Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1647
Karar No: 2022/1854
Karar Tarihi: 08.12.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1647 Esas 2022/1854 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1647
KARAR NO: 2022/1854
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2019
DOSYA NUMARASI: 2014/222 Esas - 2019/973 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan), Tespit
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkillerinin müteveffa ...'nin mirasçıları olduğunu, müteveffanın Ankara Elmadağ eşrafından olup ... Cemiyeti tarafından kurulan ... Bankası hisse senetleri satın aldığını, ...'nin ... Bankası'nın ... no'lu 10 Osmanlı Liralık, ... no'lu 10 Osmanlı Liralık ve ... no'lu 10 Osmanlı Liralık 3 adet hisse senedini alarak ... Bankası'nın ortağı olduğunu, bu hisse senetleri asıllarının kaydileştirilmek üzere 26.12.2012 tarihinde davalı ... Bankası A.Ş Genel Müdürlüğü'ne dilekçe ile teslim edildiğini, müvekkillerinin dedeleri adına pay defterinde kayıtlı başkaca hisselerin olduğunu da bildiklerini, ancak bu hisse senetlerinin müvekkilleri elinde olmadığı için kaydileştirilemediğini, 1917 yılında kurulan ... bankasının ... yılında çıkarılan ... Bankası İmtiyazat ve Muafiyatının ... Bankasına Devrine ve Devlete Ait ... Bankası Hisse Senedatının ... Bankası Hisse Senedatıyla Mübadelesine Dair 21 Haziran 1927 tarihli 1116 sayılı kanun ile ... Bankası A.Ş'ne devredildiğini, davalı ... Bankası A.Ş'nin 1927 yılındaki devirden sonra ... Bankasının devlete, hazineye ait 50.000 adet hisse senedini 1116 sayılı kanunun 2. Maddesine göre davalı ... Bankasının 50.000 adet hisse senedi ile değiştirildiğini, ayrıca hazineye tereke yoluyla intikal eden 4 adet ... bankası hisse senedini de davalı 4 adet ... Bankası hisse senedi ile değiştirildiğini, fakat sıra ..., ... , ... ve ... v.s adına kayıtlı hisse senetlerini değiştirmeye geldiğinde davalı ... Bankası, ... bankasının 2 adet 10 Osmanlı Liralık hissesini ... Bankası'nın 1 adet 10 Türk Liralık hisse senedi ile değiştirmek istediklerini, davalı bankanın bu uygulamasının 1116 sayılı yasanın 2.maddesinin son cümlesindeki amir hükmüne aykırı olduğunu, ayrıca Anayasanın 10.maddesindeki Kanun Önünde Eşitlik ve 35.maddesindeki Temel Özgürlükleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesi 1. Protokolünün 1. Maddesindeki Mülkiyetin Korunması başlıklı düzenlemelerine ve ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Mülkiyet Hakkının İhlaline ilişkin içtihatlarına da açıkça aykırı olduğunu, ayrıca davalı ... Bankası A.Ş'nin ... bankasını devir aldığı 1927 yılından bu güne kadar ...'nin ne kendisine ne de müvekkili olan mirasçılarına bir kuruş kâr payı ödemediğini, açıklanan nedenlerle; Müteveffa ...'nin ... bankasının(... Bankası'nın) hissedarı olup kaç adet kök hissesinin bulunduğunun tespitine, kök hissenin bedeli - bedelsiz sermaye artırımları sonucunda kaç adet hisse yaptığının tespitine, hisse senetlerinin değerinin kaç Türk Lirası olduğunun tespitine, hisse senetlerinin geçmişe dönük ne kadar kar payı getirdiğinin tespiti ile fazlaya ilişkin dava açma hakkı saklı kalmak üzere 50 TL kar payı alacağının işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu hisse senetlerinin davacıların murisine ait terekeye dahil olduğundan tüm miras.