10. Hukuk Dairesi 2011/18589 E. , 2013/3207 K.
"İçtihat Metni"... adına Av. ... ile 1-...San. ve Tic. Ltd. Şti., 2-... San. A.Ş., 3-... aralarındaki dava hakkında ... 3. İş Mahkemesinden verilen 22.09.2011 günlü ve 2009/856-2011/498 sayılı hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
1- A-) Tebligat Kanununun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebliğin selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı kanunun 13. maddesine göre de; tebliğ yapılacak bu kişiler her hangi sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde tebliği orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. 25.01.2012 tarihli ve 28184 sayılı Resmi Gazatede yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik Hükümlerine göre, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gerektiği, bu kişilerin de bulunmaması halinde bu hususların tebliğ evrakına yazılarak tebligat, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır.
Dosyadan, gıyabi hükmün, davalılardan ... San. A.Ş.’ye “Muhatabın daimi çalışanı ...” imzasıyla tebliğ edildiği, dosya içeriğinde, kendisine tebligat yapılan kişinin yetkili olduğuna ve şirketle ilişkisine dair bilginin yer almadığı gibi, asıl muhatabın neden tebligatı alamayacak olduğu hususları belirtilmeksizin tebligatın yapıldığı ve şirket yetkilisinin de başka bir şahıs olduğu anlaşılmaktadır. Yapılan tebligat usulsüz olup Mahkemece, adı geçen davalı şirkete yukarıda belirtilen esaslar dahilinde yöntemince tebliğ yapılmalıdır.
B-) Dosyada, gıyabi hükmün, aleyhine hüküm kurulan ... San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne dava dilekçesinin gönderildiği ve tebligatın adreste tanınmadığından bahisle iade edildiği, bu adrese, mahkemece ticaret sicil memurluğundaki son bilinen adresi araştırılmadan ve daha önceden geçerli bir tebligat yapılmaksızın Tebligat Kanununun 35. maddesi gereğince tebligat yapıldığı anlaşıldığından, Ticaret Sicil memurluğundan muhatap şirketin adresi araştırılarak 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanununun 12, 13 ve 35’inci maddeleri hükümlerine göre yöntemince tebliğ edilmelidir.
2- Bazı maddeleri dışında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesine göre “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 7201 sayılı Kanunun 21. maddesine eklenen ikinci fıkrasına göre, “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 9. maddesi ile değişik 7201 sayılı Kanunun 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre, “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Tüm bu düzenlemeler gözetildiğinde, artık, adres kayıt sisteminde yazılı adresi bulunanlara, 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacak olup; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, adres kayıt sisteminde yazılı adresine, 21. maddenin ikinci fıkrasına göre tebliğ yapılması gerekecektir.
Dosyadan, davalı ...’a dava dilekçesi ve duruşma günü, davacının dava dilekçesinde belirttiği adresine tebliğ için gönderildiği, ancak, davalının adresten taşındığı ve ve mahalle muhtarının kayıtlarında da bulunmadığının belirtilmesi ve bila tebliğ iade edilmesi üzerine, mahkemece kesinleşen dosyadaki dava dilekçesinin tebliğine ilşkin evrağın davalının komşusuna bırakılması nedeniyle geçerli sayılarak,adres kayıt sisteminden davalının adresinin tespiti amacıyla herhangi bir araştırma yapılmaksızın, aynı adrese Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, gıyabi hükmün ise aynı nedenlerle herhangi bir araştırma yapılmadan Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliği, tebligat hükümlerine aykırı olup geçersizdir.
Mahkemece gecikmeye ve yeni bir geri çevirmeye mahal verilmeksizin;
A-) Aleyhine hüküm kurulan davalılardan ... San. A.Ş.’ye gıyabi hükmün 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanununun 12. ve 13. maddeleri hükümlerine göre;
B-) Aleyhine hüküm kurulan davalılardan... San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin Ticaret Sicil memurluğundan muhatap şirketin adresi araştırılarak 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanununun 12. ve 13. ve 35. maddeleri hükümlerine göre yöntemince
ticaret sicilinde belirtilen adresine hükmün tebliği, bu adrese tebligat yapılamadığı takdirde ticaret sicili adresine başkaca bir şey yapılmaksızın 7201 sayılı Kanunun 35. maddesi ne göre;
C-)Aleyhine hüküm kurulan davalılardan Hakan hakkında yapılacak araştırma ile adres kayıt sisteminde yazılı adresine usulünce tebliğ edilerek; temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3.maddesi gereği, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra; anılan davalının, adres kayıt sisteminde adresinin kayıtlı olmadığının anlaşılması durumunda, yine anılan Kanunun 28 ve devamı maddeleri gereği yöntemince araştırma yapıldıktan sonra ilanen tebliğinin sağlanmasını takiben, temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununu Geçici 3. maddesi gereğince, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 25.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.