Hüküm süresi içinde davalı Sağlık Bakanlığı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı emekli olduğunundan işyerinden ayrıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma ve yıllık izin ücretinin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı Sağlık Bakanlığı davacının diğer davalı şirketin işçisi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı şirket davacının işyerinde sadece altı ay çalıştığını emekli olmasından dolayı bir sorumlulukları olmayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere, bilirkişi raporundaki hesaplamalara göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı Sağlık Bakanlığı"nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez. Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağını ve zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir. Somut olayda, davacının 07:00-17:00 saatleri arasında haftada altı gün ve bir saat ara dinelenme düşülerek haftada toplam dokuz saat fazla çalışma saati kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Oysa bir kısım şahit anlatımları ve bunu doğrulayan Hastane Başhekimlik yazısına göre davacının işyerinde Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri 06:00-21:00 saatleri arası çalışması olduğunun bildirildiği görülmüştür. Buna göre çalışılan günlerde gerçekleşen onbeş saatlik çalışmadan birbuçuk saat ara düşüldüğünde onüçbuçuk saat çalışma olduğu, açıklanan ilke ve yerleşik uygulamaya göre bu durumda onbir saati üzeri olan ikibuçuk saat ve haftanın üç günü çalışma olmasına göre haftalık yedibuçuk saat fazla çalışma kabul edilmesi dosya içeriğine uygundur. 3-Davalı Sağlık Bakanlığı harçtan muaf olduğu halde, harç giderinin yargılama giderleri ile toplanarak davalılardan müşterek ve müteslsilen tahsiline karar verilmesi bozma sebebidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 25.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.