı ihalesinde yer alan düzenlemenin artık geçerli olmadığı, işçinin rızası alınmadan ücretinin değiştirilemeyeceği ve aleyhe düzenleme yapılamayacağı gerekçesiyle davacının taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacının ücret zammının belirlenmesinde, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi Hükümleri ve Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görüş yazıları doğrultusunda hukuka uygun hareket edildiği hâlde, tamamen farazi hesaplamalarla belirlenen ücret farklarına ilişkin taleplerin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin emsal kararlarına göre işçilerin kadroya alındıkları tarihte imzaladıkları sözleşmelerde fark kısmı boş bırakılmış ise davanın reddi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
" ... davacının, davalı Bakanlıkça dava dışı alt işverenler ile imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren işçisi olarak davalı Bakanlığa ait işyerinde çalışırken 696 sayılı KHK'ye göre sürekli işçi kadrosuna geçirildiği ve geçiş öncesi alt işveren işçisi iken asgari ücretin belirli oranda fazlasına tekabül eden ücret mukabilinde çalıştığı, bu oranın davalı ile alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinin eki niteliğindeki teknik şartnamede kayıt altına alındığı, dosya içerisinde bulunan ve davacının sürekli kadrolu işçi statüsüne geçtikten sonra imzaladığı ferdi iş sözleşmesinin 7. Maddesinde davacının ücretinin "asgari ücretin 30 fazlası" şeklinde düzenlendiği anlaşılmıştır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 28.10.2020 tarih 2020/5665 E - 2020/14048 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan iş sözleşmesinde asgari ücretin belli bir oranda fazlasının ödeneceği kararlaştırılmışsa sözü edilen kural, her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlar. Ayrıca davacı sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretine 375 sayılı KHK'nin 23. Maddesi gereğince TİS kaynaklı %4 zam yapılmalıdır. Davacı sürekli işçi kadrosuna geçirildiğinden 375 sayılı KHK'nin 23. Maddesi gereğince TİS'ten yararlanması gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu bu hususlar dikkate alınarak düzenlendiğinden davacının fark ücret alacağı ve buna bağlı diğer taleplerinin kabulüne karar verilmesinde hata bulunmamaktadır.
..." gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf sebeplerini tekrarla kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı ve bu alacaklar bakımından temerrüdün ne zaman gerçekleştiği ile alacaklara uygulanması gereken faizin türü noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü maddesi hükmü.
2. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun "Dava şartı olarak arabuluculuk" kenar başlıklı 3 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
" (1) Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
..."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir
2. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde kapsamında kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin tespitinde uygulanacak kurallar belirlenmiş olup burada söz konusu edilen Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan en son toplu iş sözleşmesi, davacının 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yararlandığı bir toplu iş sözleşmesi değildir. Bu itibarla davacının ikramiye farkı alacağı talebine en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması da hatalıdır. Ayrıca söz konusu toplu iş sözleşmesinin ikramiyeye ilişkin hükmünde; "İşçilere Ocak ve Temmuz aylarında 5’er günlük olmak üzere yılda toplam 10 günlük (5x2=10) ücretleri tutarında ikramiye ödenir." denilmekte olup, ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmez. Dolayısıyla, ikramiye farkı talebi bakımından da daha önce temerrüdün gerçekleştiği ispat edilemediğinden, arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren davacının talebi de göz önüne alındığında, en yüksek işletme kredisi faizini aşmamak üzere bankalarca mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesi gerekmektedir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı tarafın temyiz itirazının ikramiye alacağına uygulanan faiz türü ve başlangıç tarihi yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine "2- 295,33 TL brüt ikramiye fark alacağını arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği 23.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek işletme kredisi faizini aşmamak üzere bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine," bendinin yazılarak hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.