Esas No: 2022/6773
Karar No: 2022/7512
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6773 Esas 2022/7512 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/6773 E. , 2022/7512 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 27. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 32. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ve katılma yoluyla davacı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı asılın davalının Türkmenistan’daki işyerinde alt yapı ekip başı olarak çalıştığını, işe başladığı tarihin 05.09.2014 olduğunu, 02.04.2016 tarihinde iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı bir sebep olmaksızın sonlandırıldığını, net ücretinin 1.750,00 USD olduğunu, ücretin 450,00 USD kadar olan kısmının yurt dışında elden avans olarak verildiğini, kalanın ise bankaya yatırıldığını, kısmi kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapıldığını ve ödenmeyen işçilik alacakları bulunduğunu ileri sürerek fark kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 05.09.2014- 02.04.2016 tarihleri arasında alt yapıcı olarak çalıştığını, ücretinin 972,00 USD olarak belirlendiğini, hakları ödenerek iş sözleşmesine son verildiğini, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığında ücretinin ödendiğini, talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacıya sehven yapılan 453,60 USD yıllık ücretli izin ödemesinin hesaplanacak alacaklardan takas ve mahsubu gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 05.09.2014 - 02.04.2016 tarihleri arasında 1 yıl, 6 ay, 27 gün çalıştığı, davacının aylık ücretinin net 1.750,00 USD olduğunu iddia ettiği, davalının ise ücretin net 972,00 USD olduğunu savunduğu, ücret bordrolarının sunulmadığı, davacı tanıkları davacının iddiasını doğrulamış ise de emsal ücret araştırmasının iddia edilen tutarın altında kaldığı, davacı vekilinin sunduğu belgelerin davalının onayı ve imzası olmadığından ispata elverişli olmadığı, banka kanalı ile davacıya değişen tutarda maaş + fazla mesai açıklaması ile USD üzerinden ödemeler yapıldığı, belirtilen sebeplerle ücretin net 972,00 USD olduğu, banka kayıtlarında maaş + fazla mesai şeklinde ödemeler mevcut ise de dosyaya bordro sunulmadığından bu ödemelerin denetimi yapılamadığı, işyeri kart okuma dökümleri için yazılan müzekkereye cevap verilmediği, bu sebeple tanık beyanlarına göre yapılan hesaplamanın hüküm altına alınması gerektiği, aldırılan bilirkişi raporunun ikinci seçeneğine itibar edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı Tarafın İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; ihbar tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının bilirkişi raporunun birinci seçeneğindeki hesaplamalara göre hüküm altına alınması gerektiğini, ücretin dosya içeriğine ve emsal yargı kararlarına aykırı şekilde ve hatalı belirlendiğini, davacının 1.750,00 USD ücret ile çalıştığının kabulü gerektiğini, ücret miktarının belirlenmesinde davacının yurt dışı çalışan olduğunun ve elden avans aldığının dikkate alınmadığını, imzalı olmamakla birlikte sahteliği konusunda davalı tarafça bir işlem yapılmamış olan ücretin gösterildiği belgelere emsal yargı kararları da dikkate alınarak itibar edilmesi gerektiğini, ihbar tazminatı alacağının her durumda hüküm altına alınması gerektiğini, dosya kapsamına göre ücret miktarının ispat edilmiş olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı Tarafın İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının kıdem ve ihbar tazminatının ödendiğini ancak ücret miktarının hatalı belirlenmesi ve belirlenen miktarın da hatalı brütleştirilmesi sebebiyle fark alacak hesaplandığını, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere hesaplamaların da hatalı olduğunu, haftada 18 saatten fazla çalışmanın belirlenmesinin Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, ulusal bayram ve genel tatil, fazla çalışma ve yıllık ücretli izin sürelerinin mükerrer hesaplama olmaması için birbirinden düşülmesi gerektiğini, davacı tanıklarının husumetli olmaları ve tüm çalışma dönemine tanıklık