Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/1653 Esas 2013/3005 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/1653
Karar No: 2013/3005

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/1653 Esas 2013/3005 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2013/1653 E.  ,  2013/3005 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi


    Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki, “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereğince, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesidir.
    Mahkemece, dosyada alınan ve trafik kazasının teknik arıza nedeniyle meydana gelmesi sebebiyle, işverenin % 100 kusurlu olduğuna ilişkin, kusur raporu hükme esas alınmış olup, ceza yargılamasında 1/8 oranında sigortalının kusurlu olduğu, 7/8 oranında ise, teknik arızanın etken bulunduğunun belirlendiği, kesinleşen tazminat dosyasında ceza dosyasındaki kusur oranının hükme esas alındığı, dosyada alınan ilk kusur raporunda da aynı kusur oranlarının belirtildiği, Mahkemece hükme esas alınan raporla diğer raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediği anlaşılmaktadır.
    Anayasa Mahkemesi iptal kararı kapsamında, Kurumun rücu hakkının, halefiyet ilkesine dayanmayıp, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı, ya da, hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında,
    tazminat davasında alınan kusur raporunun, iş bu rücu davasında bağlayıcılığından söz edilemeyeği gibi, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi maddesi uyarınca hukuk hakimi ceza kararında kesinleşen maddi olgularla bağlı olup, kusur oranları ile bağlı değildir.
    Bu nedenle, kusur tespitine yönelik tüm bu tespitler de irdelenerek, olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasanın 26. maddesine de uygun, soyut ifadelere dayanmayan, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerekeceği, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığı ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığı ve dayanağı mevzuat hükümleri ayrıntılarıyla irdelenerek, mevcut çelişkiyi giderecek şekilde, iş kazasının olduğu meslek kolu ile iş ve işçi güvenliği konusunda uzman bilirkişi kurulundan alınacak kusur raporu ile sonuca gidilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanlış değerlendirme ile hüküm kurulması isabetsizdir.
    Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek, bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 22.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.