Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/460
Karar No: 2019/5324
Karar Tarihi: 30.04.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/460 Esas 2019/5324 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/460 E.  ,  2019/5324 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 4.
    Hukuk Dairesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, istinaf isteminin kabulü üzerine davalı ... vekilince bu kararın temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı borçlu .... hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun dava konusu taşınmazını 20.03.2015 tarihinde davalı ..."a devrettiğini belirterek, bu tasarrufun iptalini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, taşınmazın raiç bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı borçlu vekili, müvekkilinin maddi sorunlarını arkadaşı dava dışı ..."a anlattığını, onun da taşınmazını satış gösterip kredi çekebileceği teklifinde bulunduğunu, teklifi çaresiz olduğu için kabul ettiğini, bankadan kredi çekebilmek için .... aracılığı ile ...."a devrettiğini, ancak..."ın müvevkkilini dolandırdığını, kredi ödemesi dışında bir ödeme yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, ivazlar arasında bedel farkı olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilinin istinaf istemi üzerine istinaf mahkemesi tarafından, dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından davalı ..."a satışının yapıldığı 20.03.2015 tarihinde bilirkişi raporuna göre fiili durumdaki gerçek rayiç değerinin 425.000,00-TL olmasına rağmen tapuda 122.000,00 TL bedel gösterilerek Abdullah"a satıldığı, davalı ... 238.000,00-TL"ye satın alındığı kabul edilse bile rayiç değer ile satın alınan değer arasında 187.00,00-TL gibi fahiş bir fark olduğu, ayrıca davaya konu evde 2009 yılından beri ve halen davacı oturduğu gibi davalı ... da evi görmeden satın aldığı, gerek rayiç değer ile tasarruf değeri arasında 187.000,00 TL gibi misli olmasa da fahiş fark bulunması, gerek davalı 3. kişinin gerçekte satış tarihinde 425.000,00-TL rayiç değeri bulunan bir taşınmazı banka eksperi gelmeden önce yerinde görmeden satın alması ve gerekse davacıyı evden tahliye etmemesi birlikte değerlendirildiğinde, davalı ..."un mal varlığının borçlarına yetmemesine rağmen alacaklılarına zarar vermek kastıyla hareket ettiği, diğer davalı ..."ın da borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastını bildiği veya bilmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğunun dosya kapsamı ile sabit olduğundan bahisle davacının istinaf talebinin kabulü ile borçlu ile üçüncü kişi arasındaki tasarrufun iptali ile davacıya dava konusu taşınmazı haciz ve satış istemi yetkisi verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Bu davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.

    İİK."nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Somut olayda, davalı üçüncü kişi ile borçlu arasında İİK"nun 278. madde kapsamında bir akrabalık olmadığı gibi ivazlar arasında misli bir fark olmadığından anılan madde koşulları gerçekleşmemiştir. Davalı ..."ın İİK"nun 280.madde kapsamında borçlunun mali durumunu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu da ispatlanmamıştır. Salt evin görülmeden satın alınması kötü niyeti ispat için yeterli olmadığı gibi Bölge Adliye Mahkemesinin kabulün aksine, davacı üçüncü kişinin taşınmazı satın aldığını 20.03.2015 tarihinden hemen sonra 20.04.2015 tarihinde davacı alacaklının evden tahliyesi çin noter ihtarı çektiği gibi değişik hukuki yollardan tahliyeyi temine çalışmıştır.
    Bu halde ilk derece mahkemesince verilen davanın reddi kararı yerinde olduğundan istinaf başvurusunun esastan reddi gerekirken ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyize konu Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMKInın 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Antalya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, karardan bir örneğinin ilk derece mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 30/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi