8. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/6940 Karar No: 2017/9037 Karar Tarihi: 14.06.2017
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/6940 Esas 2017/9037 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2015/6940 E. , 2017/9037 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Borçlu vekili, dava konusu icra takibinin konusunun ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/824 Esas ve 2013/645 Karar sayılı ilamı olduğunu, mahkeme ilamında ivaz için faiz ödeneceğine dair bir madde veya hükmün mevcut olmadığını, alacaklı tarafın takip talebinde alacağa faiz işletip icra emrinin de o şekilde düzenlendiğini, işlemiş faiz ve işleyecek olan faizin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, takibe dayanak ilamda, faiz işleyeceğine ilişkin her hangibir hükmün bulunmadığı bu nedenle talep edilen işlemiş faiz ve takip sonrası talep edilen faizin usul ve yasaya uygun olmadığından icra emrinin bu talepler yönünden iptaline karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İlamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. Gerek icra dairesi ve gerekse icra mahkemesi ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip değildir. (....Kurulu"nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 Esas-1997/776 Karar; 22.03.2006 gün ve 2006/12-92 Esas-2006/85 Karar; 25.06.2008 gün ve 2008/12-451 Esas- 2008/453 Karar sayılı ilamları). Kural olarak, ilamda faize hükmedilmemişse, kesinleşmeden infazı istenemeyecek ilamlar hariç, karar tarihinden itibaren faiz talep edilebilir (HGK"nun 05.04.2000 tarih, 2000/12-739 Esas., 2000/746 Karar.) Somut olayda takip dayanağı .. Sulh Hukuk Mahkemesi 19.09.2013 tarih ve 2012/824 Esas 2013/645 Karar sayılı ilamında “.... mirasçılarına 375.000,00 TL ivaz verilmesi sureti ile dava konusu 6 adet bağımsız bölümün taraflar arasındaki ortaklığın aynen taksim yolu ile giderilmesine...” şeklinde hüküm kurulmuş olup anılan hükümde faize hükmedilmemiştir. Ayrıca alacaklı vekili tarafından 13.08.2014 tarihinde alacağın tüm ferileri ile birlikte tahsil edildiğine dair ibraname temyiz dilekçesine eklenmiştir. O halde, Mahkemece anılan ilkeler doğrultusunda, temyiz dilekçesine ekli ibraname de değerlendirilerek, karar tarihinden itibaren faiz işletilebileceği gözönünde bulundurularak, bilirkişi incelemesi yaptırılarak varsa fazlaya ilişkin kısmın iptaline karar vermek yerine icra emrinin faiz yönünden tümden iptali doğru değildir. SONUÇ: Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daira ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 14.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.