Esas No: 2020/973
Karar No: 2022/7648
Karar Tarihi: 16.03.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/973 Esas 2022/7648 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından sanık hakkında verilen tehdit suçu mahkumiyet kararı, Yargıtay Ceza Dairesi tarafından incelendi. Daire, sanığın tehdit suçunu işlediğini ve kanıtların eksiksiz sergilendiğini belirterek, hükümle ilgili hiçbir temyiz nedeninin bulunmadığını kararlaştırdı. Ancak, Yargıtay bozma ilamı öncesi verilen ilk kararda sanık hakkında adli para cezasına hükmedildiği halde, son kararda hapis cezasına hükmedilmesi kanuna aykırı olduğu için karar bozuldu. Yeniden yargılama yapılmadan, sonuç cezanın \"3600 TL. adli para cezasına indirilmesi\" ve hüküm fıkrasına ''katılan kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca 2180 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle hüküm düzeltildi. Kanunlar: 1412 sayılı CMUK (Ceza Muhakemesi Uygulama Kanunu) 326/son madde, 1136 Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 14/1 ve 13/1.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre, katılan vekilinin temyiz isteminin vekalet ücretine hasredildiği belirlenerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
Yargıtay bozma ilamı öncesi verilen ilk kararda, sanık hakkında 3600 TL adli para cezasına hükmedildiği halde, 1412 sayılı CMUK'un 326/son maddesine aykırı olacak şekilde, son kararda 5 ay hapis cezasına hükmedilmesi,,
1136 Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/1. maddesi gereğince, kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine vekalet ücreti tayin olunması gerektiği şeklindeki hüküm gereğince, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi karşısında, katılanın kendisini vekil ile temsil ettirmesi nedeniyle, katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafisi ve katılan ... vekilinin temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden, bu nedenle HÜKMÜN BOZULMASINA, ancak; bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktalarının; tebliğnameye kısmen uygun olarak, 5320 sayılı Yasanın 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca, sonuç cezanın "3600 TL. adli para cezasına indirilmesi" ve hüküm fıkrasına ''katılan kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca 2180 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılan ...'e verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve Kanuna uygun olan HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/03/202 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.