11. Hukuk Dairesi 2018/3163 E. , 2019/4896 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 11/07/2017 tarih ve 2014/1287 E. - 2017/340 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 29/03/2018 tarih ve 2017/1504 E. - 2018/525 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankanın ...Şubesinden 05.01.2012 tarihli Kredi Genel Sözleşmesine istinaden 06.01.2012 kredi açılış tarihli l.500.000,00 TL meblağlı, 48 ay vadeli İşletme İhtiyaç Kredisi kullandığını ve kredi ödemelerinin müvekkili firma tarafından düzenli olarak gerçekleştirildiğini, kredinin 15. taksidinin ödenmesi ile birlikte kredi geri ödeme planına göre kalan anapara tutarının 1.120.957.90 TL olduğunu, müvekkilinin 18.04.2013 tarihinde davalı bankaya daha fazla yüksek faiz ödememek için zorunlu olarak 1.206.884,40 TL ödeme yapılmak suretiyle kullanılan kredinin kapatıldığını, müvekkilinden 85.926,50 TL fazla tahsil edildiğini, söz konusu tutarın haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edildiğini, taraflar arasında aktedilen kredi sözleşmesinde erken kapama halinde kredi kullanan taraftan erken kapama cezası (bedeli) adı altında herhangi bir oranda ceza, bedel vs. alınacağının öngörülmediğini, %7,2"lik orana tekabül eden tutarın fahiş ve keyfi olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000,00 TL"nin ödeme tarihi olan 18/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra verdiği ıslah dilekçesiyle talebini 50.610,43 TL"ye çıkarmıştır.
Davalı vekili; davacıdan tahsil edildiği belirtilen 1.206.884,40 TL"nin içerisinde 15. taksit tutarı olan 41.454,61 TL"nin de olduğunu, ayrıca bu miktarın içinde geç ödeme faizi bulunduğunu, davacıdan fazla bir meblağ tahsil edilmediğini, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, bankacılık mevzuatı ve yerleşik bankacılık uygulamaları gereği söz konusu masrafın alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmeye göre erken kapama komisyonu ödenmesinin kararlaştırıldığı, davalı bankanın sözleşme ve bankacılık teamüllerine göre davacıdan erken kapama komisyonu talep edebileceği, ancak net olarak hangi oranda komisyon uygulanacağı konusunda belirleme yapılmadığı, davalı bankanın sözleşme ile kendisine bırakılan erken kapama komisyonunu belirleme yetkisini kendisine fahiş getiri sağlama amacı ile kullanamayacağı, davalı bankanın diğer bankaların uygulamaları ile benzer bir uygulama yapmasının gerektiği, davalı banka tarafından alınan %7,18 oranında erken kapama komisyonunun fahiş olduğu, bankanın alabileceği erken kapama komisyonunun diğer bankaların emsal uygulamalarına göre 29.929,58 TL olduğu, davacıdan 50.610,43 TL fazla erken kapama komisyonu tahsil ettiği, tarafların tacir olması ve kredinin ticari işletmeleriyle ilgili olması nedeniyle davacının ticari faiz talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile, 50.610,43 TL"nin 30.000,00 TL"sine dava tarihinden 20.610,43 TL"sine de ıslah tarihi olan 29/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinde kredinin erken kapatılması halinde erken kapama komisyonu alınacağının düzenlenmesine rağmen alınacak komisyon bedeli konusunda herhangi bir oranın belirtilmediği, mahkemece diğer bankaların benzer kredi dolayısıyla almış oldukları erken kapama komisyon oranlarına göre hüküm kurulduğu, gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve davalı tarafından 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğ uyarınca sair giderlerin oran ve miktarlarının TCMB’ye bildirildiği ve tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan edilip, bu oranları internet sitesinde yayımladığı iddia ve ispat edilemediğine göre davalı vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın aşağıda yazılı bent dışında usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak, gerek 492 sayılı yasa ve gerekse özel yasalar uyarınca harçtan muafiyeti bulunmamasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince 6219 sayılı Kanuna 696 sayılı KHK. 11 maddesi ile eklenen geçici 5. madde hükmünün hatalı yorumlanması sonucu davalı bankanın nisbi karar ve ilam harcından sorumlu tutulmaması doğru değil, bozmayı gerektirmekte ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK 370/2 maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının re"sen düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, Bölge Adliye Mahkemesinin 03.04.2018 tarihli gerekçeli kararının 2. No"lu hüküm fıkrasının çıkarılarak yerine "Alınması gerekli 3.457.20 TL nisbi karar ve ilam harcından 2.592,85 TL istinaf başvuru dilekçesinde peşin alındığından bakiye 684,35 TL harcın daValıdan tahsiline" ibaresinin eklenmesi suretiyle kararın re"sen DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınmadığı anlaşılan 3.457,20 TL temyiz ilam harcı ile 218,50 TL temyiz başvuru harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26/06/2019 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi, bu kararında temyiz incelemesi sonucunda düzeltilerek onanması durumunda gerek Bölge Adliye Mahkemesi ve gerekse Yargıtayca hükmedilecek istinaf red harcı ile temyiz onama harcının maktu mu yoksa nisbi mi olacağına ilişkindir.
