Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/18182
Karar No: 2014/37185

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/18182 Esas 2014/37185 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2013/18182 E.  ,  2014/37185 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir 1. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 17/04/2013
    NUMARASI : 2011/595-2013/203

    Hüküm süresi içinde davacı ve davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, aralarında organik bağ bulunan davalı şirketlere ait çeşitli gemilerde 02.07.2004-23.6.2011 tarihleri arasında usta gemici olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini, hak kazandığı fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve yıllık izin ücret alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalılar, ayrı tüzel kişiliklere sahip şirketlere ait farklı gemilerde çalışan işçinin tüm çalışma süresine ilişkin olarak ve şirketlerin müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek talepte bulunamayacağını, davacının iş sözleşmesinin terk sebebi ile haklı sebebe dayalı sonlandırıldığmı savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının aralarında organik bağ bulunan tüm davalı şirketler bünyesinde, görülün işin niteliği gereği sefer durumuna göre faklı gemilerde çalıştığı, davalıların işçilik alacaklarından müteselsilen sorumlu oldukları, davacının iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiği, davacının gemide geçirdiği tüm süren iş süresinden sayılamayacağından fazla çalışma ücret alacağına hak kazanmayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davacı ve davalılar temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacının temyiz itirazları yönünden, davacının fazla çalışma ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.
    854 sayılı Deniz İş Kanunu"nun 26/1. maddesine göre "Genel bakımdan iş süresi, günde sekiz ve haftada kırk sekiz saattir. Bu süre haftanın iş günlerine eşit olarak bölünmek suretiyle uygulanır". Kanunda 4857 sayılı İş Kanunu"ndan farklı olarak hem haftalık, hem de günlük çalışma süresi belirlenmiştir.
    854 sayılı Kanun’un 26/2. maddesine göre “İş süresi, gemi adamının işbaşında çalıştığı ve vardiya tuttuğu süredir." Gemi adamının gemide bulunduğu sürelerin tamamı çalışma süresi olarak kabul edilemez. Gemi adamının fiilen çalıştığı veya fiilen çalışmamakla birlikte gücünü işverenin emrinde bulundurduğu, iş verilmesi veya çıkması için beklediği süreler çalışma süresinden sayılmalıdır.
    854 sayılı Kanun"un 28/1. maddesine göre ise "Bu kanuna göre tespit edilmiş bulunan iş sürelerinin aşılması suretiyle yapılan çalışmalar, fazla saatlerde çalışma sayılır”
    Deniz İş Kanunu kapsamında çalışan gemi adamının iş başında çalıştığı veya vardiya tuttuğu süreler, günlük sekiz veya haftalık kırksekiz saati aştığı takdirde gemi adamının fazla çalışma yaptığı ortaya çıkar.
    Gemi adamının ister seyir halinde olsun, ister limanda gemi içinde iken çalışmadan veya vardiya tutmadan geçirdiği süre fazla çalışma olarak değerlendirilemez. Gemi adamının haftalık esasa göre fazla çalışmasının tespit edilmesi için gemi adamının haftanın yedi günü çalışması gerekmektedir. Aksi halde günlük çalışma esasına göre fazla mesai belirlenmelidir.
    Deniz İş Hukukunda, sözleşmenin taraflarının fazla mesai ücretinin, asıl ücrete dahil olduğu şeklinde sözleşmeye hüküm koymaları mümkündür. Bu sözleşme hükmü geçerlidir. Ancak bununda bir sınırının bulunması gerekir. Deniz İş Kanununda fazla çalışmalar için günlük veya yıllık bir sınır da öngörülmemiştir. Oysa 4857 sayılı İş Kanunu kapsamındaki işçiler için fazla çalışmanın sınırı yılda ikiyüzyetmiş saat olarak belirlenmiştir. Bu sebeple 4857 sayılı İş Kanunu"ndaki ikiyüzyetmiş saat sınırlamasının Deniz İş Kanunu kapsamında çalışanlar için uygulanması, ikisi de özel kanun olduğundan mümkün değildir.
