19. Hukuk Dairesi 2016/14174 E. , 2017/2291 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak, davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ... ile davalı vek. Av. ..."un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya 30/11/2010 tarih ve 90.145,72 USD tutarlı fatura ile sattığı ve 05/12/2010 tarihli konişmento ile teslim ettiği mal bedelinin ödenmemesi nedeniyle giriştiği icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında Eylül 2008 tarihinde tek satıcılık hususunda mutabakat sağlandığını, davacının 2011 Ocaktan itibaren müvekkilinin tek satıcılık haklarını ihlal ettiğini ve siparişlerine cevap vermediğini, müvekkilinin elindeki 1.000.000 USD"lik stok malının eksiklikler nedeniyle satışının mümkün olmadığını, davacı tarafla bu hususta yapılan anlaşmaya rağmen mal göndermediğini, davacının gönderdiği ayıplı mallara ilişkin ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2011/174. D iş dosyası üzerinden tespit yaptırdıklarını, müvekkilinin davacıya borçlu değil davacıdan alacaklı olduğunu, takipten önce temerrüt gerçekleşmediğinden temerrüt faizi istenilemeyeceğini savunarak, davanın reddi ile %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının kendi defterlerine göre 31/12/2012 tarihi itibariyle davacıya 90.145,72 USD borçlu olduğu, takibin cari hesaba istinaden değil faturaya istinaden yapıldığı, fatura borcunun ödenmediğinin davalının da kabulünde bulunduğu, davalının ayıba yönelik tüm teşebbüslerinin fatura tarihinden çok sonraya ait olduğu, ayıp varsa süresinde ihbar edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline ve takibin asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden önce davalının temerrüte düşürüldüğüne yönelik dosyada bir delil bulunmadığından faizin takip tarihinden itibaren yürütülmesine, asıl alacağın %40"ı oranında icra inkar tazminatına, davalı temerrüte düşürülmemesine rağmen davacı tarafından takip öncesi faiz isteminin kötü niyetli bir girişim olduğu gerekçesiyle reddedilen miktar yönünden de davacının tazminata mahkum edilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacının işlemiş faiz talebi reddedilmişse de işlemiş faize ilişkin takibin kötü niyetle yapıldığına dair dosyada bilgi ve belgeye rastlanılmadığından davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi gerekirken, mahkemece bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 21/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.