Esas No: 2020/10942
Karar No: 2022/46
Karar Tarihi: 04.01.2022
Danıştay 6. Daire 2020/10942 Esas 2022/46 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/10942 E. , 2022/46 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/10942
Karar No : 2022/46
DAVACI : ... Yapı Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI : ... Bakanlığı/ANKARA
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri ...
İSTEMİN KONUSU : Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 07.07.2020 tarihinde onaylanan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin İzmir Gaziemir İlçesi, ... Mahallesi ... ada, ... parsele ilişkin kısmının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Uyuşmazlığa konu taşınmazların kentsel gelişme alanında kalmakta iken 07.07.2020 tarihinde yapılan değişiklik ile tarım arazisi olarak belirlenmesinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu, plan değişikliğinin gerekçelerinin ortaya konulmadığı, bölgenin ihtiyaçlarına uygun düşmeyen tarım arazisi plan kararının kaldırılarak taşınmazların kentsel gelişme alanı olarak planlanması gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI : Planlar hazırlanırken kurumlardan gerekli görüşlerin alındığı, 2025 yılı için nüfus düzenlemelerinin yeniden yapıldığı, İzmir’deki nüfusun yerleşimi için yeni yerleşim yerleri planlandığı, İzmir ili doğal yapay ve yasal eşiklere ulaştığından bundan sonrasında ..., ..., ..., ... başta olmak üzere yerleşim yerleri belirlendiği ve kentteki yerleşim alanlarının sanayi alanlarına doğru kaydırıldığı, Danıştay Altıncı Dairesi'nin E:2016/1577 sayılı dava dosyasında bilirkişilerce Gaziemir İlçesi için belirlenen yerleşim alanlarının aşırı büyük olduğu, doğal alanın korunması ve alanda kentsel gelişme alanlarının daraltılması gerektiği yönünde görüş verildiği ve yine davacının talepleri ile benzer iddialarla açılan E:2019/14785 sayılı dosyasında da kentsel gelişim alanından tarım alanına dönüştürülen alanın kentsel gelişim alanına dönüştürülmesi talebiyle açılan davanın reddedildiği, planlarda kentsel gelişim alanı belirlemesinin yapılaşmaya izin verildiği anlamına gelmediği, deprem sonrasında Bayraklı İlçesi'nde 375 hektar alanın rezerv yapı alanına dönüştürüldüğü ve mağdur vatandaşlar için çalışmalar başlatılldığı, 1/100.000 ölçekli rezerv yapı alanına ilişkin planın 2020 yılının Aralık ayında onaylandığı, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'ÜN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu taşınmazın bulunduğu alana yönelik dava konusu plan değişikliğinin parsel bazında olmadığı, planın ölçeği göz önünde bulundurularak planın ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğü bozmayacak nitelikte çevrenin korunmasına yönelik olduğu göz önünde bulundurulduğunda planlama bölgesinde koruma kullanma dengesinin gözetilmesi gereken alanlardaki yapılaşmalarda keyfiliğin önlenmesi ve azami ölçüde korumanın sağlanması için alt ölçekli plan kararlarına esas olacak yapılaşma şartlarını ortaya koyan genel arazi kullanım kararlarının üretildiği, tarım arazilerine ilişkin 5403 sayılı Kanun uyarınca uygulamaların yapılacağı, bu bakımdan davaya konu çevre düzeni planında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık görülmediğinden davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI ...'IN DÜŞÜNCESİ: Dava; Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 07.07.2020 tarihinde onaylanan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin İzmir Gaziemir İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... parsele ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmışır.
