Esas No: 2022/6717
Karar No: 2022/7883
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6717 Esas 2022/7883 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/6717 E. , 2022/7883 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairenin 22.12.2020 tarihli ve 2020/3603 Esas, 2020/19568 Karar sayılı kararı ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; 23.03.2021 tarihli ve 2021/28 Esas, 2021/103 Karar sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairenin 02.06.2021 tarihli ve 2021/552 Esas, 2021/9810 Karar sayılı kararı ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette 25.05.1990 tarihinde çalışmaya başladığını, iş sözleşmesine 02.09.2015 tarihinde davalı işveren tarafından son verildiğini, müvekkilinin her gün ortalama saat 19.30'a kadar çalıştığını, her ayın minumum bir cumartesi ve pazar günü ortalama 3 saat işe gitmek durumunda kaldığını, ulusal bayramlarda hemen hemen tam gün çalışmasına rağmen kendisine fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkil Şirketten fazla çalışma ücreti alacağının bulunmadığını, çalışmış olduğu süre boyunca her ay muntazaman ücretini almış olduğunu, hiçbir ihtirazı kayıt dermeyen etmediğini, müvekkil Şirketin aylık ücretli personel yönetmeliği uyarınca davacının işinin gereği yapmış olduğu fazla çalışmaların ücrete dâhil olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 22.12.2016 tarihli ve 2015/998 Esas, 2016/1063 Karar sayılı kararı ile;
"...
Davacının haftalık 45 saati aşan fazla mesainin tespit edildiği, bilirkişi raporunda fazla çalışma süreleri, genel tatil çalışma süreleri, hafta tatili çalışma sürelerinin ve ücret miktarlarının hesaplandığı, ıslah tarihine nazaran zamanaşımına uğramamış alacakların tespit edildiği 07/11/2016 tarihli bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu anlaşılmış, bilirkişi raporuna göre hesaplanan fazla mesai alacağından işçinin raporlu, mazeretli, izinli olduğu günler ile çalışılmayan günler gözönünde bulundurularak Türk Borçlar Kanunun 51. ve 52. maddeleri gereğince takdiren %30 indirim yapıldıktan sonra fazla mesai ücret alacağına ilişkin talebin kısmen kabulü ile, brüt 64.324,19 TL'nin 10.000,00 TL'sine 19.10.2015 dava tarihinden itibaren, bakiye 54.324,19 TL’sine 22.06.2016 ıslah tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, bilirkişi raporuna göre hesaplanan 12.661,82 TL genel tatil alacağından işçinin raporlu, mazeretli, izinli olduğu günler ile çalışılmayan günler gözönünde bulundurularak Türk Borçlar Kanunun 51. ve 52. maddeleri gereğince takdiren %40 indirim yapıldıktan sonra genel tatil alacağına ilişkin talebin kısmen kabulü ile, brüt 7.597,09 TL'nin 500,00 TL'sine 19.10.2015 dava tarihinden itibaren, bakiye 7.097,09 TL’sine 22.06.2016 ıslah tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, bilirkişi raporuna göre hesaplanan 90.829,66 TL hafta tatil alacağından işçinin raporlu, mazeretli, izinli olduğu günler ile çalışılmayan günler gözönünde bulundurularak Türk Borçlar Kanunun 51. ve 52. maddeleri gereğince takdiren %40 indirim yapıldıktan sonra hafta tatil alacağına ilişkin talebin kısmen kabulü ile, brüt 54.497,80 TL'nin 5.000,00 TL'sine 19.10.2015 dava tarihinden itibaren, bakiye 49.497,80 TL’sine 22.06.2016 ıslah tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine..." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 30.11.2017 tarihli ve 2017/1502 Esas, 2017/2711 Karar sayılı kararı ile tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 22.12.2020 tarihli 2020/3603 Esas, 2020/19568 Karar sayılı kararı ile;
" ...
Somut uyuşmazlıkta, davacı fazla çalışma yaptığı, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı iddiasında bulunmuş ve bu iddiasını ispat bakımından tanık deliline başvurmuştur. Ancak dinlettiği tanıklar davalı işverene karşı davaları bulunan husumetli tanıklar olup, bu tanıkların beyanlarına son derece ihtiyatla yaklaşılmalıdır. Husumetli tanık beyanı tek başına ispat için yeterli görülmemelidir. Ancak, dosyaya davalı işveren tarafından davacı işçiye ait giriş çıkış kayıtları sunulmuştur. Bilirkişi tarafından bu kayıtlar incelenmelidir. Söz konusu kayıtlar incelenerek davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarına ilişkin talebi yeniden değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir." gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 23.03.2021 tarihli 2021/28 Esas 2021/103 Karar sayılı kararı ile ;
"...
Dosya kapsamına Yargıtay ilamına uygun olarak tanzim edilen 03/06/2016, 07/11/2016 tarihli bilirkişi raporları ile davacının haftalık 45 saati aşan fazla mesainin tespit edildiği, bilirkişi raporunda fazla çalışma süreleri, genel tatil çalışma süreleri, hafta tatili çalışma sürelerinin ve ücret miktarlarının hesaplandığı, ıslah tarihine nazaran zamanaşımına uğramamış alacakların tespit edildiği 03/06/2016, 07/11/2016 ve 08/03/2021 tarihli bilirkişi raporlarının dosya kapsamına uygun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu anlaşılmış, bilirkişi raporuna göre hesaplanan fazla mesai alacağından işçinin raporlu, mazeretli, izinli olduğu günler ile çalışılmayan günler gözönünde bulundurularak Türk Borçlar Kanunun 51. ve 52. maddeleri gereğince takdiren %30 indirim yapıldıktan sonra fazla mesai ücret alacağına ilişkin talebin kısmen kabulü ile, brüt 64.324,19 TL'nin 10.000,00 TL'sine 19.10.2015 dava tarihinden itibaren, bakiye 54.324,19 TL’sine 22.06.2016 ıslah tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, bilirkişi raporuna göre hesaplanan 12.661,82 TL genel tatil alacağından işçinin raporlu, mazeretli, izinli olduğu günler ile çalışılmayan günler gözönünde bulundurularak Türk Borçlar Kanunun 51. ve 52. maddeleri gereğince takdiren %40 indirim yapıldıktan sonra genel tatil alacağına ilişkin talebin kısmen kabulü ile, brüt 7.597,09 TL'nin 500,00 TL'sine 19.10.2015 dava tarihinden itibaren, bakiye 7.097,09 TL’sine 22.06.2016 ıslah tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, bilirkişi raporuna göre hesaplanan 90.829,66 TL hafta tatil alacağından işçinin raporlu, mazeretli, izinli olduğu günler ile çalışılmayan günler gözönünde bulundurularak Türk Borçlar Kanunun 51. ve 52. maddeleri gereğince takdiren %40 indirim yapıldıktan sonra hafta tatil alacağına ilişkin talebin kısmen kabulü ile, brüt 54.497,80 TL'nin 5.000,00 TL'sine 19.10.2015 dava tarihinden itibaren, bakiye 49.497,80 TL’sine 22.06.2016 ıslah tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmış, yerleşmiş Yargıtay içtihatları doğrultusunda hakkaniyet indirimi sebebiyle reddedilen tutarlar yönünden davalı yan lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmolunmamış, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir." gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 02.06.2021 tarihli 2021/5552 Esas, 2021/9810 Karar sayılı kararı ile;
"...
Somut olayda, Mahkemece davacı tanıklarının beyanları doğrultusunda fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacakları hüküm altına alınmıştır. Ancak varılan bu sonuç dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Zira, davacı tanığı İrfan K. tarafından aynı sebeplerle davalı şirkete karşı açılan bir davada, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacak taleplerinin reddedildiği ve bu kararın Dairemizin 2020/7891 esas 2020/16441 karar sayılı dosyası ile denetime konu edilerek kesinleştiği, diğer davacı tanığının ise 2013 yılında işten ayrıldığını beyan etmekle davacı ile tüm çalışma döneminde birlikte çalışmadığı anlaşılmaktadır. Şu halde, tanık İrfan K.’nın davacının hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığı yönündeki beyanına itibar edilemeyeceği gibi, diğer davacı tanığının beyanına ise sadece davacı ile birlikte çalıştığı süre belirlenerek bu süre ile sınırlı olarak itibar edilebileceği kabul edilmelidir. Ayrıca, her iki davacı tanığının da davacının şehir dışı toplantılarına ilişkin görgüye dayalı bir bilgilerinin olamayacağı hususu da göz ardı edilmemelidir.
