10. Hukuk Dairesi 2011/16276 E. , 2013/3219 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmü, davalı ...Tic. Ltd. Şti. ve ... vekillerinin temyiz etmeleri üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesi olup, maddedeki “....sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere...” bölümünün, Anayasa Mahkemesince 23.11.2006 tarih ve 2003/10 Esas 2006/106 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması karşısında, Kurumun bu maddeden doğan rücu hakkının, “halefiyete” değil, “kanundan doğan basit rücu hakkına” dayandığının kabul edilmesi ve bu kabul çerçevesinde, Kurumun rücu alacağının, ilk peşin değerin kusura tekabül eden miktarıyla sınırlı bulunması ve tazminat hesabının bu şekilde yapılması gerekmektedir.
Öte yandan, Kurumun, sigortalı veya hak sahiplerine bağladığı ilk peşin sermaye değerli gelirden fazlasını isteme hakkı bulunmadığı gibi; bağlanan gelirin kesildiği veya kesilmesi gereğinin, yargılama sürecinde ortaya çıktığı durumlarda; Kurumun ödemediği veya ödemeyecek olduğu gelir kesimini rücuan isteyemeyeceği yönü de, tazmine yönelik davada gözetilmesi gereken genel ilkeler arasında bulunmaktadır.
Davaya konu somut olayda; iş kazasına uğrayan sigortalıya 04.02.2002 tarihi itibariyle % 46.2 sürekli iş göremezlik derecesi üzerinden gelir bağlandığı, yargılama sürecinde alınan 22.02.2006 tarihli ... 3.İhtisas Kurulundan alınan raporda ise sigortalının sürekli iş göremezlik derecesinin % 32’ye düştüğü, son olarak Yüksek Sağlık Kurulundan alınan 09.03.2007 tarihli raporda ise tekrar %46.2 olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Sürekli iş göremezlik geliri; 506 sayılı Yasanın 19. maddesi hükmü uyarınca zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının meslekte kazanma gücünü en az % 10 oranında yitirmiş olması halinde sağlanan bir sosyal sigorta yardımı niteliğindedir. Buna bağlı olarak, sigortalının, gelir almakta iken sürekli iş göremezlik geliri bağlanmasını gerektiren meslekte kazanma güç kaybı oranının tamamının ortadan kalkması veya % 10 oranının altına düşmesi halinde, kesilen gelir, iş göremezlik derecesine bağlı olan sürekli işgöremezlik gelirinin ilk peşin sermaye değerini doğrudan etkilemektedir.
Yapılan araştırma sonucu, sürekli işgöremezlik derecesinin zaman içinde düştüğü tespit edilirse, sürekli işgöremezlik derecesinin düşme tarihinin açıkça belirlenmesi gerekir. Bu durumda, düşmeye bağlı olarak değişime uğrayan gelir, yüksek iş göremezlik oranı nedeniyle bağlanmış olan başlangıçtaki gelir olup; gelir hesabındaki unsurlardan biri olan işgöremezlik oranındaki düşme karşısında, başlangıçtaki gelirin, değişen işgöremezlik oranına uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
Bu durumda, peşin sermaye değerli gelirin, gelir başlangıç tarihi itibariyle, düşen iş göremezlik oranına göre belirlenmesi; yeni oran üzerinden belirlenmiş olan peşin sermaye değerli gelire, gelir başlangıç tarihinden sürekli iş göremezlik derecesinin düştüğü tarihe kadar ödenen gelirin, yüksek iş göremezlik oranı ile düşen iş göremezlik oranı arasındaki fark iş göremezlik oranına karşılık gelen miktarının ilavesi gerekecektir. Öte yandan, başlangıçtaki gelir onay tarihinin esas alınması gereği de sürecektir.
Mahkemece, yukarıda sıralanan ilkeler ışığında, sigortalının sürekli iş göremezlik oranındaki %32 ‘lik derecesinin hangi tarih itibarı ile düştüğü araştırılarak,başlangıç tarihindeki ilk peşin sermaye değerli gelir ile bu tarihteki ilişkin olduğu gelirin ilk peşin sermaye değerinin karşılaştırılması sonucu, gelir başlangıç tarihinden sürekli iş göremezlik derecesinin düştüğü tarihe kadar ödenen gelirin ilavesi için bu konuda hesap bilirkişisinden ek rapor alınması gerekeceği gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 25.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.