Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/8455 Esas 2018/4170 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8455
Karar No: 2018/4170

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/8455 Esas 2018/4170 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, tapuda kayıtlı olan taşınmazların gerçek değerlerinin ve m2'lerinin tespit edilmesi amacıyla dava açmıştır. Davacı, Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi gereği tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin tüm zararlarından devletin sorumlu olduğunu ve taşınmazların tapu kayıtlarının iptal edilmesine rağmen tazminat almadığını belirtmiştir. Mahkeme, davanın kabulü ile tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, davacının dayanak tapularından dolayı tazminat talep hakkının olmadığını belirterek davacının talebinin reddedilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Davada kullanılan kanun maddeleri şunlardır: Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi, 4785 sayılı Orman Kanunu'nun 1, 2 ve 5. maddeleri.
20. Hukuk Dairesi         2016/8455 E.  ,  2018/4170 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, dava dilekçesinde; davacı adına tapuda ... ilçesi, C:233, sayfa 46, 47, 48, 43, sıra:12, 13, 14, 15, 22 ve 2"de kayıtlı bulunan taşınmazlar hakkında orman kadastro çalışmaları neticesinde taşınmazların orman vasfında olduğuna karar verildiğini, ... Kadastro Mahkemesinin 2003/58 E. - 2003/30 K. sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonunda da söz konusu taşınmazların orman olduğuna karar verilmiş olup kararın kesinleştiğini, taşınmazların vergi kayıtları baz alındığında 880.508,5 m2 olduğu, fakat taşınmazlara ait tapuda bulunan ve dava dosyasında mevcut haritalar incelendiğinde gerçek m2"lerin çok daha fazla olduğunun anlaşılacağını, taşınmazların gerçek m2"lerinin ve değerlerinin tespit edilmesini talep ettiklerini, Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinde yer alan hüküm gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devletin sorumlu olduğunu, davacı adına kayıtlı bulunan dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının ... Kadastro Mahkemesinin 2003/58 Esas sayılı dosyasından verilen kararla iptal edilmiş olmasına karşın davacıya herhangi bir tazminat ödenmediğini belirterek, taşınmazların gerçek m2"lerinin ve değerlerinin belirlenmesi amacıyla tapu kaydında bulunan ve şark, garp, şimal, cenup olarak belirlenen yerler baz alınarak taşınmazların gerçek m2 ve değerlerinin tespit edilmesini ve taşınmazların gerçek değerleri bilirkişi incelemesinden sonra belli olacağından fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00.-TL"lik belirsiz tazminat alacağının iptal tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davacı tarafın ıslah ile ilgili nispi peşin harcı yatırmaması sebebi ile davanın 10.000,00.-TL tazminat talebi üzerinden değerlendirilmesi sureti ile davanın kabulü ile, 10.000,00.-TL tazminatın dava tarihi olan 15.04.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir
    Dava, TMK’nın 1007. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamından, davacının tazminat istemine konu yaptığı 1986 tarih 2, 12, 13, 14, 15 ve 22 numaralı tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazların yörede yapılan orman tahdidi sırasında orman olarak sınırlandırılmasının doğru olmadığı iddiası ile açtığı dava sonucu kadastro mahkemesinin 2003/58-30 K. sayılı ilamı ile; dayanak tapu kayıtlarının 4785 sayılı Kanuna göre devletleştirildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, davacı tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine kararın Yargıtay denetiminden geçerek 22/12/2005 tarihinde kesinleştiği,15/04/2013 tarihinde ise eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince, aynı Kanunun 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirildiği, aynı Kanunun 5. maddesinde "Devletleştirilen ormanların sahiplerini bu kanunun yürürlüğe girmesinden başlayarak 1 yıl içinde ihticaca salih mülk edinme belgeleri ve vergi kayıtlarıyla birlikte ve iş ilgililer arasında ihtilaflı durumunda ise mahkemede incelenmekte olduğuna dair alacakları belgeleriyle ormanların bağlı bulundukları Devlet orman işletmesi müdürlüğüne veya o yerin mülkiye üstüne başvurmak zorundadır. Bir yıl içinde bu ödevi yerine getirmeyenler devletleştirilen ormanın karşılığını alma hakkını kaybeder" hükmünün bulunduğu, bu hüküm uyarınca davacının dayanak Şubat 1326 tarihli sicilden gelen tapularından dolayı tazminat talep hakkının da bulunmadığı anlaşıldığına göre, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının REDDİNE, davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 31/05/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.