22. Hukuk Dairesi 2017/22681 E. , 2019/11222 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işyerinde muhtelif alt işverenler nezdinde 02/07/2007 -17/10/2011 tarihi arasında çalıştığını, Karşıyaka 4. İş Mahkemesinin 2012/202 esas, 2013/369 karar sayılı dosyasıyla davacının davalıdan brüt 10.206,81 TL fazla çalışma ücreti alacağı olduğuna hükmedildiğini, ancak taleple bağlı kalınarak 3.000,00 TL brüt fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alındığını, kararın Yargıtay"ın 7. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiğini, ... İcra Müdürlüğünü"nün 2013/2598 esas sayılı dosyası ile bakiye alacaklardan yasal kesintiler yapıldıktan sona net tutar üzerinden takip konusu edildiğini, davalının borca haksız yere itiraz etmek suretiyle takibin durmasına neden olduğunu, bu nedenle takibe yönelik itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, itirazın iptali davasının bir yıllık yasal sürede açılmadığını, alacağın belirli olmadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemez. Alacağın likit olması şartıyla itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez.
Şayet alacak tartışmalı ve yargılamayı gerektiriyorsa likit olduğundan söz edilemez.
Somut olayda, davacının itirazın iptali davasına konu ettiği fazla çalışma alacağının varlığı ve miktarı yönünden hak tartışmalı olup yargılamayı gerektirdiği gibi ayrıca ispatın tanık beyanlarına dayanması nedeniyle mahkemece yapılacak indirimin baştan bilinemesi nedeniyle ortada likit bir alacağın varlığından da söz edilemez. Bu nedenle, Mahkemece icra inkar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Hüküm fıkrasının 3. paragrafı olan “Asıl alacağın %20"sine tekabül eden 1.030,44 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ibaresinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine "İcra inkar tazminatı talebinin reddine" cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.