Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/23504
Karar No: 2013/3213

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/23504 Esas 2013/3213 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2012/23504 E.  ,  2013/3213 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, kalp rahatsızlığı nedeniyle ilaçlı stent kullanmak zorunda kalan emekli sandığı iştirakçisi olan davacının 3 adet ilaçlı stentin ödediği fark bedelinin 30.12.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Mahkemelerin görevi ve yargı yolu "yasa" ile belirlenmiş olup kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her safhasında mahkemece resen nazara alınır. (HMK 1. madde)
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden, 5434 sayılı Yasa kapsamında çalışan konumundaki davacının kalp rahatsızlığı nedeniyle 14.08.2009 tarihinde geçirdiği operasyon sonucunda kalbine takılan stent ve sonrasında ...’da Yüksek İhtisas ve Araştırma Hastanesinde 01.12.2009 tarihinde tedavisi sonucunda kalbine takılan ilaç kaplı stentlere ilişkin fark ödemelerinin davacıya iadesi istemiyle önce Kuruma yapılan başvuru sonrasında kurumun bu bedellerin davacıya ödenemeyeceğini bildirmesi nedeniyle açılan idari davada İdare Mahkemesince görevli yargı yerinin adli yargıda İş Mahkemeleri olduğuna dair temyiz edilmeksizin verilen karar sonrasında davacı tarafından aynı taleple bu kez İş Mahkemesinde bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
    5434 sayılı Yasanın sağlık yardımlarına ilişkin hükümleri 5510 sayılı Yasanın 106/8 maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak, 5510 sayılı Yasa"nın geçici 4. maddesinde, bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı taktirde; iştirakçi iken bu Yasa"nın yürürlüğe girdiği tarih itibariyle bu Yasa"nın 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar, bu Yasa"nın yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Yasa hükümlerine tabi olarak çalışmış olup bu Yasa"nın 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile bunların dul ve yetimleri hakkında bu Yasayla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Yasa hükümlerine göre işlem yapılacağı belirtilmiştir.
    Yine, 5510 sayılı Yasanın genel sağlık sigortası geçiş hükümlerinin düzenlendiği geçici 12. maddesinde “Bu Kanunun uygulamasında sağlık hizmeti sunucularının sigortalılık kontrolü ve diğer provizyon işlemlerini elektronik ortamda yapmaya başlaması için gerekli altyapının kurulmasına kadar, sağlık bilgilerinin yazılı olarak tutulmasına başlanır ve sağlık belgesinin veya sağlık karnesinin Kurumca verilmesine devam edilir.
    Kamu idarelerinin sağlık hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin görevleri, yürürlükten kaldırılan kanunlardaki hak ve yükümlülükler çerçevesinde ilgili kayıt ve işlemler Kurum tarafından devralınan tarihe kadar devam eder.
    Kişilerin yürürlükten kaldırılan kanun hükümleri gereğince hak ettikleri sağlık hizmetleri, bu Kanun hükümleri gereğince kapsama alınmamış ise tedavi tamamlanıncaya kadar yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine göre Kurumca sağlanmaya devam edilir.
    Yasa koyucu, kamu çalışanlarının 5510 sayılı Yasanın genel sağlık sigortası kapsamına alınması yönünden bir devir süreci öngörmüştür. 31.12.2009 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Kamu Personelinin Sağlık Hizmetlerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna Devrine İlişkin Tebliğ; yine, 09.10.2010 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ... Silahlı Kuvvetlerinde Görev Yapan Askeri Ve Sivil Personelin Genel Sağlık Sigortası Kapsamına Alınması Hakkındaki Tebliğ hükümleri gözetildiğinde,(5510 sayılı Yasanın geçici 12. maddesinin dokuzuncu fıkrası kapsamına girenler hariç) kamu personelinin 15.01.2010 tarihinden itibaren; ... Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan (ilgili tebliğin 5. maddesinde belirtilenler hariç) asker ve sivil personel ile bunların bakmakla yükümlü oldukları kişilerin 15.10.2010 tarihinden itibaren Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredildikleri ve 5510 sayılı Yasa hükümlerine göre genel sağlık sigortalısı sayılacağı belirtilmiştir. Devir öncesinde kamu çalışanı olup, aktif çalışması devam edenler ile bunların bakmakla yükümlü oldukları kişilerin sağlık yardımlarının, devir öncesi dönem için, yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine göre çalıştıkları Kurum tarafından karşılanırken, devir sonrasında Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı; pasif sigortalılar ile bunların hak sahiplerinin sağlık yardımlarının ise Emekli Sandığı tarafından karşılandığı gözetildiğinde, devir hükümlerinin, aktif kamu çalışanlarını kapsadığı kanaatine varılmıştır.
    5510 sayılı Yasa"nın yürürlüğe ilişkin hükümleri düzenleyen 108. maddesinde, anılan Yasanın geçici 4. maddesinin, 2008 yılı Ekim ayı başında yürürlüğe gireceği belirtilmiştir. Burada, aybaşından neyin anlaşılması gerektiği üzerinde durulması gerekir. 10.09.1987 tarihli Resmi Gazetede yayınlandığı gün yürürlüğe giren Devlet Memurları ile Diğer Kamu Görevlilerinin Aylıklarının Ödenmesi Zamanının Değiştirilmesine Dair 289 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 1. maddesinde,
    “Aylıklarını 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 sayılı ... Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu ile 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanunu hükümlerine göre almakta bulunan Devlet memurları ile diğer kamu görevlilerinin (sözleşmeli statüdeki personel dahil) aylık veya sözleşme ücretleri, ilki 15 Ekim 1987 tarihinde olmak üzere her ayın 15’inde ödenir….  Devlet memurları ile diğer kamu görevlilerine ilişkin kanunlarda yer alan “ay başı” ibareleri “ayın 15’i” olarak uygulanır.“ denilmiş; Yine, 5510 sayılı Yasanın tanımlara ilişkin 3. maddesinde, “Ay: Ücretleri; her ayın 15”inde ödenen 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılar için, ayın 15’inden ertesi ayın 15’ine kadar geçen, diğer sigortalılar için ise ayın 1’i ile sonu arasında geçen ve otuz gün olarak değerlendirilen süreyi …. ifade eder.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu yöndeki düzenlemeler gözetildiğinde, kamuda aktif çalışan veya buradan gelir-aylık alanlar yönünden, aybaşı olarak, ayın 15’inin esas alınması gerektiği, 5510 sayılı Yasanın geçici 12.maddesi gereğince yapılan devirlerin de bu husus gözetilerek, ayın 15’i itibariyle yapıldığı; pasif sigortalılar yönünden de, 2008 yılı Ekim ayı başından, 15.10.2008 tarihinin anlaşılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
    Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gözetildiğinde; Emekli Sandığı iştirakçileri açısından görevli mahkemenin belirlenmesinde, tedavinin başladığı tarih esas alınarak; pasif sigortalılar için tedavisi 15.10.2008 tarihinden önce başlayan sigortalılar ile bunların hak sahipleri yönünden idari yargının, tedavisi anılan tarihten sonra başlayanlar yönünden adli yargının (iş mahkemelerinin) görevli olduğu; aktif olarak çalışmasına devam edenler yönünden ise, sağlık sigortası açısından Sosyal Güvenlik Kurumu’na devir tarihlerine göre, ... Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan asker ve sivil personel ile bunların bakmakla yükümlü oldukları kişilerden tedavisi 15.10.2010 tarihinden, diğer kamu görevlileri ile bunların bakmakla yükümlü oldukları kişiler yönünden tedavisi 15.01.2010 tarihinden önce başlayan sigortalılar ile bunların bakmakla yükümlü oldukları kişiler yönünden idari yargının, tedavisi anılan devir tarihlerinden sonra başlayanlar yönünden adli yargının (iş mahkemelerinin) görevli olduğu sonucuna varılmaktadır.
    Somut olayda; Sanayi ve Ticaret Bakanlığında aktif kamu çalışanı olan davacının, davaya konu tedavisinin, sağlık sigortası açısından Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredildiği 15.01.2010 tarihinden önce, 01.12.2009 tarihinde başladığı gözetildiğinde; uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek, davanın, mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönleri incelenmeksizin bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 25.02.3013 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi