22. Hukuk Dairesi 2014/34400 E. , 2014/36968 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 06/08/2014
NUMARASI : 2013/44-2014/648
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili bankada yeniden yapılandırma süreci başlatılarak bankanın organizasyon yapısı ve iş süreçlerinde bir takım değişiklikler gerçekleştirdiğini, şubelerin operasyon kadrolarında norm optimizasyonuna gidildiğini, bazı işlemlerin merkez operasyon birimine devredildiğini, operasyon norm fazlası olan şubelerden ihtiyaç olan şubelere atama yapılmak üzere kariyer fırsatları duyuruları yayımlandığını davacının ilgilenmediğini, banka ihtiyacı doğrultusunda davacıya önerilebilecek niteliklerine uygun farklı görev bulunmadığını, 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri çerçevesinde tüm esas ve usulleri uygulandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının norm fazlasını bildiği halde alternatif kariyer fazlası seçenekleri değerlendirmek için başvuruda bulunmadığı, iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı Kanun’un 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun"un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda operasyon yetkilisi olarak davalı bankada çalışan davacının iş sözleşmesi; 26.12.2012 tarihli fesih bildirimi ile şubelerin norm kadrolarında optimizasyona gidildiği ve bazı işlemlerin merkezi operasyon birimlerine devredildiği, fazla norm kadrosu olan şubelerden ihtiyaç duyulan bölgelere atama yapılmak üzere duyuru yapıldığı, davacının iş tanımına uygun bir pozisyon bulunmadığı belirtilerek feshedilmiştir. Davalı fesih sebebi ile bağlı olup dosya kapsamında işletmesel karar sonucu feshin kaçınılmaz olduğu ve işletmesel kararın tutarlı şekilde uygulandığına dair delil bulunmamaktadır. Keza alınan bilirkişi raporunda da feshin geçerli sebebe dayanmadığı belirtilmiştir. Tüm dosya kapsamı, şahit beyanları ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiği, feshe son çare başvurulduğu davalı tarafından yeterli ve inandırıcı deliller ile ispatlanamamıştır. Öte yandan Dairemiz incelemesinden geçen 2014-9683 esas ve 2014/ 9673 karar sayılı dosyada; davacı ile aynı tarihte ve aynı sebeple işten çıkarılan işçi hakkında mahkemece verilen işe iade kararının onandığı anlaşılmaktadır. Belirtilen sebeplerden ötürü davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı İş Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve İŞE İADESİNE;
3-Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih nedeni ve kıdemi dikkate alınarak altı aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 338,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak, 25.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.