Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/6282 Esas 2018/10938 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/6282
Karar No: 2018/10938
Karar Tarihi: 20.11.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/6282 Esas 2018/10938 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Tüketici Mahkemesi'nde görülen bir davada, banka ile davalı arasındaki itirazın iptali davası incelenmiştir. Davacı banka, davalının sözleşme gereği kullandığı borcu ödemediği için başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının hükmedilmesini istemiştir. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiş ve bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Kararda, 1. madde olarak borçların tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasının incelenmiştir. Kararda, taraflar arasında imzalanan sözleşmede belirlenen %14,66 oranında faiz uygulanarak takibin devamına karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. 2. madde olarak ise, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca alacağın likit ve belli olması şartı da aranmaktadır. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise BK. Madde 88 ve Madde 120'dir.
13. Hukuk Dairesi         2017/6282 E.  ,  2018/10938 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı banka davalı ile aralarında imzalanan bireysel ... sözleşmesi gereğince davalıya ... kullandırıldığını, davalının borcu ödememesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Davalı, davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, ödenmemiş ... borçlarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 8.635,86-TL"nin kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle ... 28.İcra Müdürlüğü"nün 2014/13207 Esas sayılı dosyadaki takibin devamına karar verilmiştir. BK. Madde 88 de"faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz." düzenlemesi ve Madde 120 "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemeleri dikkate alındığında taraflar arasında imzalanan sözleşmede belirlenen %14,66 oranında faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, yanlış değerlendirme sonucu bu istemin reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda 1.ve 2. Bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.