22. Hukuk Dairesi 2014/23107 E. , 2014/37225 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kayseri 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/11/2013
NUMARASI : 2010/803-2013/678
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi davalıya ait iş yerinde sendika üyesi işçi olarak çalışmaya devam ettiğini, iş yerinin tehlike sınırları içinde olması sebebiyle eksik ödenen ilave tediye ile akdi ikramiye ve fazla çalışma alacaklarına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı işveren, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve hukukçu bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının dava konusu yaptığı çalışma dönemi itibariyle çalıştığı iş yerinin toplu iş sözleşmesinin 60/ç. maddesi kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İş yerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi"nin 60/ç. maddesi “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezince çalışma ortamının tehlike sınırları içinde olduğu saptanan; akü imalat, döküm, kurşun (izabe, kalıplama, eritme) boya imalat, vernik, imalat, fiberglas, kumlama (kum raspası) tank modernizasyon, asbest izalasyon, lastik imalat, metal kaplama, baskılı devre kart imalatı ile kapalı mekanlarda tabanca ile yapılan (bina ve ahşap boyası dışındaki) boya işlerinde ve X-Ray ve radyasyon yayan işlerde fiilen ve sürekli şekilde çalışan işçilerin ücretleri % 10 zamlı ödenir.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda doğru sonuca ulaşılabilmesi için iş yerinde iş güvenliği uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetince keşif yapılarak dava konusu dönem itibariyle davacı işçinin toplu iş sözleşmesinin 60/ç. maddesinde belirtilen atolyelerde çalışıp çalışmadığı saptanmalı ayrıca davacının bu nitelikte bulunmayan farklı atölyelerde görevledirilip görevlendirilmediği hususu da bir değerlendirmeye tabi tutularak sonuca göre karar verilmelidir
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının dava konusu yaptığı çalışma dönemi itibariyle çalıştığı işyerinin Sağlık Kuralları Bakımından Günde Ancak Yedibuçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda; doğru sonuca ulaşılabilmesi için iş yerinde iş güvenliği uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetince keşif yapılarak, dava konusu dönem itibariyle iş yerinin ve davacının yaptığı işin Sağlık Kuralları Bakımından Günde Ancak Yedibuçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik kapsamında olup olmadığının saptanması ve sonucuna göre söz konusu işçilik alacakları ile ilgili bir karar verilmesi gerekir. Eksik incelemeye dayalı karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının Sağlık Kuralları Bakımından Günde Ancak Yedibuçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik kapsamında çalıştığının saptanması halinde ise;
4857 sayılı İş Kanunu"nun 41. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, fazla çalışma saat ücreti, normal çalışma saat ücretinin yüzde elli fazlasıdır.
Kanunda öngörülen yüzde elli fazlasıyla ödeme kuralı nispi emredici niteliktedir. Tarafların sözleşmeyle bunun altında bir oran belirlemeleri mümkün değilse de, daha yüksek bir oran tespiti mümkündür.
Somut olayda işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin 62. maddesinde her saat fazla mesai için verilecek ücretin, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının % seksen yükseltilmesiyle ödeneceği belirtilmiştir. Bu düzenleme davacı işçinin lehine olup, geçerlidir.
Aynı toplu iş sözleşmesinin 60. maddesinin (e) bendinde ise çalıştıkları normal mesai günleri için işbaşında kaldıkları saat başına, günlük mesai süresi sekizbuçuk saat ve üzerinde olan işçilere saat ücretlerinin % 15"i, günlük normal çalışma süresi yedibuçuk saat ve altında olan işçilere ise saat ücretlerinin % 10 oranında verimliliği teşvik primi ödeneceği, fazla mesai çalışması yapılan süreler için bu primin ödenmeyeceği yönünde düzenleme yapılmıştır.
Mevcut hukuki ve fiili olgulara göre; hesaplanan fazla sürelerle çalışma alacağından bu çalışması sebebiyle ödenen verimliliği teşvik primi mahsup edilerek sonuca ulaşılmalıdır. Mahkemece davacının verimliliği teşvik primi alıp almadığının araştırılmaması, almışsa miktarı tespit edilerek hesaplanan fazla çalışma ücretinden mahsup edilmemesi isabetsiz olup, kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
Sonuç : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 29.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.