10. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/4195 Karar No: 2013/3124
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/4195 Esas 2013/3124 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2012/4195 E. , 2013/3124 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacının Kuruma ödediği primlerin 506 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalı hizmeti sayılması gerektiğinini tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı, 01.07.2000 tarihi itibariyle başlatılan 506 sayılı Kanun kapsamındaki isteğe bağlı sigortalılığının düzenli prim ödemesine rağmen Kurumca kabul edilmeyen süreler yönünden isteğe bağlı sigortalılığının tespitini aksi halde yatırılan primlerin iadesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın sonlandırıldığı 13.10.2011 tarihli duruşmada oluşturulan kısa kararda; "açılan davanın 23.05.2011 tarihli bilirkişi raporunun (b) bendi gereğince kabulüne" dair hüküm kurulduğu halde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında "açılan davanın 23.05.2011 tarihli bilirkişi raporunun (b) bendi gereğince kabulüne, davacının yatırmış olduğu isteğe bağlı primlerinin geçerli sayılarak bunların sigortalı hizmeti sayılması gerektiğinin tespitine" şeklinde karar verilmekle; kısa kararda açıkça zikredilmeyen hususlara gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer verildiği anlaşılmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında, “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmüştür. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgili olup, hükmü temyiz etmeyen yönünden sonuç doğurması gerekeceği de gözetilerek, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan, yazılı şekilde çelişkili hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.