Dosyanın aynı konuda açılan diğer dava dosyalarındaki bilgi ve belgelerle birlikte incelenmesinden; 14.08.2009 tarihinde onaylanan Manisa-Kütahya-İzmir Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının iptali istemiyle açılan davada Danıştay Altıncı Dairesinin 26.12.2012 tarihli, E:2010/786, K:2012/8225 sayılı kararıyla planın tümünün iptaline karar verilmesi üzerine İzmir- Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının 23/06/2014 tarihli, 9948 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı oluru ile onaylandığı, anılan plana yönelik, askı sürecindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında 30.12.2014 tarihli, 21137 sayılı Bakanlık oluru ile İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının yeniden onaylandığı bu plana yönelik askı süreci içerisindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında da İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının (..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... sayılı paftaları ve plan hükümleri) 16.11.2015 tarihinde onaylandığı, söz konusu planın 27.01.2017 tarihinde ... sayılı plan paftasında, 10.04.2018 tarihinde ... sayılı plan paftası,... sayılı plan paftası ve bazı plan hükümlerinde değişiklik yapıldığı, ... plan paftasına ilişkin yapılan bir diğer değişikliğin 25.07.2018 tarihinde onaylandığı, İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...Plan Paftaları, Lejant Paftası, Plan Hükümleri, Plan Açıklama Raporu, Plan Değişikliği Gerekçe Raporu ve eki 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 10.10.2018 tarihinde, ... Plan Paftası ve Plan Değişikliği Gerekçe Raporu 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 07.11.2018 tarihinde,..., ... Plan Paftaları ve Plan Değişikliği Gerekçe Raporu 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 97. maddesi uyarınca 17.11.2018 tarihinde, ... Plan Paftası ve Plan Değişikliği Gerekçe Raporu 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 15.11.2019 tarihinde, ..., ... Plan Paftaları ve Plan Değişikliği Gerekçe Raporu 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 20.12.2019 tarihinde, ... Plan Paftası ve Plan Değişikliği Gerekçe Raporu 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 19.02.2020 tarihinde, ... Plan Paftası, Plan Açıklama Raporu ve Plan Değişikliği Gerekçe Raporu) 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 08.05.2020 tarihinde, ..., ... Plan Paftaları ve Plan Değişikliği Gerekçe Raporu 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 20.05.2020 tarihinde, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... Plan Paftaları, Lejant Paftası, Plan Hükümleri, Plan Açıklama Raporu ve Plan Değişikliği Gerekçe Raporu 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 07.07.2020 tarihinde onaylandığı ; 20.08.2020 - 18.09.2020 tarihleri arasında askıya çıkarılan plan değişikliği ile davacıya ait İzmir İli,Gaziemir İlçesi, ... Mahallesi ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın "tarım arazisi" olarak belirlendiğinden bahisle, davacı tarafından 17.09.2020 tarihli, ... sayılı itiraz dilekçesi ile söz konusu plan değişikliğine itiraz edilerek parselinin "tarım alanı"ndan çıkarılarak "gelişme konut alanı" kapsamına alınması yolundaki talebinin davalı idare tarafından altmış gün içerisinde cevap verilmeyerek reddedilmesi üzerine dava konusu plan değişikliğinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davaya konu çevre düzeni planının plan notlarının 7.1 sayılı maddesinde, bu çevre düzeni planının, plan hükümleri ve plan açıklama raporuyla bir bütün olduğu, 7.2 sayılı maddesinde, bu plandan ölçü alınarak uygulamaya geçilemeyeceği, 7.13 sayılı maddesinde bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış imar planlarının, 7.14 maddesinde de bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış mevzi imar planlarının geçerli olduğu, mevzi imar planlarında değişiklik yapılması durumunda bu planın arazi kullanım kararları ve plan hükümlerine uyulacağı, bu planın onay tarihinden önce mevzii imar planları onaylanmış, ilgili idaresine başvurarak yapı ruhsatı, yapı kullanma izni ve işyeri açma ve çalışma ruhsatı almış ve bu ruhsatlara uygun olarak faaliyetin sürdürüldüğü yapıların bulunduğu alanlarda faaliyetlere devam edileceği, ancak bu alanlarda bu plan kararlarına aykırı olarak yoğunluk artışı ve arazi kullanım türü değişikliği getirecek plan değişikliği/revizyonu ve tevsi yapılamayacağı belirtilmiş, 4.42 sayılı maddesinde, "Tarım arazileri: toprak, topografya ve iklimsel özellikleri tarımsal üretim için uygun olup halihazırda tarımsal üretim yapılan veya yapılmaya uygun olan veya imar, ihya, ıslah edilerek tarımsal üretim yapılmaya uygun hale dönüştürülebilen arazilerdir." şeklinde tanımlanmış, 5.3.5 sayılı maddesinde, verimli tarım arazilerine baskı yapan plansız sanayileşmenin önlenmesi ve mevcut sanayilerin çevresel etkilerinin kontrol altına alınması planlama ilkeleri arasında sayılmış, 8.7.1 sayılı maddesinde, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa tabi tarım arazilerinin, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve ilgili yönetmeliğinde tanımlanan tarım arazileri sınıflarına ayrılmamış olup tarım arazilerinin sınıflamasının, ilgili kurum ya da kuruluşlarca yapılacağı belirtilmiş, tarım arazileri ile ilgili genel kurallar getirildikten sonra, devamı maddelerde tarım arazilerinin niteliğine göre yapılaşma şartları belirtilmiş, 8.7.10 sayılı maddesinde de: “Bu planın onayından önce yürürlükteki mevzuat uyarınca, inşaat ruhsatı veya yapı kullanma izni verilmiş olan tarımsal amaçlı yapılara ilişkin haklar saklıdır.” kuralına yer verilmiştir.
