11. Hukuk Dairesi 2018/3237 E. , 2019/4891 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hazımsız olarak görülen davadanın Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 13/04/2018 tarih ve 2017/1147-2018/431 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin fabrikasında 10.03.2015 tarihinde çıkan yangında 2013 yılı ve öncesine ait tüm ticari defterler, kayıtlar, alış-satış faturaları, kullanılmamış faturalar, ödeme dekontları, banka hesap ekstreleri, makbuzlar gibi belgelerin ziyaa uğradığını ileri sürerek ziyaa uğrayan tüm ticari defterler, kayıtlar ve belgeler hakkında TTK"nın 82/7. maddesi uyarınca zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davanın TTK 82/7 maddesi uyarınca yasal süresinde açıldığı, şirket merkezinde çıkan yangın nedeni ile belgelerin zayi olduğu, her ne kadar davacı tarafça 2005 yılından 2013 yılı arasında defteri kebir, yevmiye, envanter, bilanço defterlerinin zayi olduğu iddia edilmiş ise de 2013 yılı yevmiye ve envanter defterlerinin bulunduğu, bu nedenle bu iki defter bakımından karar verilmesine yer olmadığı, yangın ile davacı taleplerinden 412185-412189 no"lu ve 412197-426500 no"lu faturaların, 503185-518000, 503129-503137 no"lu irsaliyelerin, 2012 yılı Genel Kurul ve Müzakere defterinin ve 2013 yıllarına ait kebir defterinin zayi olduğuna dair dosyada delil elde edildiği, diğer talepler ile ilgili bir delil bulunamadığı gerekçesi ile istemin kısmen kabulüne, 412185 - 412189 nolu ve 412197 - 426500 nolu faturaların faturaların, 503185 - 518000, 503129 - 503137 no"lu irsaliyelerin, 2012 yılı Genel Kurul ve Müzakere defterinin ve 2013 yıllarına ait kebir defterinin zayi olduğuna, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, ziyaa uğrayan tüm ticari defterler, kayıtlar ve belgeler hakkında TTK"nın 82/7. maddesi uyarınca zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 297 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Buna göre; mahkeme kararları, asgari
olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmelidir. Anayasa"nın 141. maddesinin 3. fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Dolayısıyla gerekçe, bir hükmün olmazsa olmaz unsurudur. Taraflar, ancak kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki nedene dayandırıldığını anlayabilirler. Ayrıca, karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da Yargıtay incelemesi sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir. Diğer bir anlatımla, Yargıtay incelemesi ancak bir kararın somut olaya uygun gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir.
Somut olayda, davacı 2013 yılı ve öncesine ait tüm ticari defterler, kayıtlar, alış-satış faturaları, kullanılmamış faturalar, ödeme dekontları, banka hesap ekstreleri, makbuzlar gibi belgelerin ziyaa uğradığını ileri sürerek ziyaa uğrayan tüm ticari defterler, kayıtlar ve belgeler hakkında TTK"nın 82/7. maddesi uyarınca zayi belgesi verilmesini talep etmiş, Mahkemece, talebin kısmen kabulüne, 412185 - 412189 no"lu ve 412197 - 426500 nolu faturaların, 503185 - 518000, 503129 - 503137 nolu irsaliyelerin, 2012 yılı Genel Kurul ve Müzakere defterinin ve 2013 yıllarına ait kebir defterinin zayi olduğuna, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir. Ancak kanunda tanımlanan şekilde reddedilen kısım yönünden uygun bir gerekçe bulunmadığından talebin reddedilen kısmının neden reddedildiği anlaşılamamaktadır.
Bu durum karşısında, mahkemece yukarıda açıklanan kanun hükümlerine uygun şekilde davacının savunmaları değerlendirilerek, kendi içinde tutarlı, saptanan maddi olaya, talebe uygun savunmayı karşılayan, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulması gerekirken, Anayasa ile 6100 sayılı HMK"nın 297. ve 298.maddelerinde belirtilen unsurlardan ve gerekçeden yoksun karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın öncelikle bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 26/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.