22. Hukuk Dairesi 2014/16153 E. , 2014/37155 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 12. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/04/2014
NUMARASI : 2009/1035-2014/153
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı işveren nezdinde 05.09.2005-01.04.2009 tarihleri arasında personel müdürü olarak çalıştığını, 2009/Şubat ayı itibariyle net 1.500,00 TL ücret aldığını, çalışma süresince ücretini uzun zamandır alamadığını, hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkartıldığını, fazla mesai ücretinin ödenmediğini, ayrıca yıllık izinlerinin kullandırılmadığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı işveren, davacının iddia ettiği çalışma süresi ile ücret miktarını kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının aylık ücret miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 32. maddesinin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Ancak bu noktada, 4857 sayılı Kanun"un 8. ve 37. maddelerinin işverene yüklenen bu konuda bazı yükümlülükler de göz ardı edilmemelidir. Bahsi geçen kurallar, iş sözleşmesinin taraflarının ispat yükümüne yardımcı nitelikte olduğu gibi, çalışma yaşamındaki kayıt dışılığı önlenmesi amacına da hizmet etmektedir. Bu yönde belgenin verilmiş olması ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek işçiye verilmemiş oluşu, işçinin ücret, sigorta primi, çalışma şartları ve benzeri konularda kanuni güvencelerini zedeleyebilecek durumdadır. Çalışma belgesi ile ücret hesap pusulasının düzenlenerek işçiye verilmiş olması, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret, ücretin ekleri ve çalışma şartlarının belirlenmesi bakımından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin ispatı noktasında taraflar delillerinin değerlendirilmesi sırasında, işverence düzenlenmesi gereken bu tür belgelerin düzenlenmiş olup olmamasının da gözetilmesi gerekir.
İş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı durumlarda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda şahit beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalıdır.
Dosya içeriğine göre, davacıya ait imzalı ücret bordroları sunulmuş olup, mahkemece emsal ücret araştırması yaptırılmadığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi tarafından davacının ücrete ilişkin iddialarının yaptığı iş dikkate alınarak fahiş olmadığı kabul edilmiş ve davacının iddiasına değer verilerek belirttiği ücret üzerinden yapılan hesaplamaya göre sonuca gidilmiştir. Mahkemece, bu rapor uyarınca karar verilmişse de, davacının kıdemi ve yaptığı işe göre ilgili meslek kuruluşlarından ve yukarıda belirtilen mercilerden uyuşmazlık konusu dönemde alabileceği emsal ücret seviyesi belirlenmeli ve dava konusu alacaklar buna göre hesaplatılmalıdır. Yazılı şekilde sadece davacının iddiası ve şahit anlatımları ile yetinilerek karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 25.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.