Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/13968 Esas 2020/3295 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/13968
Karar No: 2020/3295
Karar Tarihi: 09.06.2020

Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/13968 Esas 2020/3295 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanığın idaresindeki araçla gündüzün şehir içindeki bölünmüş yolda seyri sırasında sola doğru virajlı eğimli mevkiye geldiğinde hızını yol durumuna göre ayarlamayarak direksiyon hakimiyetini kaybettiği, orta refüjü geçip karşı yönden gelen araçla çarpışması sonucu diğer araçta bulunan katılanın hayati tehlike geçirecek ve hayati fonksiyonlarına etkisi 3. derece kırık olacak şekilde yaralanmasına tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği kabul edilmiştir. Mahkeme sanık müdafinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğine karar verirken, sanık hakkında tayin edilen temel cezanın 89/2 maddesi gereğince artırılması sırasında uygulama maddesinin TCK\"nın 89/2-b-e maddesi şeklinde gösterilmesi yerine TCK\"nın 89/2-b maddesi olarak gösterilmesinin kanuna aykırı olduğunu belirterek hükmün bozulmasına karar vermiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise şöyledir: TCK\"nın 89/1, 2-b, 52/2-4, 53/6 ve 5275 sayılı Kanunun 106/3.
12. Ceza Dairesi         2019/13968 E.  ,  2020/3295 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle yaralama
    Hüküm : TCK"nın 89/1, 2-b, 52/2 - 4, 53/6 ve 5275 sayılı Kanunun 106/3 maddeleri gereğince mahkumiyet


    Taksirle yaralama sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/01/2018 tarih, 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ve 23/01/2018 tarih, 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesi yerine 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinin uygulanması bozma nedeni yapılmamıştır.
    Sanığın idaresindeki aracla gündüzün şehir içindeki bölünmüş yolda seyri sırasında sola doğru virajlı eğimli mevkiye geldiğinde hızını yol durumuna göre ayarlamayarak direksiyon hakimiyetini kaybettiği, orta refüjü geçip karşı yönden gelen araçla çarpışması sonucu diğer araçta bulunan katılanın hayati tehlike geçirecek ve hayati fonksiyonlarına etkisi 3. derece kırık olacak şekilde yaralanmasına tam kusurlu olarak sebebiyet verdiğinin kabul ve tespit edildiği olayda;
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğine yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; ancak,
    Katılanın hayati tehlike geçirecek ve kemik kırığı olacak şekilde yaralandığı tespit olunduğu halde,sanık hakkında tayin edilen temel cezanın 89/2 maddesi gereğince artırılması sırasında uygulama maddesinin TCK"nın 89/2-b-e maddesi şeklinde gösterilmesi yerine TCK"nın 89/2-b maddesi olarak gösterilmesi,
    Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 2. fıkrasındaki “TCK"nın 89/2-b” ibaresinin “TCK"nın 89/2-b-e” şeklinde değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.