Esas No: 2022/3486
Karar No: 2022/7877
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/3486 Esas 2022/7877 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/3486 E. , 2022/7877 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 15. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : TESPİT
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 3. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki muvazaa tespiti ve alacak davasından dolayı yapılan ilk yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 23.03.2017 tarihli ve 2015/670 Esas, 2017/126 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davalılar vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 18.01.2018 tarihli ve 2017/1919 Esas, 2018/70 Karar sayılı kararıyla davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılardan ... Büyükşehir Belediyesi Elektrik Su Havagazı Otobüs ve Troleybüs (ESHOT) Genel Müdürlüğüne ait işyerinde 06.06.2006 tarihinden 2011 yılına kadar usta olarak çalışmakta iken görev yeri değiştirilerek ... Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğünde görevlendirildiğini ve çalışmasının devam ettiğini, çalışmalarının kağıt üzerinde diğer davalı... A.Ş. üzerinden gösterilerek işçilik hak ve alacaklarının kayba uğratıldığını, davalı ... Belediyesinin ihtiyaç duyduğu personeli hizmet alım ihalesi yoluyla diğer davalı... A.Ş.’den temin ettiğini, davalılar arasındaki asıl-alt işveren ilişkisinin işçi teminine yönelik muvazaalı olduğunun tespiti ile davacının baştan itibaren davalı ... Belediyesi ve ... Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü işçisi sayılmasına, ESHOT işçilerine ödenen ücret, gece çalışması, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücretleri ile davacıya ödenen bu ücretler arasındaki fark ücret alacaklarının ve 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) kapsamında ödenmesi gereken ilave tediye alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... Belediyesi vekili cevap dilekçesinde; davacının Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı tarafından yapılan hizmet alım sözleşmeleri kapsamında 01.11.2011-31.12.2011 ve 01.01.2012-30.09.2014 tarihleri arasında Belediye Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığında, 01.01.2015 tarihinden itibaren Yeşil Alanlar İkmal Şube Müdürlüğünde yüklenici... A.Ş. bünyesinde, 01.11.2011 tarihi öncesinde ESHOT Genel Müdürlüğü nezdinde çalıştığını, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 2 nci maddesi uyarınca davalı Belediyenin hizmet alım yoluyla personel çalıştırma yetkisine sahip olduğunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun (5393 sayılı Kanun) 67 nci maddesi ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesi hükümlerine göre de hizmet alım yolu ile personel çalıştırılabileceğini, açık ihale usulü ile yapılan ihalenin... A.Ş. üzerinde bırakılmasında muvazaa iddiasının hiçbir dayanağı olmadığını, yapılan işin davalı Belediyenin ihale ettiği bir iş olduğundan ve görülen hizmetin kamu hizmeti olması sebebiyle İdarenin, yapılan işin yürütüm ve koordinasyonu ile işin denetimini yapmasının kaçınılmaz olduğunu, davacı işçinin... A.Ş. işyerinde yetkili sendika üyesi olup... A.Ş. ile imzalanan toplu iş sözleşmesinden faydalandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; müvekkili davalı ile davalıya ait işleri ihale yoluyla alan şirketler arasında hukuki ilişkinin asıl-alt işveren ilişkisi niteliğinde olduğunu, muvazaalı olmadığını, 5393 sayılı Kanun'un 15 ve 67 nci maddelerindeki düzenleme uyarınca ulaşım ve taşıma hizmetinin hizmet yüklenmesi yoluyla yaptırılmasının mümkün olduğunu, yerel yönetimlerin çalıştıracakları personel sayısının Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelik uyarınca belirlendiğini, pek çok kamu kurumu gibi İdarelerinin de bu eksikliği 4734 sayılı Kanun uyarınca hizmet alım ihalesi açarak giderdiğini, İdarelerine ait işleri ihale yoluyla alan şirketlerin hukuksal