(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2017/9448 E. , 2020/1672 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli taşınmaz ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 125 ada 62 parsel sayılı taşınmaz, 11.839,56 m2 yüzölçümüyle kısmen incirli tarla niteliğiyle ... adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı ... Yönetimi Bodrum Kadastro Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde;, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereği yapılan çalışmalarda 13198 m2 yüzölçümündeki ... köyü 125 ada 62 (eski 408-11800 m2) sayılı parselin davalı adına tesbit edildiğini, ancak, taşınmazın kısmen kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, tesbitin iptalini ve orman niteliği ile Hazine adına tescili istenilmiştir.
Mahkemece, davanın mülkiyete ilişkin olduğu, yenileme kadastrosuna itiraz davalarında mülkiyet ihtilaflarının dinlenemeyeceği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22/04/2014 günlü, 2014/1350 E.- 2014/ 4935 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma emrinde; "Mahkemece, davacıya talebi açıklattırılmaksızın ve keşif yapılmaksızın, yazılı şekilde karar verilmişse de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.12.2012 tarih ve 2012/20-994 E. - 2012/1261 K. sayılı kararında öngörüldüğü gibi; dava dilekçesi içeriğinden, istemin hangi konuya ilişkin olduğu açıkça anlaşılamadığından, yerel mahkemece öncelikle, davacı ... Yönetimi vekilinden, davasının sadece 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan tesbite itiraz mı; yoksa, sadece mülkiyete ilişkin mi olduğu veya her iki istemi birlikte içerip içermediği hususu açıklattırılmalı, bunun sonucu olarak aşağıdaki ihtimaller doğrultusunda hüküm kurulmalıdır.
1) Dava, sadece 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme işlemine itiraza ilişkin ise, çekişmeli parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı, haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, yapılan çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesiyle, 26.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, yapılan çalışmaların kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek şekilde hüküm kurulmalı, kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmelidir.
2) Orman İdaresinin davasının yalnızca mülkiyet iddiasına dayalı olması halinde; 3402 sayılı Kanunun kadastro mahkemesinin genel olarak görevini düzenleyen 25. maddesi; zaman bakımından görev ve yetkisini düzenleyen 26. maddesi uyarınca, mülkiyete yönelik davaya bakmaya kadastro mahkemesi"nin görevli olmaması ve davanın genel mahkemede görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, tutanakların tapu kütüğüne aynen aktarılmasına karar verilmelidir.
3) Davanın hem mülkiyet iddiasına, hem de 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu tesbitine itiraza ilişkin olması halinde ise; yenileme işlemine itiraz istemi yönünden, yukarıda birinci bentde yazılı araştırmalar yapılarak, anılan bentte belirtilen şekilde karar verilmesi; mülkiyet iddiası yönünden ise, ikinci bentde açıklanan şekilde karar verilmesi gerekir. Değinilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir." gereğine değinilmiştir.
Davacı vekili tarafından verilen 10.09.2014 havale tarihli dilekçede; davanın mülkiyete göre açıldığı, dava konusu parselin kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kalmakta olduğu aynı zamanda evveliyatı ve fiili hali ile orman niteliğinde olduğu belirtilerek dava konusu yerin tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili talep edilmiştir.
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama neticesinde; dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, 6100 sayılı HMK"nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten iki hafta içerisinde mahkemeye başvurulması halinde dosyanın yetkili ve görevli Bodrum Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olup ilgili karar 29.12.2014 tarihinde kesinleşmiştir.
Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde; dava konusu taşınmazın tapu kayıtlarında zeytinlik olarak kayıtlı olduğu ve 11800 m2 büyüklüğünde olduğu, taşınmazın önce tapulama çalışmalarına tabi tutulduğu, tapulama çalışmalarından sonra orman kadastrosunun yapıldığı, dava konusu taşınmazın 25/07/2016 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1110,94 m2"lik kısmının orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Muğla ili, Bodrum ilçesi, Pınarlıbelen mah. 125 ada, 62 sayılı parselin 02/08/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.110,94 m2 büyüklüğündeki kısmın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dava konusu yerin bulunduğu yerde; ilk orman tahdidi 1965 yılında 6831 sayılı Orman Kanunu kapsamında ve fotogrometrik metot kullanılarak "Gelinöldü Serisi" içinde yapılmış, 1968 tarihinde kesinleşmiş; yörede, herhangi bir nedenle dışarıda kalmış ormanların kadastrosu ve 2/B uygulaması çalışması ise 25.08.1987 tarihinde kesinleşmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesine göre 2012 yılında yenileme çalışmaları yapılmıştır. Yöredeki arazi kadastrosu ise 1959 yılında yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (A) harfli bölümünün kesinleşmiş orman sınırları içerisinde geriye kalan bölümünün ise tahdit dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına
08/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.