4. Hukuk Dairesi 2016/9646 E. , 2018/3497 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı ... Kuvvetleri Komutanlığı vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/04/2014 gününde verilen dilekçe ile kurum zararı nedeni ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 23/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava; kurum zararı nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; müvekkili tarafından davalıya 27/07/2009 tarihinde bir kamu konutu tahsis edildiğini, davalının ise 20/07/2012 tarihinde konuttan ayrıldığını ve bu konutu tesliminden önce 28/12/2011 tarihli, 28156 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 337 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği"nin yürürlüğe girdiğini, anılan Tebliğin ""Yakıtı Kurum Tarafından Tedarik Edilen Konutlar""" başlıklı 3. maddesinde belirtildiği üzere, 15/01/2012 tarihinden itibaren kamu kurum ve kuruluşlarınca tüketilen yakıta ilişkin ödenen toplam bedelin, konutta oturanlardan tahsil edilen toplam bedelden fazla olan kısmı, konutta oturanlardan konut yüz ölçümleri dikkate alınarak tahsil edileceğinin hüküm altına alındığını; fakat bu tebliğin 10 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 348 nolu Milli Emlak Genel Tebliği ile yürürlükten kaldırıldığını, anılan Tebliğin ilgili hükmünün yürürlükte kaldığı döneme ilişkin davalının yakıt gideri borcunun tespit edildiğini belirterek maddi zararın davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalı; Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait lojmanda kendisine tahsis edilen konutu 20/07/2012 tarihinde kamu konutları geri alma tutanağı ile borçsuz olarak teslim ettiğini, davacı tarafından adına çıkarılan borcun dayanağı olan tebliğin 10/10/2012 tarihinde 348 numaralı Milli Emlak Genel Tebliği ile yürürlükten kaldırıldığını, dava konusu edilen konuta ait borcunun olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davacı tarafından davalıya geçmiş aylara ilişkin toptan yakıt gideri farkının ödenmesi için tebligat yapılmasının doğru olmaması ve yakıt gideri farkına ilişkin borcun dayanağı olan 337 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği"nin yürürlükten kaldırılması dikkate alınarak idare tarafından anılan tebliğin muhatabı olan davalının idari tasarrufla yükümlülükten kurtarılması gerekirken hakkında dava açılmış olması nedenleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
28/12/2011 tarihli, 28156 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 337 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği"nin 3. maddesinin son fıkrasında; ""Yakıtı kurumlarca tedarik edilen kamu konutlarında, ortak kullanım alanlarındaki aydınlatma, elektrik, su, gaz, otomat ve benzeri giderlerin zorunlu nedenlerle kurumlarca karşılanıyor olması halinde, bu giderler karşılığında kira ve yakıt bedellerine ek olarak her bir metrekare başına 15/1/2012 tarihinden itibaren 0,10 TL/m² tahsil edilir."" hükmü yer almaktadır.
Yukarıdaki tebliğin ardından, 10/10/2012 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 348 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği"nin 1. maddesine göre; 28/12/2011 tarihli ve 28156 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 337 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği’nin “Yakıtı kurum tarafından tedarik edilen konutlar” başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır."" şeklinde hüküm getirilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; dava konusu edilen 337 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği"nin davalıya yakıt gideri farkı adı altında borç çıkaran dayanak hükmünün 10/10/2012 tarihinde 348 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği ile yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmıştır. Fakat mezkur tebliğin ilgili hükmünün yürürlükte olduğu dönem 15/01/2012 tarihi ile 10/10/2012 tarihleri arasındadır. Davalının kamu konutununda ikamet ettiği ve anılan tebliğin yürürlükte kaldığı ortak dönem ise 15/01/2012 tarihi ile 20/07/2012 tarihleri arasındadır. Sonuç olarak, söz konusu tebliğin yürürlükte olduğu dönemde davalının kamu konutunda oturduğu süre için Tebliğde belirtilen şekilde yakıt gideri farkından davalının sorumluluğu bulunmaktadır. Hal böyle iken, mahkemece yapılacak gerekli araştırmalar doğrultusunda davalının kamu konutunda kaldığı döneme ilişkin davacının zararının kapsamı belirlenmeli iken davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup kararın bu nedenle bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 26/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.