ıların birlikte dava açması gerektiğini, dava dilekçesinin ekinde yer alan Elmadağ Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/486 esas 2013/45 sayılı veraset ilamında mirasçı olduğu tespit edilen bir kısım mirasçılarının davacılar arasında yer almadığını, bu eksiklik tamamlanmadan davaya devam edilemeyeceğini, ... bankasının hissedarı olduğunu iddia eden sair şahıslarca müvekkili banka aleyhine İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/224 esas, İstanbul 50. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/238 esas sayılı dosyalarında açılan davalarda mahkemeler tarafından eksikliğin tamamlanması için süre verildiğini, gelinen aşamada bütün mirasçılar ya da atanmış tereke temsilcisi tarafından açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu hisse senetlerinin bu gün itibarıyla karşılığının 0,003 adet (A) grubu ve 284,84 adet (C) grubu hisse senedi olduğunu, davaya konu olan her biri 10 TL nominal değerdeki 3 adet hisse senedinin, 1927 tarihinde müvekkili banka ile birleşen ve sermayesi 4.000.000,00 TL olan ... bankasına ait hisse senetleri olduğunu, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 13/4 maddesi uyarınca kaydileştirilmemiş olan hisse senetlerinin 31.12.2012 tarihine kadar ibraz edilerek kaydileştirme işleminin yapılması gerektiğinden 26.12.2012 tarihinde davacı vekilinin, müvekkili bankaya başvurarak davaya konu hisse senetlerinin kaydileştirilmesini talep ettiğini, davacı vekilinin bu talebi üzerine her iki banka arasında 29 Haziran 1927 yılında imzalanan Birleşme Sözleşmesi dikkate alınmak suretiyle ... bankasına ait hisse senetlerinin müvekkili banka hisse senetleri ile değişimi ve kaydileştirilmesinin gerçekleştirildiğini, bu hisse senetlerinin değeri ise; Borsa İstanbul'un dava tarihi olan 01.07.2014 tarihli İkinci Seans Kapanış Bülteni'ne göre (A) grubu pay senetlerinin nominal 1 TL'sinin 16.500,00 TL ve (C) grubu pay senedinin nominal 1 TL'sinin ise 5,62 TL olduğunu, buna göre davaya konu hisselerin dava tarihi itibariyle değerinin 49,50 (0.003 nominal değerde (A) grubu hisse değeri) + 1.600,80 (284,84 TL nominal değerde (C) grubu hisse senedinin değeri) olmak üzere 1.650,30 TL olduğunu, davacının 1927 yılından beri kar payı almaları gerektiğine ilişkin iddialarının hukuki gerçeklikten uzak olduğunu, kendilerine son beş yılın öncesi için herhangi bir ödeme yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle; usule itirazların incelenerek davanın usulden reddine, davanın esasına girilmesi halinde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın ve davacının tespit taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 21/10/2019 tarih ve 2014/222 Esas - 2019/973 Karar sayılı kararı ile; "....Davacıların dosyaya rapor sunan detaylı, gerekçeli, dayanaklı ve dosya kapsamıyla uyumlu olması nedeniyle itibar edilen bilirkişi raporları uyarınca ellerindeki hisse senetlerine ilişkin kendileri veya murislerinin bankanın bedelli veya bedelsiz sermaye artırımına geçmişe dönük olarak katılımlarının olmadığı, ancak davalı bankanın iç kaynaklarından karşılanacak olan sermaye artırımlarından ise ellerindeki hisse sayısınca bu sermaye artırımından faydalanmaları gerektiği ve bu yönde bilirkişiler tarafından yapılan hesaplamaya göre davacıların ellerinde bulunan 3 adet ... bankası hisse senedinin dava tarihi itibariyle davalı ... Bankası hisse senedinin karşılığının 0.003 TL nominal bedelli (A) grubu hisse senedine karşılık geldiği ve dava tarihindeki