etmemeleri sebebiyle beyanlarının hükme esas alınmasının doğru olmadığını, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından yapılan indirimin az olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının itibar edilebilir maddi delillere dayandığı ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve katılma yoluyla davacı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı Tarafın Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf yoluna başvuru dilekçesinde belirttiği sebepler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı Tarafın Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf yoluna başvuru dilekçesinde belirttiği sebeplerin yanı sıra iş sözleşmesinde yabancılık unsuru bulunduğunu ve uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasının hatalı olduğunu, ara dinlenme süresinin toplam bir saat kırk dakika olduğunu, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapılmış ise de bu çalışmaların karşılığının serbest zaman olarak kullandırıldığını, Türkiye'nin resmî tatil günlerine göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş sözleşmesinde yabancılık unsuru bulunup bulunmadığına, ücret miktarı ve belirlenen ücretin brütleştirilmesinde hata olup olmadığına, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma olup olmadığına ve varsa alacakların hesabının doğru yapılıp yapılmadığına, bu alacak kalemlerinden yapılan indiriminin ispat durumuna uygun olup olmadığına, ödenmeyen kıdem ve ihbar tazminatı farkı bulunup bulunmadığına ve hesaplamalardan mahsubu gereken yıllık ücretli izin ödemesi olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 2, 27, 40 ve 44 üncü maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 11, 17, 32, 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddesi ile 4857 sayılı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.03.2022 tarihli ve 2021/13293 Esas, 2022/3412 Karar sayılı kararı ile aylık ücret miktarının belirlenmesine yönelik Dairenin yerleşik hâle gelen ilkesi şu şekilde açıklanmıştır:
"...
4857 sayılı İş Kanunu'nda 32 nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
..."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Taraflar arasında davacının aylık ücret miktarı uyuşmazlık konusudur. Davacı, ücretinin aylık net 1.750,00 USD olduğunu ve 450,00 USD kadar olan tutarının elden ödenerek bakiyesinin bankaya yatırıldığını iddia etmiştir. Davalı ise davacının ücretinin, iş sözleşmesinde kararlaştırıldığı üzere aylık net 972,00 USD olduğunu savunmuştur. Davacı tanığı S.K., işyerinde ücretinin dörtte birinin elden verildiğini kalan kısmın bankaya yatırıldığını belirtmiştir. Davacı tanığı A.K. ise elden ödenen ücret miktarının 450,00 USD olduğunu beyan etmiştir. Yurt dışı şantiyelerinde çalışan işçilere bu çalışma ilişkisinin özelliği gereği ve kişisel masraf olarak bir miktar şantiyede elden ödeme yapılarak ücretin kalan kısmının Türkiye'de bulunan banka aracılığıyla ödenmesi karşılaşılan bir durumdur. Dosyada bulunan banka kayıtları incelendiğinde, davacının hesabına ücret ve fazla çalışma karşılığı olduğu belirtilerek çalışma süresi boyunca bir kaç ay dışında sürekli olarak her ay 1.300,00 USD yatırıldığı görülmektedir. Dolayısıyla davacı tanıklarının anlatımları, banka kayıtları ile örtüştüğü gibi davacının iddiası ve çalışma ilişkisinin özelliği ile de uyumludur.
3. Davalı işveren, işçiye ait olan ücret bordrolarını sunmamıştır. İlk Derece Mahkemesi tarafından dosya kapsamına göre işyerinde tutulduğu anlaşılan işe giriş çıkış kayıtları, dava dışı T...Ltd. Şirketinden istenmiştir. Adı geçen Şirket vekili 11.10.2018 tarihinde sunduğu imzalı dilekçesinde, davalı Şirkete kart okuma sistemini müvekkili Şirketin kurduğunu ancak kart okuma kayıtlarının ve çalışma saatlerini gösterir raporların davalı tarafından tutulduğunu beyan etmiştir. Dolayısıyla bankaya yapılan ödemeler, maaş + fazla mesai açıklaması ile yapılmış ise de dosyaya ücret bordrosu ve işe giriş çıkış kayıtları sunulmadığından ödemelerin denetimi, İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılamamıştır.
