
Esas No: 2013/2310
Karar No: 2015/10161
Karar Tarihi: 13.04.2015
Zimmet - resmi ve özel belgede sahtecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2013/2310 Esas 2015/10161 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 5 - 2012/305011
MAHKEMESİ : Çorum Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2010
NUMARASI : 2009/242 Esas, 2010/354 Karar
SUÇ : Zimmet, resmi ve özel belgede sahtecilik
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK"nın 260/1. maddesine göre zimmet suçundan katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan H.. H..nin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında 3628 sayılı Yasanın 18. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak bu suç bakımından katılma talebinin kabulüne karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Bayat adliyesinde zabıt katibi olup, suç tarihlerinde yazı işleri müdür vekili olarak görevlendirilen sanığın, dosyalarına yatırılan mevcut avansları ya da avanslardan kalan miktarları hakim kararı olmaksızın gerçeğe aykırı reddiyat makbuzları düzenlemek suretiyle ilgili hak sahiplerine ödeme yapmış gibi göstermek suretiyle toplam 3.659,19 TL"yi, düzenlediği çeşitli ödemeler bordrosuna hak sahibi olan bilirkişiler F.. O.., H.. U.."ın sahte imzalarını atmak ve imzasız olarak B.. Ç.."a ödeme yapılmış gibi göstermek suretiyle toplam 253,20 TL"yi mal edinmek şeklinde gerçekleştirdiği eylemlerinin, hak sahibi kişilerin beyanlarının alınması suretiyle saptandığı ve söz konusu hak sahipleri yerine imza atılmak suretiyle zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla gerçekleştirildiğinin anlaşılması karşısında eylemlerinin zincirleme biçimde nitelikli zimmet suçunu oluşturacağı gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu zincirleme basit zimmet suçundan hüküm kurulması,
Düzenlediği mükerrer veya sahte sarf kararlarını ödeme emirlerine eklemek, keşiflere gidiş ücretlerine ilişkin olarak şoförler A.. C.. ve M.. Ş.."in kendisine bıraktığı faturaların kurumda kalan üst nüshalarına daha yüksek, belirtilen şöförlere verdiği nüshalarına ise gerçek olan düşük meblağları yazarak aradaki farkı almak suretiyle mal edindiği toplam 20.561,65 TL"nin kendisine görevi nedeniyle tevdi olmaması, bu para üzerinde koruma ve gözetim sorumluluğunun bulunmaması, söz konusu ödeme emirlerini ita amiri C.Savcısına onaylatmak suretiyle hileli ve yasal olmayan yollardan kendisine kazanç sağlaması hususları nazara alındığında bu eylemlerinin kül halinde zincirleme biçimde nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, kararın gerekçe kısmında, mükerrer sarf kararları düzenleme şeklindeki eylemlerinin zimmet kabul edilen diğer eylemler arasında gösterildiği halde ayrıca nitelikli dolandırıcılık kabul edilip uygulama yapılması suretiyle çelişki yaratılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
H.. H..nin belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarının zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK"nın 234/1-b maddesi gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve diğer haklarını kullanabilmesi için Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünün duruşmadan haberdar edilmemesi,
Kabule göre de;
Mükerrer ve sahte sarf kararları ile reddiyat makbuzları düzenlemek eylemleriyle, keşiflere gidiş ücretlerine ilişkin sahte faturalar düzenlemek şeklindeki sahtecilik eylemleri değişik tarihlerde gerçekleştirilse dahi bir suç işleme kararının icrası cümlesinden olmak üzere işlendiği, kastın yenilenmediği, hukuki kesintinin söz konusu olmadığı anlaşılmakla, zincirleme şekilde tek resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı ve buna bağlı olarak TCK"nın 204/2, 43/1, 53/1-5. Maddeleri uyarınca hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden ve eylemlerin neden bağımsız birer suç olarak kabul edildiği, suç kastının nasıl yenilendiği karar yerinde denetime imkan verecek şekilde gerekçeleriyle gösterilip tartışılmadan yazılı şekilde özel belgede sahtecilik ve resmi belgede sahtecilik suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet hükümleri kurulması,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 12/02/2013 gün ve 2012/15-1364-2013/51 sayılı Kararında açıklandığı üzere; dolandırıcılık suçundan adli para cezasına karar verilirken, TCK"nın 158. maddesinin birinci fıkrası uyarınca hükmolunan gün karşılığı para cezasının, artırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra, aynı Kanunun 52. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilerek, ulaşılan cezanın suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olması durumunda adli para cezasının, anılan Kanunun 158. maddenin birinci fıkrasının son cümlesi uyarınca suçtan elde edilen menfaatin iki katına çıkarılması gerektiği gözetilmeden, adli para cezasının, temel gün olarak suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katı olarak belirlenmesi, artırma ve eksiltmelerin de bu miktar üzerinden yapılması suretiyle keza mükerrer sarf kararları düzenlemek suretiyle tekrar ödeme yapılmış gibi göstermek suretiyle mal edindiği toplam miktar 7.269 TL olduğu halde 7.437 TL esas alınarak yazılı şekilde adli para cezası tayini,
Zimmet ve belgede sahtecilik suçlarını TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işleyen sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca "cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına" karar verilmesi gerektiği gözetilmeden zimmet suçu bakımından yazılı şekilde infazda tereddüt oluşturacak şekilde hak yoksunluğuna hükmedilmesi, resmi belgede sahtecilik suçu bakımından ise aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafii ile katılan H.. H.. vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.