Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/6632 Esas 2017/2258 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6632
Karar No: 2017/2258
Karar Tarihi: 21.03.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/6632 Esas 2017/2258 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı banka tarafından başlatılan icra takibi sonucu takibe konu olan bonoda davacı müvekkilin borçlu olmadığını iddia eden davacı, bononun teminat senedi olmadığını ve kredinin geri ödemesine ilişkin olarak keşide edildiğini iddia etti. Ancak mahkeme, takibe konu senedin kredi borcunun geri ödemesinde tahsil kolaylığı sağlamak amacıyla alındığını ve bononun vade tarihi itibariyle bankanın alacağının kesinleşen miktarının davacılardan tahsil edilmesi gerektiğine hükmetti ve davanın reddine karar verdi.
Kanun Maddeleri:
- Türk Ticaret Kanunu (TTK)
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)
19. Hukuk Dairesi         2016/6632 E.  ,  2017/2258 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili ,davalı tarafından başlatılan icra takibinde takip dayanağı bonoda müvekkili ..."nun bono borçlusu, ..."nun ise müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, bu bonodan dolayı borçları bulunmadığını, davalı bankadan kullanılan 24 ay vadeli 20.000,00-TL bedelli ihtiyaç kredisi ve daha sonra 24 ay vadeli 20.000,00-TL bedelli kredilere müteselsil kefil teminat senedi olarak açık ve vadesi boş olarak verildiğini, kredi borçlarının 2009 itibariyle kapatıldığını, devamında kullanılan 6 kredinin de kapatıldığını, ilk kredinin kapatılmasından sonra iade edilmesi gereken senedin bankaca iade edilmediğini, ..."nun 2012 yılında kullandığı krediyi ödememesi nedeniyle bankaca bu senedin vade tarihi doldurularak kefillere karşı takibe konulduğunu, ..."nun bu krediye kefil olmadığını, senedin kötü niyetli olarak takibe konu edildiğin ileri sürerek bedeli ödenen takip konusu bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili ,müvekkili banka ile asıl borçlu ... arasında "Genel Kredi Sözleşmesi" imzalandığını, ... ve ..."nun da sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, dava konusu bononun kullanılan kredinin geri ödemesine ilişkin keşide edildiği,bononun teminat amacıyla verilmeyip, kullandırılan kredinin geri ödemesine ilişkin olarak verildiğini savunarak ile davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece,yapılan yargılama ve toplanan delillere göre ,takibe konu senedin kullanılan kredinin geri ödemesinde, alacağın tahsilini kolaylaştırmak üzere alındığı , davacının halen Genel Kredi Sözleşmeleri uyarınca davalı bankadan aldığı 37.600,00 TL bedelli kredinin ödenmemiş olduğu, icra takibinin başlatıldığı 11/09/2009 tarihi itibariyle aldırılan bilirkişi ek raporu ve yaptırılan icra dairesi kapak hesabından bononun vade tarihi itibariyle bankanın alacağının 40.007,29 TL, takipte kesinleşen miktarın 40.395,96 TL olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.


    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.