492 sayılı Harçlar Yasası"nın 2. maddesinde "Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı",
(1) sayılı Tarifenin III karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde "Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı",
1/e maddesinde de "yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, ve Yargıtay"ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı" düzenlenmiştir.
Bölge Adliye Mahkemelerinde işin esasını hüküm altına aldığı kararlar, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek verdiği ve icrai kabiliyeti söz konusu olan kararlardır. Bu kararlar ise, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK 353/1-b-2,3 maddelerine göre davanın kabulü veya reddi yönünde verilen kararlardır. İlk Derece Mahkemesi Kararının İstinaf incelemesi sonucunda doğru bulunarak verilen "istinaf başvurusunun esastan reddi" kararı davanın esası hakkında verilen ve işin esasına bölge adliye mahkemesince girilip verilmiş ve icra edilecek bir karar değildir. İlk Derece mahkemesi kararı geçerliliğini sürdürmektedir. Bu itibarla konusu belli bir değere ilişkin davada, davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı 1 sayılı Tarifenin III-1-a maddesinde ifade edilen "esas hakkında" karar niteliğinde bulunmadığından Bölge Adliye mahkemesince nisbi değil, maktu karar ve ilam harcının alınması gerekmektedir.
Başvurunun esastan reddinde, aslında davanın esasına girilmemekte, ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunduğundan dava hakkında ayrıca karar verilmemektedir. Kanun koyucunun buradaki "esastan" ifadesini, istinaf başvurusu sırasında dilekçeye, harca, süreye vb. şekli hususlara ilişkin bir eksiklik olmaması, istinaf sebeplerinin incelenerek ilk derece kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamasıdır. (Pekcanıtez-Usul-Medeni Usul Hukukun Sh. 2270 vd)
Keza İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karar temyiz incelemesi olmadığı için onama kararı niteliğinde de değildir.(Pekcanıtez-Atalay-Özekes Sh. 583, Konuralp, Uluslararası Toplantı Sh. 260, Özekes-100 soruda İstinaf ve Temyiz sh. 99)
1) Sayılı Tarifenin III-1-e maddesi tasdik (onama) edilen kararlar için nisbi karar ve ilam harcı alınacağını düzenlemiş olduğundan Bölge Adliye Mahkemesinin kararı niteliğine göre nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi mümkün olmayıp bu nedenle de maktu harç alınmalıdır.
Aksi düşüncenin kabulü T.C. Anayasası"nın 73/3 maddesindeki "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağına" ilişkin temel hükme de aykırılık teşkil edecektir ki vergi ve harç yükümlülüğü konusunda kıyas veya yorum yoluyla yükümlülük getirilmesi mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta, nisbi değere tabi bulunan davada, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhinde davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ve nisbi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı hükmedilen karar ve ilam harcı yönünden yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir.
Diğer taraftan davalı, istinaf başvurusunun esasdan reddi kararını temyiz etmiş olup, red kararının temyiz incelemesi sonucunda alınması gereken onama harcı (1) sayılı Tarifenin 2.a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Kararına, alınan harcın niteliğine göre maktu olmalıdır.
Bu halde, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki nisbi karar ve ilam harcının maktu karar ve ilam harcı olarak düzeltilmesi suretiyle HMK 370/1. maddesi gereğince kararın onanması, Daire onama ilamında da nisbi yerine maktu onama harcına hükmedilmesi gerekirken karar ve ilam harçları konusunda yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.