16. Ceza Dairesi 2018/3111 E. , 2019/1706 K.
"İçtihat Metni"I-TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.07.2018 tarih ve 2018/58168 sayılı Kanun Yararına Bozma İstemi ile; Terör örgütü propagandası yapmak suçundan sanık ..."ın beraatine dair Bursa 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.09.2017 tarihli ve 2017/54 esas, 2017/63 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, İnegöl 3. Asliye Ceza Mahkemesinde mübaşir olarak çalışmakta olan sanığın, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe teşebbüsünden 4 gün sonra 19.07.2016 tarihinde, adliyenin veznesine gelerek anılan darbe girişimine yönelik adliye çalışanları tanıkların yanında; tanık Mehmet ..."nın beyanına göre, “siz yanlış biliyorsunuz, bu hükümetin bir oyunu, ... oyunu, tankın içindeki ateş edenler vatandaşlar tarafından linç edildi, o kadar askeri yere yatırdılar, işkence yaptılar, siz hiçbir şey bilmiyorsunuz, bu olay hükümetin bir oyunu,...’in oyunu” şeklinde, tanık ..."un beyanına göre, "bu darbe hükumetin bir oyunudur" şeklinde, tanık..."in beyanına göre, “bu darbede hükümetin bir parmağı olabilir, bu darbe bir senaryodur. Ayrıca vatandaşların darbeyi gerçekleştiren rütbesiz askerleri dövmesinin yanlış olduğu” şeklinde, tanık..."un beyanına göre, "meydana gelen darbe girişimi Cumhurbaşkanı....’ın başkan olmak için planladığı tiyatro veya senaryodan ibaret bir girişimdir, bu tip oyunlara gelmeyelim, masum askeri vatandaş linç etmiştir. Ayrıca... ile Cumhurbaşkanı ve kabinesi daha düne kadar el eleydi” şeklinde ifadelerde bulunduğunun sabit olması karşısında, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün propagandasını yaptığı ve üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeksizin mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309 maddesi uyarınca Bursa 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.09.2017 tarihli ve 2017/ 54 Esas, 2017/63 sayılı kararının bozulmasının istenilmesi arz ve dosya birlikte tebliğ olunmuştur.
II-OLAY:
Terör örgütü propagandası yapma suçundan sanık ... hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 04.05.2017 tarih ve 2017/8938 Esas nolu iddianame ile Bursa 9.Ağır Ceza Mahkemesine 3713 sayılı Yasanın 7/2, 5 TCK"nın 53, 54, 58/9 ve 63. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı bu mahkemece yapılan yargılama sonucunda atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle CMK 223-2/a maddesi uyarınca sanığın beraatine karar verildiği bu kararın temyiz edilmeksizin 27.10.2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında sanığın kısmen ikrar içeren beyanları ve tanıklar.... ...,.. ve..."un beyanları nazara alındığında sanığın iddianame konusu sözleri söylediği kabul olunmuş ancak bu sözlerde içeriği itibariyle terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ya da teşvik edecek nitelikte olmadığı gerekçe gösterilerek unsurları oluşmayan suçtan sanığın beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından atılı suçun oluştuğu gerekçe gösterilerek kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Bursa 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.09.2017 tarihli 2017/54 Esas 2017/63 karar sayılı dosyasına konu sanık ..."ın terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan dolayı beraatine karar verilen somut olayda atılı suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
IV-HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 7/2 maddesine göre terör örgütünün; Cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişinin 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır. Maddenin devamında bazı eylemlerin gerçekleştirilmesi halinde aynı cezaya hükmolunacağı belirlenmiştir.
Terör örgütünün propagandası suçunun oluşumu için; faaliyetleri devam eden bir terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemleri teşvik edecek şekilde yapılması gereklidir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşünde gerçekleşmese dahi terör örgütü üyesi ya da destekçisi olduğunu beyan edecek şekilde;
A- "Örgüte ait resim ve işaretlerin asılması ya da taşınması"
B- Slogan atılması
C- Ses cihazları ile yayın yapılması
D- Terör örgütüne ait amblem, resim veya işaretlerin üzerinde bulunduğu üniformanın giyilmesi; şeklindeki seçimli hareketlerden biri ile de propaganda suçu işlenebilmektedir.
Dairemizin uygulamaları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yerleşik içtihatlarına göre; kullanılan yazı, sözler veya araçların;
1-Şiddet, bir araç olarak görülüyorsa;
2-Kişiler hedef gösterilip kanlı bir intikam isteniyorsa;
3-Benimsenen düşünceler için şiddete başvurmanın meşru bir yol olduğu ileri sürülüyorsa;
4-İnsanda saldırgan duygular uyandıracak biçimde anlamsız bir nefret yaratarak şiddetin doğmasına uygun ortamı kışkırtıyorsa; İfade özgürlüğünün sınırlandırılması makul görülebilecektir.
Somut olayda; sanık tarafından söylendiği kabul olunan sözlerin geneline bakıldığında söyleniş zamanı ve sanığın konumuna göre eleştiri niteliğinde sözler olduğu, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbeye teşebbüs eyleminin hemen sonrasında bazı çevrelerde dile getirilen eleştirilerin yansıması şeklinde olduğu, sanığın bu sözleri dışında Fetö/Pdy terör örgütü ile ilişkisini ve sempatisini gösterir eyleminin ve konuşmasının bulunmadığı gibi faaliyetleri devam eden bir terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemleri teşvik edecek nitelikte sözlerinin de söz konusu olmadığı, sanığın sözlerinin söyleniş zamanı ve biçimi nazara alındığında ağır eleştiri kapsamında kaldığı bu anlamda mahkemece suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek verilen beraat kararının yerinde olduğu anlaşılmakla kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
V-SONUÇ VE KARAR:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.07.2018 tarih ve 2018/58168 sayılı kanun yararına bozma talebinin 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince REDDİNE,
Dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.