ve ekonomik açıdan bağımsız olduğunu, istihdam ettiği personelin işe uygun nitelikte olduğunu ve sadece ihale konusu işte çalıştırıldıklarını, bu hususlar dikkate alındığında muvazaa iddiasının reddi gerektiğini, ayrıca 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesinde toplu iş sözleşmesinden sendika üyesi işçilerin yararlanacağının hükme bağlandığını, davacının müvekkili davalı ile ... Sendikası arasındaki toplu iş sözleşmesi hükümlerinden bu sendikaya üye olmadığı veya dayanışma aidatı ödemediğinden yararlanmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Davalı... A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde; davacının 06.06.2006 tarihinde müvekkili Şirkette çalışmaya başladığını,... A.Ş.’nin kazandığı ... tarafından açık ihale usulü ile yapılan hizmet alım ihalesi kapsamında ... Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Şube Müdürlüğünde usta (sıhhi tesisatçı) olarak görevlendirildiğini, sözleşmelerde hukuka aykırılık olmadığını, muvazaa iddialarının yerinde olmadığını, davalı ... norm kadro sınırlamasına tabi olduğundan kamu hizmetlerini gereği gibi yerine getirebilmek amacı ile 5393 sayılı Kanun'un 67 nci maddesine dayanarak asıl işlerinden sayılan bir kısım işleri de hizmet alım ihalesi yolu ile üçüncü şahıslara gördürdüğünü, yapılan ihalelerin açık olup kanuna aykırılık bulunmadığını, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği kadrolu işçilerin toplu iş sözleşmesi ve kanundan kaynaklanan mali hak ve sosyal yardımlarından faydalanamayacağını, davacı işçinin... A.Ş. işyerinde yetkili sendikanın üyesi olup... A.Ş. ile imzaladığı toplu iş sözleşmesinden faydalandığını, davalı Şirket özel hukuk tüzel kişisi olduğundan 6772 sayılı Kanun kapsamında kamu müesseselerinde çalışan işçilere ödenmesi gereken ilave tediyeden yararlanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalılar arasındaki hizmet alım ilişkisinin muvazaalı olduğunun, davacının 31.07.2009-31.10.2011 tarihleri arasında ... Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü işçisi, 06.06.2006-30.06.2009 tarihleri ile 01.11.2011-21.09.2015 tarihleri arasında da ... Büyükşehir Belediyesi işçisi sayılması gerektiğinin tespitine, alacağa ilişkin taleplerin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; kamu hizmetinin aksamadan yürütülmesini temin edecek personelin hizmet alım ihalesi yoluyla istihdam edilebileceğini, müvekkili Belediye ile davalı... A.Ş. arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığını ve geçerli bir hizmet alım sözleşmesine dayandığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
2. Davalı ... Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde; verilen muvazaa kararının hukuka aykırı olduğunu, 5393 sayılı Kanun'un 15 ve 67 nci maddeleri uyarınca ulaşım ve taşıma hizmetinin hizmet yüklenmesi yoluyla yaptırılmasının mümkün olduğunu, müvekkili İdarenin norma kadro sayısının yetersiz olarak belirlenmiş olması sebebiyle ihtiyaç duyulan hizmetin 4734 sayılı Kanun uyarınca ihale yoluyla karşılandığını, diğer davalı... A.Ş.'nin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'na göre kurulmuş bir anonim şirket olduğunu, İdareden ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunduğunu, söz konusu Şirketin uzun yıllardır bu tür ihalelere girdiğini ve bu konuda uzmanlaştığını, söz konusu ihale kapsamında alınan personelin ihale konusu iş kapsamında çalıştırıldığını, bu işçilere başka bir görev de verilmediğini, Mahkemenin keşif yapmaksızın muvazaanın kabulü yönündeki kararının usule aykırı olduğunu, aynı vekil tarafından benzer taleplerle seri hâlde pek çok dava açılmasına rağmen vekâlet ücreti yönünden bunun dikkate alınmadığını belirterek davanın reddine karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
