14. Ceza Dairesi 2015/9374 E. , 2019/10550 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun basit cinsel istismarı, kişisel verilerin kaydedilmesi
HÜKÜM : Beraat
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuk hakkında kişisel verilerin kaydedilmesi suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Olay tarihinde on iki-on beş yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğa isnat edilen suçun TCK"nın 135/1. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 66/1-e, 66/2. maddeleri gereğince dört yıllık asli dava zaman aşımı süresine tabi olduğu ve mahkemece yapılan sorgu tarihi ile inceleme günü arasında bu sürenin geçtiği anlaşıldığından, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, suça sürüklenen çocuk hakkında müsnet suçtan açılan kamu davasının aynı Kanunun 322 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca zaman aşımı sebebiyle DÜŞMESİNE,
Suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Mahkemece kurulan hükümlerin Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK"nın 34/1, 230, 289/g ve 1412 sayılı CMUK"nın 308/7. maddeleri uyarınca Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olmasının zorunlu olduğu, bu kapsamda gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, ulaşılan kanaat, suça sürüklenen çocuğa isnat edilen suçun işlenmesine ilişkin ortaya konulan delilerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği ve bu ilkelere uyulmadan hükümlerin CMK"nın 230. maddesine uygun şekilde gerekçe içermemesinin CMUK"nın 308/7. maddesinde kesin hukuka aykırılık hali olarak düzenlendiği gözetilmeden, yazılı şekilde gerekçesiz hükümler kurulması,
Kabule göre de;
Mahkemece olayın tek tanığı konumunda bulunan mağdur ..."ın maddi gerçeğin ortaya çıkartılması açısından, 5271 sayılı CMK"nın 210, 217 ve 236/2. maddeleri gereğince duruşmada dinlenip, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre, suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Suça sürüklenen çocuğa 5271 sayılı Kanunun 150/2. maddesi uyarınca baroca görevlendirilen müdafiye ödenen avukatlık ücretinin suça sürüklenen çocuktan tahsiline karar verilmiş ise de; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesinde şüpheli veya sanığın “müdafii tutmak için mali olanaklardan yoksun bulunması ve adaletin selametinin de gerektirmesi halinde, mahkemece görevlendirilecek bir avukatın yardımından ücret ödemeksizin yararlanabilme hakkının bulunduğunun açıklandığı, iç hukukumuzda ve tarafı bulunduğumuz sözleşmede mevcut bu ilkeler karşısında, AİHS’nin temel hakka ilişkin hüküm içeren 6. maddesinin, iç hukukumuzda aynı konuda kanun ve yönetmeliklerle getirilen ve yukarıda işaret edilen düzenlemelere nazaran öncelikle uygulanması gerektiğinden, yaşı itibarıyla istemi aranmaksızın kendisine müdafi görevlendirilen ve dosyadaki bilgilerden yeterli mali geliri bulunmadığı anlaşılan suça sürüklenen çocuğa müdafilik ücreti yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.07.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.