11. Hukuk Dairesi 2018/3151 E. , 2019/4914 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06/07/2017 tarih ve 2015/313 E. - 2017/287 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 12/04/2018 tarih ve 2017/1555- 2018/430 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin "SAKLIKÖY" ibareli markası ile "DOĞA" asıl unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, bu markalarına dayalı olarak davalı gerçek kişinin "SAKLIDOĞA" ibaresinin tescili için yaptığı başvuruya itiraz ettiğini, müvekkili itirazının davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkilinin itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik hatta ayniyet bulunduğunu, "DOĞA" markasının müvekkili şirketin özgün markası olduğunu, davalı gerçek kişinin hem "doğa" hem "saklı" ibarelerini kullanarak müvekkili markaları ile seri marka izlenimi yaratmaya çalıştığını, müvekkiline ait “doğa+şekil” markasının tanınmış marka olarak kabul edildiğini, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK"in 2015-M-4100 sayılı kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili başvurusu ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığını, davacı ile müvekkilinin farklı alanlarda faaliyet gösterdiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi anlamında benzerliğin bulunmadığı, buna karşılık davacının itirazına mesnet bazı markalarile başvuru konusu ibare arasında, başvuru kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu, davalı gerçek kişinin kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in 2015-M-4100 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı Kurum vekili ve davalı ... vekili ayrı ayrı istinaf etmiştir.
Bölge adliye mahkemesince, dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı Kurum vekili ve davalı ... vekili ayrı ayrı temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 26/06/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.