3. Davalı... A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; husumet itirazlarının dikkate alınmadığını, muvazaa iddiasının yerinde olmadığını, davalı İdarenin norm kadro sayısının yetersiz olarak belirlenmiş olması ve kamu hizmetinin bu kadar işçiyle yürütülmesinin imkânsız oluşundan dolayı hizmet alım ihalesine çıktığını, İdareye ait işleri ihale yoluyla alan müvekkili Şirketin hukuki ve ekonomik açıdan İdareden bağımsız olduğunu, çalıştırılacak işçilerin müvekkili Şirket tarafından işe alındığını ve davalı İdare bünyesinde yalnızca yüklenilen iş kapsamında çalıştırıldığını, davalı İdare ile müvekkili Şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca davaların seri dava olmasına rağmen hatalı ücreti vekâlete hükmedildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile gerek davacının çalıştığı yerlere ilişkin kayıtlar, gerek işbu davadan sonraki süreçte yapılan fesih üzerine davacının açtığı ve kabulle sonuçlanan işe iade davasındaki tanık anlatımları, gerekse dosyaya sunulan çeşitli tarihleri içeren yazışma örneklerine göre davacı işçinin arada görev yeri de değiştirilerek davalı Belediyenin çeşitli birimlerinde görevlendirildiğinin anlaşıldığı, her ne kadar davalı Belediyenin 5393 sayılı Kanun hükümlerine göre asıl işini de alt işverene vermesi mümkün ise de böyle bir iş verilmeden sadece işçi temini söz konusu olduğunda artık asıl-alt işveren ilişkisinden söz edilemeyeceğini, bu bakımdan çalışma süresi içinde karşılaştığı görev yeri değişiklikleri, davacı çalışmasına ilişkin anlatımlar ile benzer dosya içerikleri birlikte değerlendirildiğinde davacının işi bazında davalı... A.Ş. işçileri ile diğer davalıların kadrolu işçilerinin yaptığı iş, çalışma saatleri ve çalışma şartlarının aynı olduğu, yine işe alım ve işten çıkarma süreçleri, emir ve talimat yetkileri, çalışırken kullanılan araç gereçler vs. hususlar da gözetildiğinde davalı... A.Ş. ile diğer davalılar arasındaki ilişkinin asıl-alt işveren ilişkisine değil işçi teminine ve muvazaaya dayandığı kanaatine varıldığı, benzer nitelikteki birçok davada da, davalılar arasındaki hizmet alımının muvazaalı olduğunun kabul edildiği ( Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 02.02.2021 tarihli ve 2020/3808 Esas, 2021/3108 Karar sayılı; 23.12.2020 tarihli ve 2020/3326 Esas, 2020/19842 Karar sayılı; Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 07.12.2015 tarih ve 2015/29162 Esas, 2015/24444 Kara sayılı kararları), bu nedenlerle aynı yöndeki İlk Derece Mahkemesi kararına karşı öne sürülen istinaf itirazlarının yerinde görülmediği, ayrıca hükmolunan vekâlet ücreti konusunda benzer taleplerle seri hâlde pek çok dava açıldığının dikkate alınmadığı ileri sürülmüş ise de belirtilen dosyaların gösterilmediği, bu davaların duruşmalarının aynı gün yapıldığına ve aynı gün karara çıktığına dair bilgi ve belge sunulmadığı, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Seri davalarda ücret" başlıklı 22 nci maddesi karşısında vekâlet ücretiyle ilgili istinaf sebebinin de yerinde olmadığı gerekçeleriyle davalıların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekilleri, istinaf dilekçesinde belirttikleri gerekçelerle ve davacının alacak taleplerinin tümünün reddedilmiş olmasına rağmen davacı yararına avukatlık ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin emsal Yargıtay kararlarına aykırı olduğu gerekçesiyle temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı... A.Ş. ile diğer davalılar arasındaki hizmet alım ilişkisinin muvazaalı olduğunun tespiti ile davacının baştan beri bu davalıların işçisi sayılması istemi ile davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4857 sayılı Kanun'un “Tanımlar” kenar başlıklı 2 nci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları sırayla şöyledir :
“Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. ...
Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.”
2. 5393 sayılı Kanun’un “Belediyenin görev ve sorumlulukları” başlığını taşıyan 14 üncü maddesinin (a) bendi şöyledir:
“İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor; sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır.”