değerinin 49,50TL ve iç kaynaklardan bedelsiz olarak davacıların kazanmış olduğu, malik oldukları 284,84 TL nominal değerli (C) grubu hisse sahibi olduklarına, bu hisselerinde dava tarihindeki değerlerinin de 1.600,80 TL olduğuna, (A=49,50 TL) ve (B=1.600,80 TL) grubuna ait toplam hisse değerinin ise 1.650,30 TL olduğuna kanaat getirilmiştir. Davacılar tarafından ödenmeyen kar paylarına ilişkin olarak yapmış oldukları talepleri yönünden ise; kar payları yönünden 5 yıllık zaman aşımı süresi bulunması cihetiyle dava açılış tarihinden geriye 5 yıllık süre için geçmiş yıllara ait kar payının davacılar tarafından talep edilebileceği, daha önceki sürelere ilişkin kar payları yönünden ise yasa, Sermaye Piyasası Kanunu ve tedbirleri uyarınca Hazineye aktarıldığından davacılarca talep edilemeyeceği, zaman aşımı süresi dolmayan dava açılış tarihinden geri doğru 5 yıllık süre için ise bilirkişiler tarafından yapılan hesaplamaya göre raporda bu kısma ilişkin olarak 140,69 TL'nin davacılar tarafından kar payı olarak davalıdan talep edilebileceği, ancak davacı taraf başta 50,00 TL olarak talep ettiği bu kalem alacağına ilişkin harç ikmali ile dava değerini artırmamış olduğundan mahkememizce taleple bağlılık kuralı gereği, dava açılışında talep edilen 50,00 TL'ye ilişkin talebin kabulüne ve diğer kabul edilen kısımlar dışındaki taleplerin ise reddine karar verilmiştir. Davacıların ...'nin davasının kısmen kabul edilmiş olmasına rağmen, reddedilen kısım yönünden davalı lehine hükmedilecek bir yargılama giderinin olamayacağına, zira yargılama konusu bir bütün olarak düşünüldüğünde, yapılan yargılama giderlerinin davacıların kabul edilen dava kısımları yönünden yapılması zorunlu olan giderler içerisinde değerlendirilmiş, buna göre de yapılan 4.266,90 TL yargılama giderinin tamamının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. " gerekçeleri ile; " 1-Davacılar ..., ..., ..., ... ve ...'in davalarının aktif sıfat yokluğundan reddine,2-Terekesine temsilci atanan ...'nin terekesini açmış olduğu davasının kısmen kabulü ile; a)...'nin davalı ... Bankası A.Ş nezdinde 0,003 TL nominal değerli (A) grubu ve 284,84 TL nominal değerli (C) grubu hisselerinin olduğunun tespitine, b)...'nin davalı ... Bankası A.Ş nezdinde 0,003 TL nominal değerli (A) grubu hisse senedinin dava tarihi itibariyle değerinin 49,50 TL ve 284,84 TL nominal değerli (C) grubu hisse senetlerinin dava tarihi itibariyle değerinin 1.600,80 TL olmak üzere toplamda (A)+(C) grubu hisse değerinin 1.650,30 TL olduğunun tespitine, c)...'nin davalı ... Bankası A.Ş nezdindeki hisselerine ilişkin olarak dava tarihi itibariyle kar payı olarak hesaplanan 140,69 TL'den taleple bağlı kalınarak 50,00 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, d)...'nin davalı ... Bankası A.Ş'ne yönelik diğer tüm taleplerinin ayrı ayrı reddine, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı miras şirketini temsilen ... vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı miras şirketini temsilen ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, ilaveten; İlk Derece Mahkemesince verilen kararının 1116 Sayılı Yasanın Emredici 2. maddesinin 2. cümlesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ‘Kanun Önünde Eşitlik’ başlıklı 10. maddesine, ‘Mülkiyet Hakkı’ başlıklı 35. maddesine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1 Nolu Protokolünün 1. maddesinde düzenlenen ‘Mülkiyetin Korunması’ ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen ‘Adil Yargılanma Hakkı’ ve 14. maddesinde düzenlenen ‘Ayrımcılık Yasağı’ başlıklı düzenlemelerine açıkça aykırı olduğunu, Somut davada uyumazlığın, dava konusu 3 adet Osmanlı ... Bankası hisse senedinin 1927 yılında davalı ... Bankasına devrinden sonra değişiminde 1116 Sayılı Yasanın 2. maddesinin 2. cümlesinin mi uygulanacağı; yoksa 29 Haziran 1927 tarihli devir sözleşmesinin 9. maddesinin mi uygulacağı noktasında toplandığını, buna göre; 01 Temmuz 1927 tarihinde yürürlüğe giren 1116 sayılı yasanın 2. maddesinin; “14 Şubat 1332 tarihli kanun mucibince ... Bankası hisse senedatından devlet namına mubayaa edilen beşyüzbin lira kıymeti itibariyesinden ellibin adet hisse senedi ... Bankasının hisse senedatı ile mübadele ve mübadeleten alınacak ... Bankası senedatı hakkında 14 Şubat 1332 tarihli kanunun ikinci ahkamı tatbik olunur. ... ve ... bankaları hisse senedatının mübadelesinde ... bankasının diğer hisse senedatı ashabının tabi olacakları usul ve şerait aynen caridir.” emredici hükmünün düzenlendiğini, 29 Haziran 1927 tarihli sözleşmenin 9. maddesinin; “İtibar-ı Millî Bankası’nın beheri on Türk Lirası kıymet-i itibariyesinde olan dört yüz bin adet hisse senedatının nısıf [yarım, yarı] bedeli olan beş Türk Lirası tediye edilmiş olması hesabiyle, ... Bankası’nın tamamı tediye edilmiş on lira kıymet-i itibariyesinde bir hisse senedine mukabil İtibar-ı Millî Bankası’nın berveche [aynı, benzer] muharrer nısıf bedelleri tesviye [ödeme] kılınmış olan iki hisse senediyle mübadelesi icra kılınacaktır. [Tesviye kılmak:eşitlemek] Mübadeleye talib olmayan İtibar-ı Millî hisse senedatı ashabı, ellerinde bulunan senedatı 1 Ağustos 1927 tarihinden 13 Kânunuevvel [Aralık ayı] 1927 tarihine kadar <5.25> beş lira yirmibeş kuruş mukabilinde İstanbul’da Anadolu Sigorta Şirketi nezdinde müteşekkil mübâya’a sendikasına ve mahal-i sairede dahi mezkûr Şirketin şube ve ajanslarına füruht [satım, satma] edebilirler. Bu müddet zarfında senetlerini salifuzikr sendikaya füruht etmeyenler ... Bankası hisse senetleriyle mübadeleyi kabul etmiş addoluncaklardır.” hükmünü düzenlemiş olduğunu, 1116 sayılı yasanın, iki bankanın yetkililerinin imzaladığı devir sözleşmesinden sonra yürürlüğe girdiğini, 1116 Sayılı Yasanın 2. maddesinin emredici bir hüküm olduğunu, emredici hükme aykırı bir sözleşme veya sözleşme maddesi düzenlendiği takdirde yasanın emredici hükmünün uygulanacağını, sözleşme veya sözleşme maddesinin geçersiz olacağını ve uygulanamayacağını, bu temel hukuk kuralına göre, davalı ... Bankası A.Ş.'nin, ... Bankasından gelen hazinenin 50.000 adet hissesini 1927 yılındaki birleşmeden sonra 50.000 adet ... Bankası Hisse Senedi ile birebir değiştirdiğini, ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu Başkanlığı’na verdikleri 01.03.2013 tarihli dilekçeye verilen cevabi yazının 1. sayfasının 5. paragrafında: “Hazine müsteşarlığından alınan cevabi yazıda; konuya ilişkin olarak müsteşarlık belgelerinin incelenmesi neticesinde, mahkeme kararı ile ... Bankasına ait olan toplam 4 adet hissenin tereke yolu ile müsteşarlığa geçtiği ve bu senetlerin ... BANKASI A.Ş’YE ait toplam 4 adet hisse ile değiştirildiğinin görüldüğü…” hususunun beyan edildiğini, davalı ... Bankası'nın, hazineye miras yolu (tereke yolu) ile intikal eden 4 adet ... Bankası hisse senedini de 4 adet ... bankası hisse senedi ile birebir değiştirdiğini, Hazine Müsteşarlığının bu cevabi yazısından başka; ayrıca, Ankara (2). Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 1982/145 Esas, 1983/50 Karar sayılı emsal kararı da ... adına kayıtlı ... Bankasına ait 26017 sayılı 1 adet hisse senedinin davalı bankanın 1 adet hisse senedi ile değiştirilmesi gerektiğine hükmettiğini, yerel mahkemenin, bu somut delillere rağmen dava konusu hisse senetlerini devir sözleşmesinin 9. maddesine göre hesaplama yaparak hüküm kurduğunu, mahkemenin dosyada bulunan ve hükmü değiştirecek bu önemli delillerini dikkate almadığı gibi; birleşme bilançolarının davalı bankadan yazı ile istenmesini talep etmiş iseler de bu taleplerinin de kabul görmediğini, Yine, Osmanlıca bilirkişisi ile hazine adına kayıtlı 50.000 adet hisse senedi ile davaya konu hisse senetleri için ne kadar ödeme yapıldığı hususunda kayıtlarda bir karşılaştırma yapılmasını talep edilmişse de bu taleplerinin de mahkemece dikkate alınmadığını ve eksik inceleme ile hüküm oluşturulması sonucunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenen ‘adil yargılanma hakkı ‘nın ihlal edildiğini, Hesap bilirkişisinin, 29 Haziran 1927 tarihli Devir Sözleşmesi'nin 9. maddesine göre dava konusu hisse senetlerinin yarısı ödenmiştir diyerek hesaplama yapması ve yerel mahkemenin de bu raporu hükme esas alarak hüküm oluşturması sonucunda dava konusu hisse senetlerinin %50 mülkiyetinin kaybedilmekte olduğunu, hesap bilirkişisinin hesaplamasını 1116 sayılı yasanın 2. maddesinin 2. cümlesindeki; “... BANKASININI DİĞER HİSSE SENEDATI ASHABININ TABİ OLACAKLARI USUL VE ŞERAİT AYNEN CARİDİR.”hükmüne göre hesaplama yapmış olsaydı dava konusu hisse senetleri davalı ... Bankası’nın devirden sonra hisse senetleri ile birebir değiştirilmiş gibi işlem yapacak olduğunu ve hisse senetlerinin % 50 mülkiyetinin de kayıp olmayacak olduğunu, Bu nedenler ile mahkemenin dava konusu hisse senetlerini Devir Sözleşmesinin 9. maddesine göre hüküm kurması sonucunda müvekkillere intikal eden hisse senetlerinin %50 mülkiyetinin kaybı nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ‘Mülkiyet Hakkı’ başlıklı 35. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1 Nolu Protokolünün 1. maddesinde düzenlenen ‘Mülkiyetin Korunması’ başlıklı düzenlemelerinin ihlal edilmiş olduğunu, ayrıca, Hazinenin 50.000 adet hissesinin, Hazineye Tereke Yoluyla geçen 4 adet hissenin, ... adına kayıtlı 26017 numaralı bir adet ... Bankası hisse senedinin davalı ... Bankası hisse senetleri ile birebir değiştirilmesi, dava konusu hisse senetlerinin ise birebir değiştirilmemesi nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ‘Kanun Önünde Eşitlik’ başlıklı 10. Maddesine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 14. maddesinde düzenlenen ‘Ayrımcılık Yasağı’ başlıklı düzenlemelerinin ihlal edilmiş olduğunu, Mahkemenin, ...’nin davalı ... Bankası A.