Diğer yandan, hüküme esas alınan bilirkişi raporunun, hafta tatili alacağı konusunda denetime elverişli olmadığı, raporda tanık beyanlarının esas alındığı belirtilmiş ise de tanık beyanları ve davacı talebine aykırı olarak davacının tüm hafta tatillerinde çalıştığı kabulü ile hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim davacı tanığının davacının tüm hafta tatillerinde çalıştığı yönünde bir beyanı olmadığı gibi, davacı da hafta tatili günlerinde sürekli olarak çalıştığını iddia etmemiştir. Davacının hafta içi 3 gün 07:30-19:30, 2 gün ise 07:30-17:30 saatleri arasında çalıştığı, ayda 1 cumartesi günü 3 saat daha çalıştığı, ayrıca ayda 1 pazar gününde de hafta tatili çalışması olduğunun kabulü ile sonuca gidilmesi dosya kapsamı ile daha uyumlu olacaktır.
Şu halde Mahkemece yapılması gereken iş, farklı bir bilirkişiden denetime elverişli net tespitler içeren yeni bir bilirkişi raporu aldırılarak, fazla mesai alacağı ile hafta tatili alacaklarının yukarıda belirtilen şekilde hesaplanması, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacakları hesabında tanık İkbal C.’nin davalı işyerinde çalıştığı süre de belirlenerek, bu süre ile sınırlı olarak hesaplama yapılması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Öte yandan, Mahkemece tarafların beyanları alınmadan tensip zaptı ile bozma ilamına uyma kararı verilip, duruşmada alınan ara karar ile bozma ilamına uyma yönündeki bu karardan dönülmesine karar verilmesi de usul ve kanuna aykırı olup isabetsiz olmuştur. " gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
İşyeri yönetmeliklerinde düzenlenen fazla çalışmanın ön tasvibe bağlı kılınmasının davalı işverenin iç ilişkisi olduğu, onay verilmemesinin fiilen yapılan fazla mesaiyi ortadan kaldırmayacağı kanaatiyle davacının fazla mesai alacağı olduğu kanaatine varılmıştır.
Toplanan tüm deliller ışığında; Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 02/06/2021 tarih,2021/5552 Esas 2021/9810 Karar sayılı ilamına uygun olarak davacının hafta içi 3 gün 07:30-19:30, 2 gün ise 07:30-17:30 saatleri arasında çalıştığı, ayda 1 cumartesi günü 3 saat daha çalıştığı, ayrıca ayda 1 pazar gününde de hafta tatili çalışması olduğunun kabulü ile sonuca gidilmesinin dosya kapsamı ile daha uyumlu olacağı kanaatine ulaşılmıştır. Bu kapsamda alınan son bilirkişi raporu üzerinden yapılan incelemede hafta tatili alacağının zamanaşımına uğramadığı tespit edilmiştir. Fazla mesai yönünden yapılan incelemede dava dilekçesinde 10.000,00 TL talep edildiği ve davanın 19.10.2015 tarihinde açıldığı, ıslah dilekçesinin 22.06.2016 tarihinde sunulduğu, buna göre ıslah zamanaşımı tarihinin 22.06.2011 olduğu, davacı tanığı ...'ın 01.07.2013 tarihinde işten ayrıldığı, ıslah öncesi zaman diliminde 01/03/2011-22/06/2011 arası 15 hafta için ( 15 hafta X 411,13 TL = 6.166,95 TL ) 6.166,95 TL fazla mesai alacağı yaptığı, dava tarihinden 01/03/2011 tarihine kadar ise toplam 4.970,64 TL olduğu, ıslah öncesi tüm dönemin toplamda 11.137,59 TL ettiği, dava dilekçesi ile istenen 10.000,00 TL harici kısmın (1.137,59 TL) zamanaşımına uğradığı, bilirkişi raporu ile tespit edilen sonuç miktar olan brüt 50.329,65 TL'den bu miktar ıskat edildiğinde ( 50.329,65 TL - 1.137,59 TL = 49.192,06 TL ) 49.192,06 TL brüt fazla measi ücretinin tespit edildiği, % 30 hakkaniyet indirimi ile bu meblağın 34.434,44 TL brüt olarak bulunduğu anlaşılmıştır. Ubgt alacağı yönünden ise dava dilekçesi ile 500,00 TL talep edildiği, ıslah öncesi tespit edilen dönem yönünden 20,36 TL'lik kısmın ( 520,36 TL - 500,00 TL = 20,36 TL) zamanaşımına uğradığı, son bilirkişi raporunda tarihler farklı gösterilmiş olsa da ubgt alacağında 22/06/2011-28/02/2012 arası 1.957,70 TL ubgt alacağının bulunduğu (Bkz. 08/03/2021 tarihli bilirkişi raporu), bu anlamda 20,36 TL harici zamanaşımına uğrayan miktar olmadığı görülerek bu miktar düşüldüğünde (6712,27 TL - 20,36 TL = 6.691,91 TL= 6.691,91 TL brüt, % 30 hakkaniyet indirimli 4.684,34 TL brüt ubgt ücreti alacağı bulunduğu sabit olmuştur.