Davaya konu çevre düzeni planının plan açıklama raporunun 4.4.1.2 sayılı maddesinde, Tahtalı Havzası ve diğer su koruma havzalarında, kirlenmenin önlenmesinin zorunlu olduğu, bu kapsamda; mevzuata uygun olarak gerçekleşmiş olan yapılaşma ve plan kararları dışında yeni yapılaşmaların engelleneceği, 4.4.9 sayılı maddesinde Çevre düzeni planları sınırları içinde kalan tarımsal nitelikli alanların tarımsal niteliği korunacak alanlar, özel mahsul alanları ve bağ alanları olarak veri tabanına üç farklı tanım içinde aktarıldığı, planda ise tümünün tarımsal niteliği korunacak alanlar olarak tanımlandığı, başta ifraz koşulları olmak üzere bu alanlardaki uygulamanın 5403 sayılı Toprak Koruma Kullanımı Kanunu ile bu Kanun uyarınca çıkarılan yönetmelikler uyarınca yapılmasının kurala bağlandığı, tarım alanlarında, ilgili mevzuat doğrultusunda yapılacak belirlemelerin temel alınarak geçerli olacak koruma ve kullanım koşullarının plan hükümleri arasında düzenlendiği, plan hükümlerinde yapılan düzenleme ile tarımsal niteliği korunacak alanlarda tarımsal amaçlı yapılaşmalar ve çiftçinin barınmasına yönelik yapılaşma istemlerine ilişkin kuralların ayrı ayrı belirlendiği, bunun yanında planlama bölgesi sınırları içindeki alanlarda 5403 sayılı Yasa öncesinde geçerli mevzuat uyarınca ilgili kurumlarca tarım dışı kullanıma uygun bulunmuş alanlarda verilmiş, bu görüşler doğrultusunda hazırlanmış nazım ve uygulama imar planlarından, arazi kullanım kararları çevre düzeni planının arazi kullanım kararlarıyla çelişmeyen bölümlerinde yürürlükte olan nazım ve uygulama imar planlarının yapılaşmaya ve ifraza ilişkin kararların geçerli olduğuna dair bir düzenlemeye de plan hükümleri arasında yer verildiği belirtilmiştir.
Çevre düzeni planı kararları, kurumlardan ve arazi çalışmalarından elde edilen veriler, nüfus projeksiyonları ve yerel idarelerin imar planları, bölgesel yatırım kararları, koruma statülü alanlar, ulaşım ağları gibi plana girdi sağlayan veriler değerlendirilerek oluşturulması gerekmektedir. Dolayısıyla nüfus projeksiyonlarına göre, yerleşim alanlarının belirlenmesi, bu doğrultuda, tarım alanları, orman alanları, meralar, jeolojik açıdan sakıncalı alanların korunması gerektiğinden bu tür alanlarda, münferit kentsel gelişme taleplerinin plan bütünlüğü göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Stratejik mekânsal planlama, kentsel gelişimi yalnızca fiziksel gelişim kapsamında ele alan bir yaklaşım değildir. Fiziksel gelişmenin yanı sıra, kentteki sosyal, kültürel, ekonomik, yerel örgütsel gelişime ilişkin stratejileri de içerir. Çevre düzeni planları, bölgesel nitelikte genel arazi kullanım kararları getirmekte olup, stratejik bir plan olması sebebiyle sadece fiziki kullanım kararları içermemektedir. Dolayısıyla, dava konusu 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa Çevre Düzeni Planında belirlenen arazi kullanım kararları, niteliği itibariyle çevre kirliliğinin oluşmadan önce önlenebilmesi ve sağlıklı çevrenin oluşturulmasına yönelik hedef, ilke, strateji ve politikaları sağlayacak plan kararları olup, bu yönüyle söz konusu plana dayanılarak yapılacak 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlarda öngörülen ve parsel bazında fiziki kullanım durumunu belirleyen arazi kullanım kararlarından farklılık arz etmekedir.
Genel ilke olarak, plan kararları ile fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amaçlanır.
Bu amaç çerçevesinde, Çevre Düzeni Planı ölçeğinde hangi usül ve esaslara göre planlama yapılacağı ayrıntıları ile ilgili Kanun ve Yönetmeliklerde düzenlenmiştir.
Ayrıca, bir bölgede önceki plan kararları ile belli bir amaca yönelik tanımlama yapılmış olması o bölgenin tamamının amacı, kapsamı, niteliği ve esasları ilgili mevzuatta belirlenmiş olan çevre düzeni planında aynı amaca tahsis edileceği sonucunu doğurmaz.