Ş. nezdinde 0,003 TL nominal değerli (A) grubu hisse senedinin dava tarihi itibariyle değerinin 49,50 TL ve 284,84 TL nominal değerli (C) grubu hisse senetlerinin dava tarihi itibariyle toplam değerinin 1.650,30 TL. olduğu tespitini, toplam hisse senetlerinin değeri çok düşük olduğu için ve dava konusu hisse senetlerinin değerinin bu kadar düşük olması hayatın olağan akışına aykırı olduğu için mahkeme kararını bu yönüyle de istinaf ettiklerini, Müvekkili davacıların dedeleri ...'nin, Ankara, Bâlâ İlçesi eşrafından olup hali vakti yerinde olan biri olduğunu, ...'nin, 1917 yılında 3 adet hisse için 30 Osmanlı Lirası verdiğini, o tarihteki para biriminin Reşat Altını olduğunu, yani ...'nin 3 adet hisse senedi için 30 Reşat Altını vermiş olduğunu, o tarihte 30 Reşat Altınının çok değerli olduğunu, 1917 yılının Birinci Dünya Savaşı’nın olduğu, yokluğun, yoksulluğun, karaborsanın olduğu bir dönem olduğunu, ...'nin böyle bir dönemde hisse satın almış olduğunu, hesap bilirkişisinin bu koşulları hiç göz önünde bulundurmadan dava tarihindeki Borsa İstanbul’un verilerine göre hesaplama yaparak hisselerin toplam değerinin 1.650,30.TL. olduğu tespitinde bulunduğunu, mahkemenin de bu rapora göre hüküm oluşturduğunu, hesap bilirkişisinin davaya konu hisse senetlerini bedelli- bedelsiz sermaye artırımlarını Reşat Altını üzeriden hesaplamış olsaydı hisse senetlerinin değerinin çok daha değerli çıkacağını, Hesap bilirkişisi davaya konu hisse senetlerini dava tarihindeki Borsa İstanbul verilerine göre hesaplama yapmışsa da; davalı bankanın iştiraklerini hiç dikkate almadığını, davaya konu hisse senetlerinin yeni alınmış hisse senetleri olmadığını, davalı ... Bankası yokken, 7 yıl önce Reşat Altını karşılığının alındığını, tabiri caiz ise davaya konu hisse senetlerine ödenen meblağın, inşaatın temeline konan tuğla ve harç olduğunu, davalı bankanın yüzlerce iştirakinin, şirket inşaatının temeline konan bu tuğla ve harçlar ile kurulmuş olduğunu, bu veriler göz önünde bulundurulmadan hesap bilirkişisinin dava tarihindeki borsa verilerine göre hesaplama yapması ve mahkemenin de bilirkişinin hesaplaması doğrultusunda karar vermesinin hatalı olduğunu, hesap bilirkişisinin davalı şirketin öz kaynakları üzerinden veya piyasa değeri üzerinden hesaplama yapması gerekirken bu yöntemi seçmemesi ve davalı bankanın Borsa istanbul verilerine göre hesaplama yapmasının kabul edilemeyeceğini, bugün bile dava konusu hisse senetlerine ödenen 30 Reşat Altının büyük bir meblağ tutmakta olduğunu, bu verinin bile mahkemenin hatalı bir karar verdiğinin göstergesi olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesinin kısmen kabul kararının düzeltilerek, ...’nin davalı ... Bankası A.Ş. nezdinde 0,006 TL nominal değerli (A) grubu ve 569,68 TL nominal değerli (C) grubu hisseleri olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Davacılar vekili; müvekkillerinin müteveffa ...'nin mirasçıları olduğunu, müteveffanın 1917 yılında ... Bankası'nın ... no'lu 10 Osmanlı Liralık, 312563 no'lu 10 Osmanlı Liralık ve ... no'lu 10 Osmanlı Liralık 3 adet hisse senedini alarak ... Bankası'nın ortağı olduğunu, bu hisse senetleri asıllarının kaydileştirilmek üzere 26.12.2012 tarihinde davalı ... Bankası A.Ş Genel Müdürlüğü'ne dilekçe ile teslim edildiğini, 1917 yılında kurulan ... bankasının 21 Haziran 1927 tarihli 1116 sayılı kanun ile ... Bankası A.