Dosya kapsamına Yargıtay ilamına uygun olarak tanzim edilen 03/06/2016, 07/11/2016, 13/12/2021 ve 16/03/2022 tarihli bilirkişi raporları ile davacının haftalık 45 saati aşan fazla mesainin tespit edildiği, bilirkişi raporunda fazla çalışma süreleri, genel tatil çalışma süreleri, hafta tatili çalışma sürelerinin ve ücret miktarlarının hesaplandığı, ıslah tarihine nazaran zamanaşımına uğramamış alacakların tespit edildiği 03/06/2016, 07/11/2016 ,08/03/2021 ve 16/03/2022 tarihli bilirkişi raporlarının dosya kapsamına uygun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu anlaşılmış, bilirkişi raporuna göre hesaplanan fazla mesai alacağından işçinin raporlu, mazeretli, izinli olduğu günler ile çalışılmayan günler gözönünde bulundurularak, fazla mesai alacağı talebinin kısmen kabulü ile brüt 34.434,44 TL'nin 10.000,00 TL'sine 19.10.2015 dava tarihinden itibaren, bakiye 24.434,44 TL’sine ise 22.06.2016 ıslah tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair talebin reddine, hafta tatili alacağı talebinin kısmen kabulü ile brüt 13.430,85 TL'nin 5.000,00 TL'sine 19.10.2015 dava tarihinden itibaren, bakiye 8.430,85 TL’sine ise 22.06.2016 ıslah tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair talebin reddine, ubgt alacağı talebinin kısmen kabulü ile brüt 4.684,34 TL'nin 500,00 TL'sine 19.10.2015 dava tarihinden itibaren, bakiye 4.184,34 TL’sine ise 22.06.2016 ıslah tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair talebin reddine ..." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; müvekkili Şirkette fazla çalışmanın ne şekilde yapılabileceği düzenleyici kurallarla belirlendiğini, işverenin işyeri kurallarını düzenleyen yönetim hakkına müdahale edilemeyeceğini, bu bağlamda fazla çalışma yapılması için yetkili makamdan önceden onay alınması gerektiğini, tanık beyanlarının hükme esas alınabilir nitelikte olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hafta tatili hesabının hatalı olduğunu, bu durumun davacının dava dilekçesindeki iddiaları ile dahi uyuşmadığını, davacı çalışmasa dahi çalışmış gibi hafta tatili alacağına hak kazandığından hafta tatilinde 1 saat işyerine geldiği kabul edilse dahi ancak ve ancak o süreye ilişkin fazla mesai alacağı hesaplanabileceğini, ulusal bayram ve genel tatil günleri için de aynı hesap hatasının yapıldığını , fazla çalışma ücreti için dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerekirken mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz yürütülmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, davacının fazla çalışma yaptığı kabul edilse dahi karşılığının ücretine dâhil olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı, işverence yapılan çalışmaların karşılığının ödenip ödenmediği ve tanık beyanlarının hükme esas alınıp alınamayacağı konularındadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.