4. Diğer yandan davacı vekili, dosyaya davacının da aralarında bulunduğu çok sayıda işçinin ücret dökümünü gösteren liste ve örnek puantaj dökümleri sunmuştur. Ücret listesinde, davacının ücretinin 1.750,00 USD olduğu yazılıdır. İşverenin kaşesi bulunmamakla birlikte miktar yazılı bu liste, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre iddiayı destekler niteliktedir.
5. İlk Derece Mahkemesi tarafından davacının iddiasının emsal ücret araştırmalarının çok altında kaldığı gerekçesiyle kabul edilmediği belirtilmiş ise de davacı işçinin hizmet süresi yurt dışında geçmiş olup ücreti USD cinsinden ödenmektedir. Dolayısıyla işin niteliği gereği yurt içinde çalışan işçi ile aynı ücreti alması beklenemez. Bu sebeple Türkiye şartlarını esas alan emsal ücret araştırmasının ücretin belirlenmesinde dikkate alınması doğru olmaz. Kaldı ki somut uyuşmazlık bakımından, dosya içerisinde davacının ücret iddiasının altında kalan bir ücret araştırmasına da rastlanılmış değildir.
6. Ayrıca İlk Derece Mahkemesi kararının kendi içerisinde çeliştiği görülmektedir. Mahkemece, banka kayıtlarında maaş + fazla mesai şeklinde ödemeler mevcut ise de dosyaya ücret bordrosu sunulmadığından bu ödemelerin denetimi yapılamadığı, işyeri kart okuma dökümleri için yazılan müzekkereye de cevap verilmediği gerekçesiyle tanık anlatımlarına göre fazla çalışma ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan raporun ikinci seçeneğine itibar edildiğinde, bir başka anlatımla; bankaya yatan tutarın tamamının ücret olmadığı kabul edildiğinde aylık ücret tutarını aşan tutarların mahsubu gerekir. Oysa Mahkemece mahsup yoluna gidilmemiştir.
7. Son olarak belirtmek gerekir ki davacı tanığı S.K. tarafından açılan davada, "...Mahkemece Davacı, son ücretinin aylık net 2.500,00 USD olduğunu, 650,00 USD'sinin elden ödendiğini, kalan kısmın banka hesabına yatırıldığını iddia etmiş, davalı ise işkur sözleşmesi ile ve 1.389,00 USD ücretle çalıştığını savunmuştur. ...Ödeme belgelerinde maaş + fazla mesai açıklaması ile süreklilik arz edecek şekilde 1.850,00 USD ödeme yapıldığı görülmektedir. Davacı vekili tarafından sunulan maaş listelerinde davacının maaşının 2.500,00 USD olarak belirtildiği ayrıca şantiyeden ve Türkiye'deki banka hesabından ödenen miktarların ayrı ayrı gösterildiği, davacı için 600,00 USD şantiyeden, 1.900,00 USD bankadan olmak üzere toplam 2.500,00 USD ücret belirtildiği görülmektedir.Yurtdışı şantiyelerinde görev yapan Türk personelinin barınma ve yemek ihtiyaçlarının işverence karşılandığı gibi kişisel masrafları için % 20-25 civarında bir paranın avans olarak elden ödendiği emsal dosyalardan bilinen bir uygulamadır. Ücretle ilgili toplanan tüm bu deliller birlikte değerlendirildiğinde, iddianın ispatlandığını kabul etmek gerekmiştir. ..." gerekçesiyle ücret iddiası kabul edilmiş olup karar; Dairemizin 08.04.2021 tarihli ve 2021/3272 Esas, 2021/7875 Karar sayılı kararı ile duruşmalı yapılan temyiz incelemesi sonucunda onanmıştır.
8. Tüm bu açıklamalar, yapılan işin niteliği, işyerinin özellikleri ve emsal yargı kararları birlikte değerlendirildiğinde, davacının aylık ücretinin net 1.750,00 USD olduğunu ispatladığı kanısına varılmıştır. O hâlde, hükme esas alınan raporun birinci seçeneğine göre sonuca gidilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile aylık ücret tutarının 972,00 USD kabul edildiği ikinci seçeneğe göre karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.