3. 5393 sayılı Kanun'un “Gelecek yıllara yaygın hizmet yüklenmeleri” kenar başlıklı 67 nci maddesi şöyledir :
“Belediyede belediye meclisinin, belediyeye bağlı kuruluşlarda yetkili organın kararı ile park, bahçe, sera, refüj, kaldırım ve havuz bakımı ve tamiri; araç kiralama, kontrollük, temizlik, güvenlik ve yemek hizmetleri; makine-teçhizat bakım ve onarım işleri; bilgisayar sistem ve santralleri ile elektronik bilgi erişim hizmetleri; sağlıkla ilgili destek hizmetleri; fuar, panayır ve sergi hizmetleri; baraj, arıtma ve katı atık tesislerine ilişkin hizmetler; kanal bakım ve temizleme, alt yapı ve asfalt yapım ve onarımı, trafik sinyalizasyon ve aydınlatma bakımı, sayaç okuma ve sayaç sökme-takma işleri ile ilgili hizmetler; toplu ulaşım ve taşıma hizmetleri; sosyal tesislerin işletilmesi ile ilgili işler, süresi ilk mahallî idareler genel seçimlerini izleyen altıncı ayın sonunu geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir. 67 nci maddesine göre temizlik işleri ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir.”
4. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 19 uncu maddesine göre bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekillerinin aşağıdaki (5) numaralı bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 4857 sayılı Kanun'nun 2 nci maddesinin altıncı fıkrasında asıl -alt işverenlik ilişkisi tanımlanmıştır. Muvazaa ise 6098 sayılı Kanun'da düzenlenmiş olup tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Üçüncü kişileri aldatmak kastı vardır ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaanın ispatı genel ispat kurallarına tabidir. İşverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek istenmiş ve 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında bu konuda bazı muvazaa kriterlerine yer verilmiştir. Bu kriterler, asıl işveren işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi sureti ile haklarının kısıtlanması veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisinin kurulması olarak belirtilmiştir.
3. 5393 sayılı Kanun’un 67 nci maddesi ile Belediyelerin asıl işlerini altıncı fıkradaki sınırlamalar olmaksızın alt işverenlere verebileceği düzenlenmiş olup bu hüküm uyarınca Belediyenin asli işlerinden olmasına rağmen, işletmenin veya işin gereği teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren iş olup olmadığına bakılmaksızın üçüncü kişilere gördürülmesi mümkün kılınarak 4857 sayılı Kanun’un 2 nci maddesine istisna getirilmiştir.
4. Somut olayda; davacının, alt işverenler bünyesinde, 31.07.2009-31.10.2011 tarihleri arasında usta olarak, 06.06.2006-30.06.2009 ile 01.11.2011-21.09.2015 tarihleri arasında da sıhhi tesisatçı olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. 5393 sayılı Kanun'un 67 nci maddesi uyarınca, davacının çalıştığı işlerin hizmet alım yoluyla üçüncü kişilere gördürülmesi mümkündür. Sözü edilen düzenlemeler ile asıl işin tamamı ya da bir kısmı 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde öngörülen sınırlamalara tabi olmaksızın alt işverene verilebilir.
5. Dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler ile hizmet alım sözleşmeleri nazara alınarak yapılan değerlendirme neticesinde, davacının hizmet alım sözleşmelerine uygun şekilde çalıştırıldığı, davalı... A.Ş. ile diğer davalılar ... Büyükşehir Belediyesi ve ESHOT arasında asıl işveren - alt işveren ilişkisinin Kanuna uygun olarak kurulduğu ve bu itibarla muvazaaya dayanmadığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, davalı asıl işveren ... Büyükşehir Belediyesinin, işin düzenli ve sağlıklı yürütülmesi bakımından verdiği emir ve talimatların, alt işverenin yönetim hakkını ortadan kaldırıcı nitelikte olduğu da söylenemez. Anılan sebeplerle davalılar arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin Kanun'a uygun kurulduğu ve muvazaaya dayalı olmadığının kabulü gerekirken aksi yönde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.