11. Hukuk Dairesi 2018/3190 E. , 2019/4901 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06/07/2017 tarih ve 2016/379 E.-2017/282 K.
sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 19/04/2018 tarih ve 2017/1590-2018/442 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin TPMK nezdinde 2014/112010 sayı ile "KOÇGAZ" ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı şirketin 99/021873, 2004/15189, 2011/98616 sayılı "KOÇ+şekil", "KOÇ", "KOÇ" ibareli markalarını gerekçe göstererek itiraz ettiğini, davalının yaptığı itirazın kabul edilerek başvurularının reddine karar verildiğini, bu ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez TPMK"nin 2016-M-8305 sayılı YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkilin markası ile davalının markaları diğer unsurlar dikkate alınmadan sadece genel görüntüleri, anlamları, okunuş ve yazılışları baz alınarak yapılan değerlendirmede dahi markaların aynı olmadığını ve karıştırılma ihtimalinin de bulunmadığını, davalı firmanın “Koç” markasını bütün hizmetlerinde ve ürünlerinde koçbaşı logosu ile birlikte kullandığını, yani tüketicilerin markaları karıştırma ihtimalinin bulunmadığını, ayrıca, www.kocgaz.com.tr alan adının müvekkili firmaya 28.12.2011 tarihinde tahsis edildiğini, bu alan adının müvekkili tarafından kullanılmasının da “KOÇGAZ” markasına ayırt edicilik kazandırdığını, TPMK tarafından verilen ret kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek TPMK YİDK’nun 2016-M-8305 sayılı kararının iptali ile marka başvurularının müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, dava konusu markanın esas unsurunun “Koç” ibaresinden oluştuğunu, marka başvurusunun bu haliyle görsel ve özellikle de sessel-telaffuz açıdan müvekkiline ait marka ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, “Koç” ibaresinin tanınmış marka olduğunu, tüketici nezdinde bıraktığı genel izlenim açısından iltibas yaratacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; dava konusu başvurunun "KOÇGAZ" ibaresinden oluştuğu, kapsamında 04, 39. sınıftaki mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise "KOÇ+şekil", "KOÇ", "KOÇ" ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 01 ile 45. sınıflar arasındaki tüm mal ve hizmetlerin yer aldığı, buna göre başvuru kapsamındaki malların ve hizmetlerin itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı olduğu, gerek davacı gerekse davalı markalarındaki yazılı ibareler karşılaştırıldığında davacının esas unsurunun “KOÇGAZ”, davalılarının ise “KOÇ” olduğu, karşılaştırması yapılan davalı şirkete ait “KOÇ” ibareli markaların tanınmış marka olması nedeniyle ayırt ediciliği yüksek bir marka olduğu, bu nedenle davaya konu “KOÇGAZ” markasının davacı şirkete ait “KOÇ” markaları ile işitsel, görsel, telaffuz ve kavramsal açıdan benzer olduğu, başvurunun iyi niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce; davacı şirketin başvuru markası olan "KOÇGAZ" ibaresi ile davalı şirkete ait itiraza mesnet "KOÇ" markaları arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 26/06/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.