Bu itibarla, taşınmazın bulunduğu alana yönelik dava konusu plan değişikliğinin parsel bazında olmadığı, yapılan değişikliğin planın ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğü bozmayacak nitelikte çevrenin korunmasına yönelik olduğu göz önünde bulundurulduğunda planlama bölgesinde koruma kullanma dengesinin gözetilmesi gereken alanlardaki yapılaşmalarda keyfiliğin önlenmesi ve azami ölçüde korumanın sağlanması için alt ölçekli plan kararlarına esas olacak yapılaşma şartlarını ortaya koyan genel arazi kullanım kararlarının üretildiği ve ilgili plan notlarına göre bu planın onayından önce mevzuata uygun olarak onaylanmış imar planları ve mevzi imar planlarının geçerli olduğu, tarım arazilerinin sınıflamasının ise 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve ilgili Yönetmelik uyarınca ilgili kurum ya da kuruluşlarca yapılacağı ve alt ölçekli planlarda değerlendirileceği , dikkate alındığında dava konusu planda şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 29.10.2021 tarihli ve 31643 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 85 sayılı Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi ile 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2. maddesi ile de aynı Kararnamenin 97. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "Çevre ve Şehircilik" ibaresinin "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiği görüldüğünden, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının davalı olarak belirlenmesi suretiyle işin gereği görüşüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
14.08.2009 tarihinde onaylanan Manisa-Kütahya-İzmir Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının iptali istemiyle açılan davada Danıştay Altıncı Dairesinin 26.12.2012 tarihli, E:2010/786, K:2012/8225 sayılı kararıyla planın tümünün iptaline karar verilmiştir. Söz konusu karar üzerine İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı 23/06/2014 tarihli, 9948 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı oluru ile onaylanmıştır. Anılan plana yönelik, askı sürecindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında 30.12.2014 tarihli, 21137 sayılı Bakanlık oluru ile İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı yeniden onaylanmıştır. Bu plana yönelik askı süreci içerisindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında da İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı (..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... sayılı paftaları ve plan hükümleri) 16.11.2015 tarihinde onaylanmış, söz konusu planın 27.01.2017 tarihinde ... sayılı plan paftasında, 10.04.2018 tarihinde ... sayılı plan paftası, ... sayılı plan paftası ve bazı plan hükümlerinde değişiklik yapılmış, ... plan paftasına ilişkin yapılan bir diğer değişiklik 25.07.2018 tarihinde onaylanmış, İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... Plan Paftaları, Lejant Paftası, Plan Hükümleri, Plan Açıklama Raporu, Plan Değişikliği Gerekçe Raporu ve eki 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 10.10.2018 tarihinde, ... Plan Paftası ve Plan Değişikliği Gerekçe Raporu 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 07.11.2018 tarihinde,..., ...Plan Paftaları ve Plan Değişikliği Gerekçe Raporu 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 97. maddesi uyarınca 17.11.2018 tarihinde, ... Plan Paftası ve Plan Değişikliği Gerekçe Raporu 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 15.11.2019 tarihinde, ... ... Plan Paftaları ve Plan Değişikliği Gerekçe Raporu 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 20.12.2019 tarihinde, ... Plan Paftası ve Plan Değişikliği Gerekçe Raporu 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 19.02.2020 tarihinde, ... Plan Paftası, Plan Açıklama Raporu ve Plan Değişikliği Gerekçe Raporu) 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 08.05.2020 tarihinde, ..., ... Plan Paftaları ve Plan Değişikliği Gerekçe Raporu 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 20.05.2020 tarihinde, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... Plan Paftaları, Lejant Paftası, Plan Hükümleri, Plan Açıklama Raporu ve Plan Değişikliği Gerekçe Raporu 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 07.07.2020 tarihinde onaylanmıştır.
Bakılan davada, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 07.07.2020 tarihinde onaylanan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin İzmir Gaziemir İlçesi, ... Mahallesi ... ada, ... parsele ilişkin kısmının iptali istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun 9. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, "Ülke fizikî mekânında, sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda, koruma-kullanma dengesi gözetilerek kentsel ve kırsal nüfusun barınma, çalışma, dinlenme, ulaşım gibi ihtiyaçların karşılanması sonucu oluşabilecek çevre kirliliğini önlemek amacıyla nazım ve uygulama imar plânlarına esas teşkil etmek üzere bölge ve havza bazında 1/50.000-1/100.000 ölçekli çevre düzeni plânları Bakanlıkça yapılır, yaptırılır ve onaylanır. Bölge ve havza bazında çevre düzeni plânlarının yapılmasına ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca çıkarılan 14.06.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 4.maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinde, "Çevre düzeni planı: Varsa mekânsal strateji planlarının hedef ve strateji kararlarına uygun olarak orman, akarsu, göl ve tarım arazileri gibi temel coğrafi verilerin gösterildiği, kentsel ve kırsal yerleşim, gelişme alanları, sanayi, tarım, turizm, ulaşım, enerji gibi sektörlere ilişkin genel arazi kullanım kararlarını belirleyen, yerleşme ve sektörler arasında ilişkiler ile koruma-kullanma dengesini sağlayan 1/50.000 veya 1/100.000 ölçekteki haritalar üzerinde ölçeğine uygun gösterim kullanılarak bölge, havza veya il düzeyinde hazırlanabilen, plan notları ve raporuyla bir bütün olarak yapılan planı ifade eder." kuralı yer almaktadır.