Ş'ne devredildiğini, davalı ... Bankasının, ... bankasının 2 adet 10 Osmanlı Liralık hissesini ... Bankası'nın 1 adet 10 Türk Liralık hisse senedi ile değiştirmek istediğini, davalı bankanın bu uygulamasının 1116 sayılı yasanın 2. maddesinin son cümlesindeki amir hükme aykırı olduğunu belirterek, müteveffa ...'nin ... bankasının(... Bankası'nın) hissedarı olup kaç adet kök hissesinin bulunduğunun tespitine, kök hissenin bedeli - bedelsiz sermaye artırımları sonucunda kaç adet hisse yaptığının tespitine, hisse senetlerinin değerinin kaç Türk Lirası olduğunun tespitine, hisse senetlerinin geçmişe dönük ne kadar kar payı getirdiğinin tespiti ile fazlaya ilişkin dava açma hakkı saklı kalmak üzere 50 TL kar payı alacağının işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya konu olan her biri 10 TL nominal değerdeki 3 adet hisse senedinin, 1927 tarihinde müvekkili banka ile birleşen ve sermayesi 4.000.000,00 TL olan ... bankasına ait hisse senetleri olduğunu, hisse senetlerinin bu gün itibarıyla karşılığının 0,003 adet (A) grubu ve 284,84 adet (C) grubu hisse senedi olduğunu, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 13/4 maddesi uyarınca kaydileştirilmemiş olan hisse senetlerinin 31.12.2012 tarihine kadar ibraz edilerek kaydileştirme işleminin yapılması gerektiğinden 26.12.2012 tarihinde davacı vekilinin, müvekkili bankaya başvurarak davaya konu hisse senetlerinin kaydileştirilmesini talep ettiğini, davacı vekilinin bu talebi üzerine her iki banka arasında 29 Haziran 1927 yılında imzalanan Birleşme Sözleşmesi dikkate alınmak suretiyle ... bankasına ait hisse senetlerinin müvekkili banka hisse senetleri ile değişimi ve kaydileştirilmesinin gerçekleştirildiğini, davacının 1927 yılından beri kar payı almaları gerektiğine ilişkin iddialarının hukuki dayanağının bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece bilirkişilerden rapor ve tarafların itirazlarının değerlendirilmesi için ek raporlar alınarak yukarıda yazılı karar verilmiş, karara karşı davacı miras ortaklığı temsilcisi vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği; 1116 Sayılı Kanunun 2.maddesinde ikili bir ayrım öngörüldü, ilk cümlede devletin elindeki hisselere ilişkin değişimin nasıl yapılacağı, ikinci cümlede ise diğer hisse sahiplerinin elindeki hisselere ilişkin düzenleme yapıldığı, ikinci cümlede bir önceki cümleye atıf yapılmadığı, ikinci cümlede diğer hisse sahiplerine ilişkin -devletin değiştireceği hisselerin aksine – özel bir düzenleme getirilmediği, bu durumda o sırada mer'i olan 1926 tarihli eski TTK hükümlerinin geçerli olması, kanunda da hüküm bulunmaması halinde sözleşme hükümlerine göre ihtilafın çözümlenmesi gerektiği; 1926 tarihli eski TTK'nda hazine dışında kalan kişiler yönünden onlara da imtiyaz tanıyan ayrıksı bir durumun ön görülmediği, davalı banka ile devredilen banka arasındaki sözleşmede ise değişimin ikiye bir oranında (2 İtibar-ı Milli Bankası hissesi karşılığında 1 ... Bankası hissesi) olacağının kararlaştırıldığı, dolayısıyla davacıların ellerindeki 1 adet ... Bankası'na ait senedin davalı bankanın 1 adet hisse senedine denk gelmediği (Emsal-Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2013/15181 Esas 2014/16481 Karar--- Yargıtay 11 Hukuk Dairesi 2015/6945 Esas 2016/6218 Karar sayılı ilamları); mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ile bilirkişi raporlarının karar vermek için yeterli olduğu, bilirkişi raporları ile birlikte diğer deliller de değerlendirilmek ve gerekçesi de yazılmak suretiyle karar verildiği; ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davacılar vekilinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, miras ortaklığı temsilcisi vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar (Miras ortaklığı temsilcisi vekilinin) istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 08/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi