Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/17913
Karar No: 2013/3001

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2011/17913 Esas 2013/3001 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2011/17913 E.  ,  2013/3001 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi


    Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilâmda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Her ne kadar 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 39. maddesinde; “Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malül veya vazife malülü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edilir” düzenlemesi getirilmiş ise de , söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında, davanın yasal dayanağının 1479 sayılı Kanunun 63. maddesinin olduğu kabul edilmelidir.
    Davalı sürücü Mustafa"nın kullandığı araçla sigortalının vefatına sebebiyet vermesi şeklinde 17.07.2000 tarihinde gerçekleşen zararlandırıcı sigorta olayı neticesinde, davalı sürücü ..."nın 8/8 kusurlu olduğunun kabulüyle hüküm kurulmuş, diğer iki davalı yönünden ise, işleten sıfatları bulunmadığından, davanın reddine karar verilmiştir.
    Uyuşmazlık konularından biri; davalılar ... ve ..."ın işleten sıfatlarının ve dolayısıyla kaza nedeniyle hukuki sorumluluklarının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
    Konunun sağlıklı çözümü için öncelikle, “işleten” teriminin hukuki niteliğinin irdelenmesinde yarar vardır. 2918 sayılı Yasanın 3. maddesinde araç sahibi; “Araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişidir.”, İşleten ise: “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır.
    Yasada ve öğretide; İşleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçütler söz konusudur. Bunlardan şekli ölçüt; satışa esas olan tescil belgesinde, trafik belgesinde, sigorta poliçesi ve vergi kaydında yazılı olmayı , maddi ölçüt ise; araçtan yararlanmayı ve araç üzerindeki eylemli egemenliği ifade etmektedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasında işleten kavramı ve kimlerin işleten olabileceği belirtilmiştir. Kural olarak aracın trafik tescilinde adına kayıtlı olduğu kişi yani, araç sahibi, aracı kendi hesabına ve kendisine ait olmak üzere kullanıyor, üzerinde çıkar sağlıyorsa, aynı zamanda işleten olup, hem şekli hem de maddi anlamda işleten sıfatını alacaktır.
    Noterlerin, düzenleme yoluyla yaptığı satış ve devir işleminin arkasından yapılacak tescil, mülkiyete karine oluşturması bakımından önem taşır. Kuşku olan durumlarda, aracın malikine işleten gözüyle bakılmalı ve buna ağırlık verilmelidir.
    Varsayımlı işletenlik olarak öğretide adlandırılan ve 2918 sayılı Yasanın 3. maddesinde düzenlenen kavramı da açıklamakta yarar vardır. Bunun temelinde, yasanın muvazaalı (danışıklı) işlemlere karşı zarar görenleri koruma amacı yatmaktadır. Yasa koyucu, aracın kayden maliki başkası görülse bile, üçüncü bir kişi tarafından aracın, kendi nam ve hesabına işletildiğinin, araç üzerinde fiili tasarrufta bulunulduğunun ilgilisince ispatı halinde bu kimsenin de işleten sayılacağını ifade etmektedir. Burada kazanılan işleten sıfatı değil işleten gibi sorumluluktur...” (YHGK, 06.03.2002 t., 2002/11-71 E., 2002/141 K.)
    Dosyadaki belgelere göre, kaza tarihinde aracın ... adına kayıtlı bulunduğu, 2003 yılında davalı sürücü ... adına tescilinin yapıldığı, vergi dairesi cevabi yazısına göre 07.11.2002 tarihinde bir trafik cezasının davalı ... adına kesildiği, diğer ödemelerin ... adına yapıldığı, dosyada mevcut adi yazılı belgede; 20.04.1999 tarihinde ..."ın aracı ..."a sattığını belirttiği, tanık beyanlarından 1999 yılında ..."in aracı dava dışı galericiye sattığını, galericinin aracı dava dışı Mehmet"e sattığını belirttiği anlaşılmakta olup, işleten sıfatının yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında açıklığa kavuşturulmadığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, öncelikle Vergi Dairesi Başkanlığından ... adına düzenlendiği belirtilen trafik para cezalarının tarihlerinin sorulmalı, aracın bu sürede 5-6 defa el değiştirmiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gözetilmeli, tüm deliller toplandıktan sonra, hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi