22. Hukuk Dairesi 2013/20334 E. , 2014/37372 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Salihli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/04/2013
NUMARASI : 2010/765-2013/290
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, işveren M.N. E."e ait A.Yetkili Servisi işyerinde 14.11.2001 yılından itibaren 30.01.2004 tarihinde askere gidene kadar aralıksız olarak çalıştığını, 13.06.2005 tarihinde askerden döndüğünde tekrar işe başladığını, işverenin kurduğu ER-ÇE Limited şirketinde 07.11.2008 tarihine kadar çalışmasına devam ettiğini, sürekli çalıştığı halde işe giriş ve işten çıkış gösterilerek bir takım belgelerin işveren tarafından imzalatıldığını, 07.11.2008 tarihinde haksız olarak işten çıkartıldığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davacının haksız olarak işten çıkartılmadığını, işverenin güvenini kötüye kullandığını, servis hizmeti için gittiği yerlerde, garanti dahilindeki işlerden servis ücreti aldığını, almış olduğu bu ücreti işverenden gizlediğini, cebine attığını, emniyeti suistimal ettiğini, bu olanların ortaya çıkmasından sonra işverene kendisini şikayet etmemesi için yalvardığını, bu sebeple de sadece iş sözleşmesine son verildiğini, şikayette bulunulmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının çıkış sebebinin davacının 20.08.2008, 27.08.2008, 10.09.2008 ve 24.09.2008 tarihlerinde müşterilerden aldığı parayı işyerine teslim etmemesi olduğu, bu sebeple işyeri tarafından 25.10.2008 tarihli tutanak tutulduğu, iş sözleşmesinin de 01.11.2008 tarihi itibariyle 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/II-e. maddesi gereğince feshedildiği, davalı tanığı M.. L.."nin tutanağın 25.10.2008 tarihinde değil, davacının işten ayrıldığı 2008 Kasım ayından sonra düzenlendiğini beyan ettiği, bu durumda altı iş günlük fesih süresi geçirildiğinden tutanağa konu olayların fesih sebebi yapılamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
A-Davacı temyizi yönünden;
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davacı vekilinin temyiz isteminin 6100 sayılı Kanun"un geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun"un 427, 432 maddeleri uyarınca REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
B-Davalının temyizine gelince;
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içeriğine göre, davacı işçinin davalı işyerinde 14.11.2001-30.01.2004 ve 13.06.2005-01.11.2008 tarihleri arasında beyaz eşya teknisyeni olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından 01.11.2008 tarihinde, davacının 20.08.2008, 27.08.2008, 10.09.2008 ve 24.09.2008 tarihlerinde müşterilerden aldığı parayı işyerine teslim etmediğine dair 25.10.2008 tarihli tutanak tutulduğundan bahisle 4857 sayılı Kanun"un 25/II-e. maddesi uyarınca haklı sebeple feshedildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının iş sözleşmesinin feshinin dayanağını oluşturan 25.10.2008 tarihli tutanak da fesih sebebi olarak davacının 20.08.2008, 27.08.2008, 10.09.2008 ve 24.09.2008 tarihlerindeki eylemleri belirtilmiş olup anılan tutanak davalı tanığı M.. L.."nin beyanlarına istinaden düzenlenmiştir. Davalı tanığı olarak dinlenen M.. L..; “25.10.2008 günlü tutanağın doğru olduğunu, davacıyla birlikte servise çıktıklarında davacının müşterilerden aldığı parayı işyerine teslim etmediğini, müşterilerden para aldıklarında bazen makbuz kesmediklerini ve o zaman parayı davacının kendisine alıp işverene vermediğini, buna bizzat tanık olup bu durumu işverene ve müdürleri olan M. Ç."e söylediğini, M. Ç."in davacıyla oturup uzun uzun konuştuklarını ve bu konuşmadan sonra davacının dört ay daha çalışmasına devam ettiğini, 2008 yılı Ekim ayının son haftasında kursa gittiğini, kurstayken davacının telefon edip işi bıraktığını söylediğini, kendisinin kursa gitmeden önce patronun davacıyla konuştuğunu, zaten davacının da işi bırakma niyeti olup 25.10.2008 günlü tutanağın davacının işten ayrılmasından sonra tutulduğunu,” beyan etmiş ise de davalı şahidin beyanları somut olayı aydınlatmaya yeterli olmayıp davacının eylemini işverene bildirdiği tarihlerle ilgili çelişkili ifadeler içermektedir. Tutanak içeriğinde davacının en son eylemi olarak bildirilen 24.09.2008 tarihli eylemin tanık M.. L.. tarafından davalı işverene ne zaman bildirildiğinin araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 30.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.