    Bu konuda sınır olarak Türkiye tarafından onaylanan uluslararası kaynak olan 180 sayılı Uluslararası Çalışma Örgütü sözleşmesi ile 1999/63/EC sayılı Avrupa Birliği Direktifi dikkate alınabilir. Anılan sözleşme ve direktifin 5. maddelerinde işçinin sağlığının ve güvenliğinin korunması amacıyla çalışma sürelerinde sınırlamaya gidilmiş ve asgari dinlenme süreleri belirlenmiştir. Buna göre "azami çalışma süresi 24 saatlik sürede 14 saati, 7 günlük sürede 72 saati geçemez. Dinlenme süresi ise 24 saatte 10 saatten, 7 günlük sürede 77 saatten az olamaz. Dinlenme saatlerinin 6 saatten az olmamak koşuluyla ikiye bölünerek uygulanması mümkün olup iki dinlenme süresi arasında geçecek zamanın da 14 saatten fazla olmaması gerekir”. Buna paralel düzenleme Gemi adamları Yönetmeliğinin 84. maddesinde yer almaktadır. Dinlenme sürelerini belirleyen bu kuraldan da aynı sonuç çıkarılabilir. Fakat yönetmelik dinlenme süresini günlük on saat olarak belirlerken, haftalık ise yetmiş saaten az olamayacağını belirtmiştir. Bu sözleşme ve direktifteki düzenlemeye göre daha az bir süredir. Bu sebeple sınırlamada sözleşme ve direktifin dikkate alınması daha isabetli olacaktır.
    Somut olayda, davacı ve davalı şahit anlatımları ile gemi personeli için mesai saatlerinin 08.00-17.00 saatleri arasında belirlendiği, davacının görevinin niteliği gereği çalışmaya diğer gemicilerden yarım saat kadar önce başladığı ve yaz dönemlerinde havanın kararma durumuna göre çalışma saatlerinin uzadığı anlaşılmaktadır. Belirtilen bu çalışma düzenine göre davacının fazla çalışma yaptığı sabittir.
    Davacı ile işveren arasında imzalan 01.03.2011 tarihli iş sözleşmesinde aylık ücrete fazla çalışma ücretinin dahil olduğu yönünde düzenleme bulunmakta ise de, önceki çalışma dönemlerine ilişkin bu yönde hüküm içeren iş sözleşmeleri örnekleri ibraz edilmediği dikkate alındığında anılan dönemler için fazla çalışma ücret alacağı belirlenmelidir. Fazla çalışma ücretinin ücrete dahil olduğu yönünde düzenle içeren iş sözleşmesi kapsamında çalıştığı dönem için ise, yedi günlük sürede yetmişiki saati geçen çalışması bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli ve bu sınırı aşan çalışması var ise sınırı aşan çalışma süresi için hesaplama yapılmalıdır. Bu hususun dikkate alınmaması ve davacının gemide geçirdiği tüm sürenin iş süresinden sayılamayacağı gerekçesi ile fazla çalışma ücret alacağı isteminin reddedilmesi hatalıdır.
    3- Davalının temyiz itirazları yönünden ise;
    a ) Hükme esas alınan bilirkişi raporunda şahit beyanlarına göre dini bayramların ilk günü haricinde tüm genel tatillerde çalışma yaptığı kabul edilerek sonuca gidilmiştir. Davacının çalışma kaydı bildirilen tüm ulusal bayram genel tatil günlerinde seferde olup olmadığı hususunda araştırma yapılmamıştır.Davacının seferde olduğu dönemleri gösteren kayıtlar celp edilerek seferde olduğu ulusal bayram genel tatil günleri belirlenmeli ve sonucuna göre hesaplama yapılarak hüküm kurulmalıdır.
    b-) Taraflar arasında, işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
    Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
    5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 7. maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 447. maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı Kanun"un 316. ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir.
    Sözlü yargılama usulünün uygulandığı dönemde zamanaşımı defi ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yürürlükte olduğu dönemde 319. madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zaman aşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk oturuma kadar zaman aşımı definin ileri sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir.
    Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zaman aşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak 6100 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
    Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir.
    Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zaman aşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken 6100 sayılı Kanun"un uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz.
    Somut uyuşmazlıkta, davalı vekilinin dava ve ıslah dilekçesi ile talep edilen ulusal bayram genel tatil günleri ücret alacaklarına ilişkin süresi içerisinde zamanaşımı savunmasında bulunduğu görülmektedir. Kabule göre de, davalının zamanaşımı savunmasına ilişkin değerlendirme yapılmaması isabetsizdir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 29.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi