8. Hukuk Dairesi 2015/2998 E. , 2017/9002 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne, birleşen dava yönünden kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün davalılardan birleşen davacılardan ....terekesini temsilen ... vekili ile müdahil davacı ... vekili taraflarından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Asıl davada davacı vekili; kadastro çalışmaları sırasında 343 ada 9 parsel sayılı taşınmazın vekil edeni adına tespit gördüğünü, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/88 Esas sayılı dosyasında görüleceği gibi davacıya ait 9 parsel sayılı taşınmazın doğusunda bulunan ....bahçesi ile sınırın .... dik olduğunu, ....sınırlarında kıvrım, kırılma ve kavis olmadığını, davacıya ait 9 parsel sayılı taşınmazın kök tapu kaydı olan 29.12.1952 tarih, 50 sıra nolu tapu kaydının tespit krokisi istenildiği zaman da aynı durumun ortaya çıkacağını belirterek kadastro çalışmaları sırasında davalılara ait 10 parselde yapılan taşkın kesimin tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacılar – karşı davalılar vekili; dava konusu 4 ve 10 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında vekil edenleri ile birlikte davalılar ...kızı ...adı belli olmayan ...adına hisseli olarak tespit gördüğünü, adı geçen kişilerin çevrede tanınmayan, bilinmeyen, soyadları ve nüfus kayıtları belli olmayan kişiler olduklarını, davaya konu yerlerin Mart 1927 tarih 9 sıra nolu tapu kaydı ile vekil edenlerinin murisi ...adına kayıtlı iken onun ölümü ile mirasçılarına intikal ettiğini, tapu kayıtlarındaki tarihlerden bu yana ... ve mirasçıları tarafından kendi hisseleri ile birlikte kimlikleri belli olmayan davalıların hisselerini malik sıfatıyla zilyet olarak taşınmazın tamamını nizasız-fasılasız kullandıklarını, tapu kayıtlarında ismi belirsiz şekilde geçen şahısların ise taşınmazlarda hiç zilyet olmadıklarını belirterek 4 ve 10 parsel sayılı taşınmazlardaki davalılardan ...kızı ....ve baba adı belli olmayan ...adına kayıtlı olan hisselerin iptali ile vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tescilini, asıl dava yönünden de davanın reddini talep etmiştir.
Müdahil davacı ... vekili; birleşen dosyada dava konusu 4 ve 10 parsellerin tapu kayıtlarında isimleri geçen ...kızı ...kızı ...ve baba adı belli olmayan Ramiz"in hisselerinin idaresini sağlamak üzere kayyım atanması için ... Sulh Hukuk Mahkmesinde dava açıldığını, eldeki dava ile ... Sulh Hukuk Mahkmesinde açılan davanın aynı yer ile ilgili olması sebebi ile davaya müdahil olarak katılmalarında Hazinenin yararı olduğunu belirterek davaya müdahil olmuşlar, safahatlardaki beyanlarında, kadastro tutanağı ve ekleri incelendiğinde mirasçı bırakmaksızın ölen kişilerin adlarına çıkarılan hisselerin yasal dayanakları olduğu gibi tapu kaydının da olduğunu, resmi tapu kaydının olduğu yerde soyut tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini, tüm ölen ve mirasçı bırakmayan davalıların hisselerinin ölüm anında devlete geçeceğini ve bu gibi yerlerin zilyetlik ile kazanılamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; asıl davanın kabulü ile 343 ada 10 parselde kayıtlı taşınmazın fen bilirkişisinin 25.04.2014 havale tarihli raporu ve eki krokisinde B harfi ile gösterilen 167,59 m2"lik kısmın iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, birleşen dava açısında davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile 343 ada 10 parselde kayıtlı taşınmazın hükmün 1. fıkrasındaki 167,59 m2"lik kısmın iptalinden sonra geriye kalan kısım ve dava konusu 343 ada 4 parselde kadastro tutanağında ismi geçen ...kızı Hatice, Abdulhalim kızı Tenasübe, Abdulhalim oğlu Ahmet, ...kızı ...ve baba adı belli olmayan ...kaydının iptali ile ....mirasçıları adlarına payları oranında kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ....tereke temsicisi ile müdahil ... vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1- Asıl dava yönünden dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, ... vekili ile davalı ... tereke temsilcisi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Birleşen 2006/87 Esas sayılı dava dosyasında müdahil ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava kazanmayı sağlayan zilyetlik, TMK"nun 713/2. fıkrasında açıklanan tapu kütüğünde maliki kim olduğu anlaşılamayan hukuki sebebine dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK"nun 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, "aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir.
Kanunun açık hükmü dikkate alındığında tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olmasıdır. ...."nun 10.04.1991 tarih 1991/8-51 Esas, 194 Karar ve 15.04.2011 tarih 2011/8-111 Esas, 2011/180 Karar sayılı ilamları). Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekir. Ayrıca "tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malik, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs değildir.
Somut olayda; dosya içinde bulunan kadastro tutanaklarından dava konusu 343 ada 4 ve 10 parsel sayılı taşınmazların Mart 1927 tarih 9 sıra nolu tapu kaydına dayalı olarak ...ağa hafidesi (kızı)... ...kızı ...ve diğer kızı müteveffa ... eşi ...adlarına 29.04.1999 tarihinde tespit edildiği ve 14.06.2001 tarihinde tutanakların kesinleşmesi üzerine ...kızı Hatice, ... ...kızı ...ve ...adına tapuya kayıt ve tescil edildiği anlaşılmıştır. Dosya içinde bulunan dava konusu 4 ve 10 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanaklarındaki bilgiler, kadastro tutanağı dayanağı Mart 1927 tarih 9 sıra nolu tapu kaydı ile dosya kapsamına göre tapu maliklerinden olan .... isimleri belli tanınan ve bilinen kişilerden olduğunun kabulü gerekir.
Tüm bu açıklamalar ışığında, kayıt maliklerinin kim olduğuna yarar bilgilerin tapu kütüğünde ve kadastro tutanaklarında mevcut olduğu, tanınan ve bilinen kişilerden olup, maddede yazılı koşulların gerçekleştiğini kabule olanak bulunmamaktadır. Mahkemece, bu hususlar dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü doğru değildir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, yukarıda (1) nolu bentteki açıklamalar nedeniyle asıl dava yönünden ... ve davalı ...tereke temsilcisi vekilinin temyiz itirazlarının reddine, birleşen dava yönünden (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle müdahil Maliye Hazinesi vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 14.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.