Yönetmeliğin "Planlama alanı" başlıklı 18.maddesinde, "Çevre düzeni planı; coğrafi, sosyal, ekonomik, idari, mekânsal ve fonksiyonel nitelikleri açısından benzerlik gösteren bölge, havza veya en az bir il düzeyinde yapılır." kuralına, "Plan ilke ve esasları" başlıklı 19. maddesinin 1.fıkrasında ise, "Çevre düzeni planları hazırlanırken; a) Varsa mekânsal strateji planlarına uygunluğun sağlanması, b) Yeni gelişmeler ve bölgesel dinamiklerin dikkate alınması, c) İlgili kamu kurum ve kuruluşlarının mekânsal kararları etkileyecek nitelikteki bölge planı, strateji planı ve belgesi, sektörel yatırım kararlarının dikkate alınarak değerlendirilmesi, ç) Sürdürülebilir kalkınma amacına uygun olarak ekolojik ve ekonomik kararların bir arada değerlendirilmesi, d) Tarihi, kültürel yapı ile orman alanları, tarım arazileri, su kaynakları ve kıyı gibi doğal yapı ve peyzajın korunması ve geliştirilmesi, e) Doğal yapının, ekolojik dengenin ve ekosistemin sürekliliğinin korunması amacıyla arazi kullanım bütünlüğünün sağlanması, f) Ulaşım ağının arazi kullanım kararlarıyla birlikte ele alınması suretiyle imar planlarında güzergahı netleştirilecek yolların güzergah ve yönünün genel olarak belirlenmesi, g) Çevre sorunlarına neden olan kaynaklara yönelik önleyici strateji ve politikaların belirlenerek arazi kullanım kararlarının oluşturulması, ğ) İmar planlarına esas olacak şematik ve grafik dil kullanılarak arazi kullanım kararları ile koruma ve gelişmenin sağlanması, h) Afet tehlikelerine ilişkin mevcut raporlar ve jeolojik etütler dikkate alınarak afet risklerini azaltıcı önerilerin dikkate alınması esastır." kuralına yer verilmiştir.
Anılan 19.maddenin 2.fıkrasında, "Çevre düzeni planlarının hazırlanması sürecinde, planlama alanı sınırları kapsamında aşağıda genel başlıklar halinde belirtilen konular ile diğer konularda ilgili kurum ve kuruluşlardan veriler elde edilir; bu veriler kapsamında analiz, etüt ve araştırmalar yapılır: a) Sınırlar. b) İdari ve bölgesel yapı. c) Fiziksel ve doğal yapı. ç) Sit ve diğer koruma alanları, hassas alanlar, doğal karakteri korunacak alanlar. d) Ekonomik yapı. e) Sektörel gelişmeler ve istihdam. f) Demografik ve toplumsal yapı. g) Kentsel ve kırsal yerleşme alanları ve arazi kullanımı. ğ) Altyapı sistemleri. h) Yeşil ve açık alan kullanımları. ı) Ulaşım sistemleri. i) Afete maruz ve riskli alanlar. j) Askeri alanlar, askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgeleri. k) Planlama alanına yönelik bölgesel ölçekli kamu projeleri ve yatırım kararları. l) Her tür ve ölçekteki plan, program ve stratejiler. m) Göller, barajlar, akarsular, taşkın alanları, yeraltı ve yüzeysel su kaynakları ve benzeri hidrolojik, hidrojeolojik alanlar. n) Çevre sorunları ve etkilenen alanlar." düzenlemesine yer verilmiştir.
Aynı maddenin 3.fıkrasında, " Çevre Düzeni Planlarının hazırlanması sürecinde planlama alanı sınırları kapsamındaki tüm veriler 1/25.000 ölçekli harita hassasiyetinde hazırlanır." kuralı, 4.fıkrasında, "Plan hazırlık sürecinde ihtiyaç duyulan veri, bilgi ve belgeler; ilgili veriyi hazırlamakla sorumlu kurum ve kuruluşlardan, bilimsel çalışmalardan ve uzmanlarca arazide yapılacak çalışmalardan elde edilir." kuralı, 5.fıkrasında, "Planlama sürecinde coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama yöntemleri kullanılarak güncellenebilir ve sorgulanabilir sayısal veri tabanı oluşturulur." kuralı bulunmaktadır.
Yönetmeliğin "Revizyon ve değişiklikler" başlıklı 20. maddesinin 1.fıkrasında, "Çevre düzeni planının ihtiyaca cevap vermediği hallerde veya planın vizyonu, amacı, hedefleri, stratejileri, ilke ve politikaları açısından plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü etkilemesi halinde çevre düzeni planı bütününde revizyon yapılır. Çevre düzeni planı revizyonu; a) Nüfusun yerleşim ihtiyaçlarının karşılanamaması, b) Planın temel strateji ve politikalarını değiştirecek bölgesel ölçekli yatırımların ortaya çıkması, c) Yeni verilere bağlı olarak, sonradan ortaya çıkabilecek ve bölgesel etkiye yol açabilecek arazi kullanım taleplerinin oluşması, ç) Yeni gelişmeler ve bölgesel dinamiklerde değişiklik olması, durumunda yapılır." düzenlemesine, 2.fıkrasında da, "Çevre düzeni planı ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğü bozmayacak nitelikte, plan değişikliği yapılabilir. Çevre düzeni planı değişikliklerinde; a) Kamu yatırımlarına, b) Çevrenin korunmasına, c) Çevre kirliliğinin önlenmesine, ç) Planın uygulanmasında karşılaşılan güçlükler ve maddi hataların giderilmesine, d) Değişen verilere bağlı olarak planın güncellenmesine, dair yeterli, geçerli ve gerekçeleri açık olan, altyapı etkilerini değerlendiren raporu içeren teklif ve talepler; idarece planın temel hedef, ilke, strateji ve politikaları kapsamında teknik ve yasal çerçevede değerlendirmeye alınarak sonuçlandırılır." düzenlemesine yer verilmiştir.
Diğer taraftan 4/7/2011 tarihli 27984 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 7. maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde, yerleşme, yapılaşma ve arazi kullanımına yön veren, her tür ve ölçekte fiziki planlara ve uygulamalara esas teşkil eden üst ölçekli mekânsal strateji planlarını ve çevre düzeni planlarını ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak hazırlamak, hazırlatmak, onaylamak ve uygulamanın bu stratejilere göre yürütülmesini sağlamak, (c) bendinde ise, havza ve bölge bazındaki çevre düzeni planları da dâhil her tür ve ölçekteki çevre düzeni planlarının ve imar planlarının yapılmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek, havza veya bölge bazında çevre düzeni planlarını yapmak, yaptırmak, onaylamak ve bu planların uygulanmasını ve denetlenmesini sağlamak, Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştı
Ancak söz konusu Kanun Hükmünde Kararname 9/7/2018 tarihli 30473 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılmış ve yerine 10/7/2018 tarihli 30474 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 102.maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde, yerleşme, yapılaşma ve arazi kullanımına yön veren, her tür ve ölçekte fiziki planlara ve uygulamalara esas teşkil eden üst ölçekli mekânsal strateji planlarını ve çevre düzeni planlarını ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak hazırlamak, hazırlatmak, onaylamak ve uygulamanın bu stratejilere göre yürütülmesini sağlamak, (c) bendinde ise, havza ve bölge bazındaki çevre düzeni planları da dâhil her tür ve ölçekteki çevre düzeni planlarının ve imar planlarının yapılmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek, havza veya bölge bazında çevre düzeni planlarını yapmak, yaptırmak, onaylamak ve bu planların uygulanmasını ve denetlenmesini sağlamak Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İncelenen dosyada, dava konusu taşınmazların Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 07.07.2020 tarihinde onaylanan 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planında tarım arazisi sınırlarında kaldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu çevre düzeni planının plan notlarının 7.1 sayılı maddesinde, bu çevre düzeni planının, plan hükümleri ve plan açıklama raporuyla bir bütün olduğu, 7.2 sayılı maddesinde, bu plandan ölçü alınarak uygulamaya geçilemeyeceği, 7.13 sayılı maddesinde bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış imar planlarının, 7.14 maddesinde de bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış mevzi imar planlarının geçerli olduğu, mevzi imar planlarında değişiklik yapılması durumunda bu planın arazi kullanım kararları ve plan hükümlerine uyulacağı, bu planın onay tarihinden önce mevzii imar planları onaylanmış, ilgili idaresine başvurarak yapı ruhsatı, yapı kullanma izni ve işyeri açma ve çalışma ruhsatı almış ve bu ruhsatlara uygun olarak faaliyetin sürdürüldüğü yapıların bulunduğu alanlarda faaliyetlere devam edileceği, ancak bu alanlarda bu plan kararlarına aykırı olarak yoğunluk artışı ve arazi kullanım türü değişikliği getirecek plan değişikliği/revizyonu ve tevsi yapılamayacağı belirtilmiş, 4.42 sayılı maddesinde, "Tarım arazileri: toprak, topografya ve iklimsel özellikleri tarımsal üretim için uygun olup halihazırda tarımsal üretim yapılan veya yapılmaya uygun olan veya imar, ihya, ıslah edilerek tarımsal üretim yapılmaya uygun hale dönüştürülebilen arazilerdir." şeklinde tanımlanmış, 5.3.5 sayılı maddesinde, verimli tarım arazilerine baskı yapan plansız sanayileşmenin önlenmesi ve mevcut sanayilerin çevresel etkilerinin kontrol altına alınması planlama ilkeleri arasında sayılmış, 8.7.1 sayılı maddesinde, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa tabi tarım arazilerinin, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve ilgili yönetmeliğinde tanımlanan tarım arazileri sınıflarına ayrılmamış olup tarım arazilerinin sınıflamasının, ilgili kurum ya da kuruluşlarca yapılacağı belirtilmiş, tarım arazileri ile ilgili genel kurallar getirildikten sonra, devamı maddelerde tarım arazilerinin niteliğine göre yapılaşma şartları belirtilmiş, 8.7.10 sayılı maddesinde de: “Bu planın onayından önce yürürlükteki mevzuat uyarınca, inşaat ruhsatı veya yapı kullanma izni verilmiş olan tarımsal amaçlı yapılara ilişkin haklar saklıdır.” kuralına yer verilmiştir.
