Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/366
Karar No: 2021/2799
Karar Tarihi: 14.04.2021

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2021/366 Esas 2021/2799 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2021/366 E.  ,  2021/2799 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18/05/2015 gününde verilen dilekçe ile yükleniciden (aynı zamanda yapsatçı) temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10/09/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, davalı yükleniciden (aynı zamanda yapsatçı) temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili; müvekkilinin 8 yıldan buyana oturduğu ... ili, ... ilçesi, ... Mah, 21441 ada, 10 parsel Zemin kat, 3 nolu bağımsız bölümü davalı şirketten satın aldığını, dairenin peşin fiyatının 30.700,00 Euro olduğunu, 60 ay vadeli fiyatının ise 37.500,00 Euro olduğunu, müvekkilinin ... bulunan hisselerinin karşılığının 7.790,00 Euro olarak kabul edildiğini, ödeme planının 60 ay olarak kararlaştırıldığını, müvekkilinin 31/08/2005 tarihinden itibaren taksitler halinde ödemede bulunduğunu, 30 ay içinde ödemeleri tamamladığını, müvekkilinin ödemeyi 30 ayda yaptığı göz önünde bulundurularak hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini bildirmiş, dava konusu 3 numaralı bağımsız bölümün tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili; davacının müvekkili şirketle birleşen ....den ... Sitesi B Blk. Zemin kat KD. Cepheli daireyi 24/08/2005 tarihinde harici satış sözleşmesi ile satın aldığını, söz konusu dairenin 39.000 Euro"ya satılacağının kararlaştırıldığını, davacının bakiye 5.565 Euro borcu bulunduğunu ancak ödemeye yanaşmadığını bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, ilk olarak dava reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 16.01.2019 tarihli 2018/4964 Esas 2019/397 Karar sayılı ilamı ile, "davalı, hem arsa sahibi hem de yüklenici sıfatını taşımaktadır. Türk Medeni Kanununun 706. Borçlar Kanununun 213, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26.maddeleri hükümleri gereğince tapuda kayıtlı bir taşınmaz satışının hüküm ve sonuç meydana getirmesi için sözleşmenin resmi biçim koşuluna uyularak yapılması zorunlu ise de 30.09.1988 tarihli ve 2/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararının sonuç bölümünde vurgulandığı üzere tapuda kayıtlı bir taşınmaz mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla birlikte Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen, satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması halinde olayın özelliğine göre hakimin Türk Medeni Kanununun 2.maddesini gözeterek tescil davasını kabul edebileceği ilkesi benimsenmiştir. Kaldı ki davalı, aynı zamanda yüklenici de olduğundan, Borçlar Kanununun 162. ve 163. maddeleri gereğince yazılı yapılmak koşuluyla davacıya temlik işleminde de bulunabilir. Yapılan bu saptamalara göre, davacının tescil isteği ile açtığı eldeki davanın değerlendirilmesi gerekir. Dosya içerisinde yer alan 24.08.2005 tarihli sözleşme uyarınca; mesken niteliğindeki B Blok zemin kat Kuzey-doğu cepheli dairenin davacıya satışı vaat edilmiştir. Davacı ise; 3 numaralı bağımsız bölümün adına tescilini talep etmiştir. Tapu kayıtlarına göre, B Blok 3 numaralı bağımsız bölümün kat irtifakı tesisi nedeniyle 14.12.2010 tarihinde dava dışı üçüncü kişi adına tescil edildiği, C Blok 3 numaralı bağımsız bölümün ise davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki tapunun beyanlar hanesinde; mimari projesinde bağımsız bölüm numarasının değiştirildiği, fiili kullanım ile blok numarasının uygunsuz olduğuna ilişkin şerhler mevcuttur. Bu durumda; mahkemece öncelikle yapılması gereken iş; taşınmaza ait onaylı mimari proje ve kat irtifakı projesi temin edilerek mahallinde keşif yapılarak sözleşmeye konu yerin hangi bağımsız bölüme isabet ettiğinin tespitidir. Davacıya satışı vaadedilen bağımsız bölümün dava dışı kişilerin mülkiyetinde olduğunun anlaşılması halinde bu kişiler de davada taraf kılınmalı varsa şahsi hakların yarışması ve mülkiyet edinilmesi nedeniyle muvazaaya ilişkin taraf delilleri toplanılmalıdır. Dava konusu bağımsız bölümün davalı adına kayıtlı olduğu anlaşıldığı takdirde ve mahkemece tescile yönelik hüküm kurulması halinde; TBK"nın 97. maddesinde yer alan birlikte ifa kuralı gereği dava konusu bağımsız bölümün sözleşme tarihindeki satış bedelinden ödenmeyen kısmı belirlenmeli, bu bedel davacıya depo ettirildikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulü ile 21441 ada 10 parsel C blok zemin kat 3 nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmaz davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili temyiz etmiştir.

    TBK’nın (BK 83. madde) “Ülke parası ile” başlıklı 99. maddesinde “Konusu para olan borç Ülke parasıyla ödenir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
    Bu hüküm uyarınca, yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde, alacaklının bu alacağını aynen, vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebileceği kabul edilmiştir.
    Somut olaya gelince, taraflar arasında imzalanan 24.08.2005 tarihli sözleşmede satış bedelinin ülke parası dışında başka bir para birimi ile ödenmesi belirlenmiştir. Dosya içerisine alınan 11.04.2016 tarihli bilirkişi raporunda, davacının dava konusu daireden dolayı davalıya bakiye 5565,00 Euro borcu bulunduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporu ile ödenmediği tespit edilen 5565,00 Euronun fiili ödeme günündeki (Mahkemece paranın depo edilmesine karar verildiği gün) rayiç üzerinden Türk lirası karşılığının tahsiline karar verilmesi gerekirken, davanın açılma tarihindeki mevcut kur esas alınarak belirlenen Türk lirasının tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.04.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi