Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/4435 Esas 2018/10977 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4435
Karar No: 2018/10977
Karar Tarihi: 21.11.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/4435 Esas 2018/10977 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalı ile yaptığı sözleşme gereği teslim edilmesi gereken dairenin teslim edilmediğini iddia ederek kira bedeli ve cezai şartın tahsili için davalıya takip başlattı. Davalı ise zorunlu nedenlerle inşaata başlanamadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkeme, davacının taleplerini kabul etmiş, ancak davalı temyiz etmiştir. Yüklenici şirketin temsile yetkili olmadığı anlaşılmıştır. Davacının sözleşmeden dönmekle verdiği peşinatın iadesi için takip başlattığı, cezai şart ve kira tazminatının sözleşmenin devamı ile istenebilecek müspet zarar niteliğinde olduğu belirtilerek, hüküm bozulmuştur. Kararda, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolunun kapalı olduğu belirtilmiştir. Kanun maddeleri açıklandığında, HUMK’nun 440/III-1 maddesi, kararın düzeltilmesi talebinin süresi hakkında düzenleme yapmaktadır.
13. Hukuk Dairesi         2016/4435 E.  ,  2018/10977 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalı ile arasında 23/06/2006 tarihli daire satış sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye göre davalının yapmakta olduğu inşaatın 8. kat güney batı kısmındaki daireyi parasını peşin alarak sattığını, davalının sözleşme gereği teslim etmesi gereken daireyi teslim etmediğini, bunun üzerine kira bedeli ve cezai şartın tahsili için davalı aleyhine ... 3. İcra Müdürlüğünün 2012/2879 Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının yapılan bu takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek vaki takibe itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, yargılamada verdiği sözlü beyanlarında, sözleşmenin şirket adına imzalandığını kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, zorunlu nedenlerle inşaata başlanamadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı eldeki davası ile, harici sözleşme ile satın aldığı bağımsız bölümün teslim edilmemesi nedeni ile kira tazminatı ile sözleşme kapsamında düzenlenen cezai şartın tahsili istemi ile yaptığı takibe vaki itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır. Dosya kapsamında mevcut deliller dikkate alındığında davacının, yüklenici şirketi temsile yetkili olmadığı anlaşılmış olup imzaladığı sözleşmeden şahsen sorumlu olduğu sabittir. Ne var ki, davalı taraf temyiz dilekçesi ile, davacının aynı zamanda sözleşmeden dönmekle verdiği peşinatın iadesi istemi ile takip başlattığını, bu takibe kendilerinin itiraz etmediğini savunmuştur. Hal böyle olunca, buna ilişkin takip dosyasının getirtilerek, davacının sözleşmeden dönerek menfi zararının tahsilini istemesi halinde aynı zamanda sözleşmenin devamı ile istenebilecek olan müspet zararları isteyemeyeceği dikkate alınmalıdır. Somut olayda kira tazminatı ve cezai şartın sözleşmenin devamı ile istenebilecek müspet zarar niteliğinde olduğu dikkate alınarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, eksik incelemeye dayalı verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.