Esas No: 2022/6784
Karar No: 2022/7898
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6784 Esas 2022/7898 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/6784 E. , 2022/7898 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 6. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 35. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 1992 yılının Aralık ayında Sendikada çalışmaya başladığını, 2017 yılının Ekim ayı dahil olmak üzere davalı Sendikanın genel mali sekreteri sıfatıyla görev yaptığını, ücret ve diğer ödemelerinin banka kanalıyla yapıldığını, yakacak ve yemek yardımı dahil son net ücretinin 9.320,00 TL olduğunu, 2015 yılından bu yana sendika yöneticileri arasında yaşanan kutuplaşma nedeniyle davacının hiçbir hak ve alacağının ödenmediğini, bir kısım işçilik alacağının ... 23. İş Mahkemesinin 2016/869 esas sayılı dosyası ile dava konusu edildiğini, 2017 yılına ait ücret, ikramiye, giyim, yemek ve yakacak yardımı ile Sendika Tüzüğü'nden doğan hak ve alacaklarının ödenmediğini, 2016-2017 yılına ait ek ödemenin de ödenmediğini belirterek, 2017 yılı Nisan-Ekim aylarına ilişkin ücret alacağından 1.000,00 TL, ikramiye, giyim, yemek, yakacak alacağı olarak 100,00 TL, 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin ek ödeme miktarı 500,00 TL, hizmet ödeneği tutarı 500,00 TL ve yıllık izin ücreti olarak 1.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, son ücretini, haklarının hangi döneme ait olduğunu bilmesi nedeniyle davaya konu edilen alacakların belirlenebilir ve bilinebilir olması karşısında, davanın kısmi dava olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını; ikramiye, giyim, yemek ve yakacak yardımı olarak 100,00TL talep edilmiş ise de bu taleplerin her birinin ayrı ayrı alacaklara ilişkin olduğunu; hangi alacaktan ne miktarda talep edildiğinin açıklanması gerektiğini; dava dilekçesinde, davacının yıllık ücretli izin kullanıp kullanmadığı, hangi döneme dair kaç gün izin alacağı olduğu belirtilmeden talep sonucu kısmında yıllık ücretli izin istenilmesinin sebepsiz zenginleşme niteliğinde olduğunu; davacının Sendika Merkez Disiplin Kurulunun, hakkında sahte rapor kullanmak ve Yönetim Kurulu kararı olmaksızın makam aracını şehir dışına çıkartma iddiasının incelemesi ve soruşturması sonucunda 20 ay süre ile görevden geçici olarak ihraç edildiği 2016 yılının Ocak ayına kadar Sendikanın genel mali sekreterlik görevini fiilen sürdürdüğünü; bu görevi sırasında 2015 yılı içinde 9 ayrı tediye makbuzu ile toplam 73.637,00.-TL avans kullandığını; Sendikaya sunduğu 4 adet sağlık raporu ile 05.08.2015-20.09.2015 tarihleri arasında 40 gün rapor kullandığını, bu sürelerde herhangi bir hak ediş veya ücrete hak kazanmasının mümkün bulunmadığını; 2015 yılının Temmuz ayında kendisi dışındaki Yönetim Kurulu üyelerini, usulsüz avans kullanımı dahil birtakım iddialar ile ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/112053 soruşturma sayılı dosyası ile şikayet etmesi üzerine, Sendikanın 2015 yılı Ağustos ayı hak edişlerinden başlamak üzere davacının avans tutarlarını kestiğini; davacının, profesyonel sendikacı olması nedeniyle yararlandığı herhangi bir toplu iş sözleşmesi bulunmadığını; hakkında verilen geçici ihraç kararının Sendikanın 21-22 Ekim 2017 tarihli Genel Kurulunda kabul edildiğini; davacının Ocak 2016-Ekim 2017 tarihleri arasında Sendikanın genel mali sekreterlik görevini sürdürmediğini; çalışmadığı dönemlere ait ücret ve diğer yardımlar ile hizmet ödeneği istemesinin sebepsiz zenginleşme oluşturduğunu; fiilen çalıştığı dönemlere ilişkin hak ettiği bütün alacaklarının ödenmiş olduğunu ve buna dair CD'nin sunulduğunu; çalıştığı döneme ait tüm yıllık izinlerini kullanmış olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Tarafların iddia ve savunmaları dosyaya celp edilen deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının davalı işverenlik nezdinde belirsiz süreli hizmet akdiyle sendika genel mali sekreteri olarak görev yapmakta iken sendika yönetimi ile yaşananlar nedeni ile davacının iş kanunundan ve sendika tüzünğünden kaynaklı hak ve alacaklarının ödenmemesi üzerine ... 23. İş mahkemesine 2016/869 esas sayılı dosyası ile dava açtığı ancak davalı sendikanın hukuka aykırı bir biçimde 2017 yılı na ait maaş ikramiye, giyim, yemek ve yakacak yardımı ile tüzükten kaynaklı alacakların ödenmemesi üzerine mahkememeze dava açıldığı tespit edilmiştir.
Mahkemece taraf teşkili sağlanmış tarafların delilleri toplanmış, dosya bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmıştır.
Davacı sendika yöneticisidir. Ücret ve alacaklar iş kanunu ve sendika tüzüğünden kaynaklıdır. Bilirkişice yapılan tespit ve değerlendirmler sonucunda davacının 2017 yılına ait ödenmemiş ücret, ikramiye, ve tüzükten kaynaklı alacaklarının varlığı tespit edilmiş olup davalı sendika tarafından bunalırn ödendiğine dair herhangi bir ödeme belgesi sunulmadığından davanın kabulu yönünde karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası kurulmuştur..." gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle davacının 2015 yıllında 73.737,00 TL avans kullandığını, ücret avanslarının kanun ve mevzuat gereği en geç ilk hak edilen ücret ve diğer hakedişlerden mahsup edilmesi gerektiğini, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanmadığını, davacı hakkında geçici ihraç kararı verildiğini, çalışmadığı dönem için ücret talebinde bulunamayacağını, çalıştığı dönemdeki tüm alacakların tarafına ödendiğini, davacının 2015 yılında 40 gün raporlu olduğu bu sürede ücret haketmediğini, davacı ve davalı arasında iş ilişkisi bulunmadığını vekâlet ilişkisi bulunduğunu, davacının tüm yıllık izinlerini kullandığını beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı Sendika bünyesinde genel mali sekreter olarak görev yaptığı, görev yaptığı sırada bir kısım ücretinin ödenmediğini beyan ederek talepte bulunduğu, dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden davacının 2017 yılı Eylül-Ekim aylarına ait ücretlerinin ödendiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı, her ne kadar davalı tarafça davacının ücreti karşılığında davalı işyerinden avans aldığı öne sürülmüş ise de davacının 2015 yılında kullandığı avans karşılığında aylık ücretinden kesinti yapıldığı, Mahkemece ücret alacağı ile sunulan ücret bordrolarına göre ödenmeyen ikramiye, giyim yardımı, yemek yardımı, yakacak yardımı ile Sendika Tüzüğü'nün 47 nci maddesinin (e) bendi gereğince ek ödemenin hüküm altına alınmasının dosya kapsamına uygun olduğu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 28 inci maddesinin altıncı fıkrasında, sendikaların, gelirlerini, bu Kanun'da ve tüzüklerinde gösterilen faaliyetler dışında kullanamayacağı ve bağışlayamayacağı hususunun belirtildiği, 6356 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinde de, sendika tüzüklerinde, sendika yöneticilerinin ücretleri ile ilgili usul ve esasların yer alması gerektiği belirtildikten sonra, 6356 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinde de, yönetim kurulu, denetleme kurulu ve disiplin kurulu üyelerine verilecek ücret, tazminat, ödenek ve yolluklar ile sosyal hakların belirlenmesi konusundaki görev ve yetkinin genel kurulda olduğunun ifade edildiği, sendika ile sendika yöneticileri arasındaki ilişkinin kural olarak vekâlet ilişkisi olduğu, ücretin vekâlet sözleşmesinin zorunlu unsuru olmadığı, buradan hareketle sendikalarda profesyonel sendika yöneticisi ve amatör sendika yöneticisi olmak üzere iki tip yöneticinin söz konusu olduğu, sendika yöneticilerine verilecek ücretler ile sağlanacak diğer menfaatleri belirleme yetkisinin ise münhasıran genel kurulda olduğu, profesyonel yönetici statüsünde çalışılan dönem bakımından kullanılmayan yıllık izinler karşılığı ücret ödemesi yapılabilmesi için sendika tarafından bu yönde açık düzenleme yapılması yahut karar alınmasının gerektiği, bununla birlikte Sendika Tüzüğü'nün 47 nci maddesinde kullanılmayan yıllık izinler karşılığı Genel Merkez Yönetim Kurulu kararı ile sosyal yardımlar hariç izin parası ödeneceğine dair hüküm bulunduğu, kullanılmayan yıllık izinler karşılığı ücret ödemesi yapılmasını öngören başkaca bir düzenlemenin de mevcut olmadığı, söz konusu hüküm gereğince davacının yıllık izin ücretinin hüküm altına alınmasının isabetli olduğu, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 nci maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak davalının istinaf talebinin esas yönünden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının Sendika Tüzüğü'ne göre hizmet ödeneğine hak kazanıp kazanamayacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6356 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 vd maddeleri ile Sendika Ana Tüzüğü'nün 47 nci maddesinin (g) bendi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Hizmet ödeneği, Sendika Tüzüğü'nün 47 nci maddesinin (g) bendinde düzenlenmiş olup bu maddede; “Sendika ve sendika şube yönetim kurulu başkan ve üyeliklerinde profesyonel olarak görev alanların bu kadrolarının iptal edilmesi, yeniden seçilmemeleri veya ölüm, maluliyet, emeklilik gibi nedenlerle görevlerinden ayrılmaları veya başka nedenlerle görevlerinden çekilmeleri ve seçime girmemeleri halinde sendika veya sendika şubesi profesyonel yöneticiliğinde geçen her 1 yıl için kırkbeş (45) günlük ücretlerinin her türlü sosyal yardım ve ikramiyeler ile diğer ödemelerin bir aya isabet edecek brüt tutarı dahil net olarak hizmet ödeneği ödenir...” denilmektedir.
3. Dosya kapsamından davacının 18-19 Ocak 2014 tarihli Genel Kurulda Mali Sekreterliğe seçildiği ve bu görevini, 21-22 Ekim 2017 tarihinde yapılan 13. Olağan Genel Kurulda alınan karar ile ihracına karar verildiği tarihe kadar sürdürdüğü anlaşılmaktadır. İhraç kararı, Sendika Tüzüğü'nün ilgili maddesinde sayılan nedenler arasında yer almamaktadır. Bu hâlde davacının hizmet ödeneği talebinin reddi gerekirken kabulü yönünde kurulan hüküm isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
15.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.