Davaya konu çevre düzeni planının plan açıklama raporunun 4.4.1.2 sayılı maddesinde, Tahtalı Havzası ve diğer su koruma havzalarında, kirlenmenin önlenmesinin zorunlu olduğu, bu kapsamda; mevzuata uygun olarak gerçekleşmiş olan yapılaşma ve plan kararları dışında yeni yapılaşmaların engelleneceği, 4.4.9 sayılı maddesinde Çevre düzeni planları sınırları içinde kalan tarımsal nitelikli alanların tarımsal niteliği korunacak alanlar, özel mahsul alanları ve bağ alanları olarak veri tabanına üç farklı tanım içinde aktarıldığı, planda ise tümünün tarımsal niteliği korunacak alanlar olarak tanımlandığı, başta ifraz koşulları olmak üzere bu alanlardaki uygulamanın 5403 sayılı Toprak Koruma Kullanımı Kanunu ile bu Kanun uyarınca çıkarılan yönetmelikler uyarınca yapılmasının kurala bağlandığı, tarım alanlarında, ilgili mevzuat doğrultusunda yapılacak belirlemelerin temel alınarak geçerli olacak koruma ve kullanım koşullarının plan hükümleri arasında düzenlendiği, plan hükümlerinde yapılan düzenleme ile tarımsal niteliği korunacak alanlarda tarımsal amaçlı yapılaşmalar ve çiftçinin barınmasına yönelik yapılaşma istemlerine ilişkin kuralların ayrı ayrı belirlendiği, bunun yanında planlama bölgesi sınırları içindeki alanlarda 5403 sayılı Yasa öncesinde geçerli mevzuat uyarınca ilgili kurumlarca tarım dışı kullanıma uygun bulunmuş alanlarda verilmiş, bu görüşler doğrultusunda hazırlanmış nazım ve uygulama imar planlarından, arazi kullanım kararları çevre düzeni planının arazi kullanım kararlarıyla çelişmeyen bölümlerinde yürürlükte olan nazım ve uygulama imar planlarının yapılaşmaya ve ifraza ilişkin kararların geçerli olduğuna dair bir düzenlemeye de plan hükümleri arasında yer verildiği belirtilmiştir.
Çevre düzeni planı kararları, kurumlardan ve arazi çalışmalarından elde edilen veriler, nüfus projeksiyonları ve yerel idarelerin imar planları, bölgesel yatırım kararları, koruma statülü alanlar, ulaşım ağları gibi plana girdi sağlayan veriler değerlendirilerek oluşturulması gerekmektedir. Dolayısıyla nüfus projeksiyonlarına göre, yerleşim alanlarının belirlenmesi, bu doğrultuda, tarım alanları, orman alanları, meralar, jeolojik açıdan sakıncalı alanların korunması gerektiğinden bu tür alanlarda, münferit kentsel gelişme taleplerinin plan bütünlüğü göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Stratejik mekânsal planlama, kentsel gelişimi yalnızca fiziksel gelişim kapsamında ele alan bir yaklaşım değildir. Fiziksel gelişmenin yanı sıra, kentteki sosyal, kültürel, ekonomik, yerel örgütsel gelişime ilişkin stratejileri de içerir. Çevre düzeni planları, bölgesel nitelikte genel arazi kullanım kararları getirmekte olup, stratejik bir plan olması sebebiyle sadece fiziki kullanım kararları içermemektedir. Dolayısıyla, dava konusu 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa Çevre Düzeni Planında belirlenen arazi kullanım kararları, niteliği itibariyle çevre kirliliğinin oluşmadan önce önlenebilmesi ve sağlıklı çevrenin oluşturulmasına yönelik hedef, ilke, strateji ve politikaları sağlayacak plan kararları olup, bu yönüyle söz konusu plana dayanılarak yapılacak 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlarda öngörülen ve parsel bazında fiziki kullanım durumunu belirleyen arazi kullanım kararlarından farklılık arz ettiği kuşkusuzdur.
Genel ilke olarak, plan kararları ile fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amaçlanır.
Bu amaç çerçevesinde, Çevre Düzeni Planı ölçeğinde hangi usül ve esaslara göre planlama yapılacağı ayrıntıları ile ilgili Kanun ve Yönetmeliklerde düzenlenmiştir.
Ayrıca, bir bölgede önceki plan kararları ile belli bir amaca yönelik tanımlama yapılmış olması o bölgenin tamamının amacı, kapsamı, niteliği ve esasları ilgili mevzuatta belirlenmiş olan çevre düzeni planında aynı amaca tahsis edileceği sonucunu doğurmaz.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından "Gaziemir ilçe merkezinin batısında kısmen doğal mania sınırında kalan bölgede, 23.06.2014 tarihinde onaylanan Izmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında "tarım arazisi" ve 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında "doğal ve ağaçlık karakteri korunacak alan" olarak belirlenen yaklaşık 210 hektar büyüklüğündeki alanın, 30.12.2014 tarihinde onaylanan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında "kentsel gelişme alanı" olarak belirlendiği, 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında "doğal ve ağaçlık karakteri korunacak alan" olarak belirlenen söz konusu bölgenin, orman alanları ile kentsel kullanımlar arasında yerleşmenin büyümesini engelleyici yeşil kuşak alan niteliği taşıdığı, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ile söz konusu bölgede kentsel gelişme alanlarının doğal eşiklere kadar büyütülmesi, hem bölgenin doğal niteliğinin ortadan kaldırılmasına hem de nüfus ile yapı yoğunluğunun beraberinde artmasına neden olacağı, oysa ki, İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının merkez kentte 2025 yılı için öngördüğü projeksiyon nüfusa bakıldığında merkez kentte yeni yerleşme alanlarının öngörülemeyeceği, söz konusu bölgede bu plan ile getirilen kentsel gelişme alan kullanım kararının, bu planın merkez kent için benimsenen planlama ilkeleri ile örtüşmediği, 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planının öngördüğü nüfus değerlerini arttırıcı nitelikte olduğu, ayrıca süz konusu bölgenin doğal mania sınırları içinde kaldığı" ileri sürülerek Dairemizin 01.11.2021 tarihli, E:2016/1577 K:2021/11917 sayılı dosyasında açılan davada, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda; "Davacı idarenin belirttiği gibi kentsel gelişme alanı olarak öngörülen alan davacının onadığı planda ayrılan alana göre davaya konu üst ölçekli planda daha büyüktür. Üst ölçekli ve daha güncel olan bir planlama çalışmasında burada daha fazla bir alan ayrılması söz konusu olabilir; Bilirkişi Kurulumuz iki plan arasında birebir uyum olması gerekmediği ve üst ölçekli planın alt ölçekli daha önce onaylanmış bir planın tüm öngörülerini birebir kabul etmek zorunda olmadığı görüşündedir. Ancak söz konusu kentsel gelişme alanının Gaziemir yerleşiminin mevcut yerleşik alanı ile kıyaslandığında bile aşırı bir büyüklük olduğunu belirtmek gerekir. Buraya keşif esnasında da gldiğildiğinde doğal yapının niteliği gözlenmiş ve korunması gereken bir alan olduğu belirlenmiş olup, koruma-kullanma dengesi iyi kurularak sınırlı bir gelişme alanı öngörülüp doğal ve yeşil alanın sürdürülmesi burada doğru bir planlama yaklaşımı olacaktır. Dolayısıyla, davaya konu planda öngörülen kentsel gelişme alanı mevcut yerleşik alanın büyüklüğüyle kıyaslandığında ve buradaki doğal yapı dikkate alındığında aşın bir büyüklük olarak değerlendirilmektedir; davacı iddiası doğrultusunda burada kentsel gelişme alanının küçültülmesi doğru bir planlama yaklaşımı olacaktır. Bununla beraber, 10.10.2018 tarihinde yapılan plan değişikliğinde davacı İdarenin talebi doğrultusunda kentsel gelişme alanı küçültülmüştür; böylece uyuşmazlık konusu ortadan kalkmıştır." tespit ve değerlendirmelerine yer verilmesi Dairemizce yapılan değerlendirmede; 10.10.2018 tarihinde onaylanan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliğinde bu kısım davacının talebi doğrultusunda düzeltilmiş, dolayısıyla bu maddeye ilişkin itirazın giderildiği" gerekçesiyle bu kısım yönünden davanın konunun kalmadığına hükmedilmiştir.
Yukarıda yer verilen bilirkişi raporunda; "kentsel gelişme alanının Gaziemir yerleşiminin mevcut yerleşik alanı ile kıyaslandığında bile aşırı bir büyüklük olduğu ve alanın korunması gereken alan olduğu" tespitlerinde bulunulduğu, davalı idarece bu tespit ve İzmir Büyükşehir Belediyesinin itirazları doğrultusunda kentsel gelişme alanının 28 hektara düşürüldüğü görülmektedir.
Bu itibarla, taşınmazın bulunduğu alana yönelik dava konusu plan değişikliğinin parsel bazında olmadığı, yapılan değişikliğin planın ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğü bozmayacak nitelikte çevrenin korunmasına yönelik olduğu göz önünde bulundurulduğunda planlama bölgesinde koruma kullanma dengesinin gözetilmesi gereken alanlardaki yapılaşmalarda keyfiliğin önlenmesi ve azami ölçüde korumanın sağlanması için alt ölçekli plan kararlarına esas olacak yapılaşma şartlarını ortaya koyan genel arazi kullanım kararlarının üretildiği davaya konu çevre düzeni planında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan, ilgili plan notlarına göre bu planın onayından önce mevzuata uygun olarak onaylanmış imar planları ve mevzi imar panları geçerli olduğu, tarım arazilerinin sınıflamasının ise 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve ilgili Yönetmelik uyarınca ilgili kurum ya da kuruluşlarca yapılacağı ve alt ölçekli planlarda değerlendirileceği açıktır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ... TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ... TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacının göstereceği hesap numarasına iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
04/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.