Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/30009 Esas 2019/3226 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/30009
Karar No: 2019/3226
Karar Tarihi: 11.02.2019

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/30009 Esas 2019/3226 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı işçi, işverenin baskısı sonucu işten ayrıldığını ve kıdem tazminatı ile birçok işçilik alacağının ödenmediğini ileri sürerek davalıdan tahsilat talep etmiştir. Davalı ise iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini ve diğer taleplerin haksız olduğunu savunmuştur. Yerel mahkeme, davacının bazı taleplerini kabul ederken bazılarını reddetmiş; davacı işçinin fazla mesai yaparak alacağı olduğuna hükmetmiştir. Ancak, kararın temyizinde Yargıtay, davacının fazla mesai iddiasını ispatlayamadığı için bu talebin reddedilmesi gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, hüküm altına alınan alacakların net mi brüt mü olduğu konusunda bir açıklama yapılmamıştır ve bu da kararın hatalı olduğunu belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak İş Kanunu'nun 25/II-g bendi ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesi kararda geçmektedir.
9. Hukuk Dairesi         2015/30009 E.  ,  2019/3226 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    YARGITAY KARARI

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı asil, işverenin baskısına maruz kalarak işten ayrıldığını, SGK"dan aldığı 25/03/2013 tarihli kıdem tazminatını hak ettiğine ilişkin yazı bulunduğunu ancak almaya hak kazandığı tazminat ve bir kısım işçilik alacaklarının davalı işveren tarafından ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai, yıllık izin, yol ücreti, çocuk yardımı, asgari geçim indirimi, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının müvekkiline ait işyerinde 24/03/2004 tarihinde çalışmaya başladığını, 16/03/2013 tarihinde ve ayrıca 25/03/2013 tarihinde saat 14.30"da işyerini terk ettikten sonra 26-27 Mart 2013 tarihleri arasında mazeretsiz olarak işe gelmemesi üzerine iş akdinin müvekkili tarafından İş Kanunu 25/II-g bendi uyarınca haklı olarak feshedildiğini, davacı iddia ve taleplerinin kötü niyetli ve haksız menfaat teminine yönelik olduğunu, davacıya çalışma döneminde tüm işçilik alacaklarının eksiksiz olarak ödendiğini, yıllık izinlerini kullandığını, resmi tatil ve dini bayram günlerinde çalıştığı takdirde bunun karşılığı olarak diğer günlerde kendisine izin kullandırıldığını veya mesai ücreti ödendiğini, davacının diğer sosyal yardım taleplerinin anlaşılamadığını, zira bu yardımların bordrolarda tahakkuk ettirilerek ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, iş akdinin davacı tarafından emeklilik nedeniyle sona erdirildiğinden davacının kıdem tazminatı almaya hak kazandığı ve sonradan verilen dilekçe ile talep edilen yol yardımı ve asgari geçim indirimi alacaklarının harcı yatırılıp ıslah ile talep edilmediği gerekçeleri ile toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, asgari geçim indirimi ve yol yardımı talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ihbar tazminatı ile aile-çocuk yardımı taleplerinin reddine, yıllık izin talebinin kısmen, kıdem tazminatı ile fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil alacakları ise tamamen kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı fazla mesai yaptığını ve karşılığı ücretinin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı vekili ise müvekkiline ait işyerinde fazla çalışma yapılmadığını savunmuştur.
    Davacının dinlettiği tek tanığının çalışma saatleri ile ilgili beyanı bulunmamaktadır. Davalının dinlettiği tanıklardan İbrahim işyerinde 08 ila 16 saatleri ile 16 ila 24 saatleri arasında iki vardiya bulunduğunu diğer davalı tanığı İsmail ise bu iki vardiya dışında 12 ila 22 saatleri arasında ara bir vardiya bulunduğunu beyan etmekle birlikte somut olarak davacının çalışmasından ve hangi vardiyada sürekli mi yada değişimli mi çalıştığından söz etmemişlerdir.
    Mahkemece, davacının sürekli 12 ila 22 saatleri arasında çalıştığı, bu çalışmadan 1 saat ara dinlenmenin tenzili ile haftada 6 günlük çalışmada toplam 54 saat çalışma ile haftalık 45 saati aşan 9 saat fazla mesai yapıldığı kabulüne göre hesaplama yapan rapora itibarla fazla çalışma talebi hüküm altına alınmıştır.
    Her ne kadar davalı tanık anlatımından davalı işyerinde 12 ila 22 arasında ara vardiya bulunduğu anlaşılmakta ise de, davacı asil 11/12/2014 tarihli celsede alınan beyanında, sürekli bu vardiyada çalıştığını ileri sürmediği gibi taraf tanıklarınca da davacının sürekli 12 ila 22 saatleri arasında çalıştığı ifade edilmemiştir. Diğer iki vardiya çalışma saatlerine göre ise fazla çalışma bulunmamaktadır. Tanık anlatımlarında, vardiya değişim döngüsü ile davacının sürekli aynı vardiyada mı yoksa değişimli vardiya usulü mü çalıştığı açıklanmamıştır. Bu durum karşısında, ispat külfeti altında bulunan davacının fazla mesai yaptığını ispatladığından söz edilemez. Bu nedenle, ispatlanmayan fazla çalışma alacak talebinin reddi yerine kabulü hatalıdır.
    3-Hüküm altına alınan alacakların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin HMK.nun 297/2. maddesine aykırı olduğunun ve infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
    F) SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.