11. Hukuk Dairesi 2018/2529 E. , 2019/4882 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27/02/2017 tarih ve 2014/1111 E- 2017/105 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin Esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nce verilen 04/04/2018 tarih ve 2017/898 E- 2018/269 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi Davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı bankanın şube müdürünün ısrarı üzerine müvekkili ile davalı arasında opsiyonlu döviz mevduatı ve opsiyon işlemleri çerçeve sözleşmesi imzalandığını, davalı şube müdürünce müvekkilinin kısa vadeli işlemler yapılması yönünde talebi dikkate alınmaksızın uzun vadeli opsiyon işlemi yapıldığını, davalı tarafça 2013 yılı Nisan Mayıs aylarına kadar müvekkilinin parasını çok kısa vadeli pozisyonlarda değerlendirildiğini o dönemde yapılan her işlemden derhal bilgi verildiğini, daha sonra ise müvekkiline izah dahi edilmeden, riskler anlatılmadan, onay ve talimatını dahi almadan ciddi mağduriyete neden olan 3 opsiyon işlemi gerçekleştirdiğini, bu işlemlerden müvekkilinin zarar ettiğini, bu nedenle hesapları kapatarak parasını çekmek istediğini, hesabın kapatılması üzerine davalı bankaca müvekkili hesabından 1.386.000. TL çekildiğini ileri sürerek 1.386.000. TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacı ile 21 adet opsiyon işlemi yapıldığını, 18 tanesinden davacının kar elde ettiğini, ancak 3 adedinin kurlarda yaşanan yukarı yönlü hareketler nedeni ile bariyer seviyesine değmediğini ve geçerliliğini koruduğunu, teminatı aşma noktasına geldiğinde tamamlama çağrısı yapıldığını, ancak müşterinin teminat tamamlama çağrısına olumsuz cevap verdiğini, bu nedenle bankanın pozisyonları 1.386.000.-TL tahsil ederek kapadığını, ayrıca talimata aykırılığın söz konusu olmadığını, davacıya işlemlerden kaynaklanacak tüm risklerin bildirildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, opsiyon işleminin sonuç formu adı verilen belgenin taraflarca imzalanmak suretiyle karşılıklı mutabakat ile yapıldığı, davacı tarafa ayrıca risk bildirim formu imzalatıldığı,dava konusu yapılan işlemlerin tarafların imzasını taşıyan sonuç formu ile tesis edildiği, kurların yukarı yönlü seyretmesi nedeniyle, 3 adet opsiyon işleminde teminat açığı doğması üzerine, davalı banka tarafından teminat tamamlama çağrısı yapıldığı, teminat tamamlama
çağrısının, taraflar arasında mevcut sözleşmenin teminat tamamlama çağrısı maddesine uygun olduğu, teminat tamamlama çağrısına uyulmaması nedeniyle, tarafların erken kapamada mutabık kaldığı, 3 adet opsiyon işleminden kaynaklanmış olan 1.386.000 TL zararın davacının vadesiz mevduat hesabından tahsil edildiği, yapılan tahsilat işleminin taraflar arasında mevcut sözleşmenin bankanın teminat rehin ve hapis hakkı maddesine uygun olduğu, davacının dava konusu 3 adet FX opsiyon işlemi dışında hiçbir zaman 1 ayı geçer vadeli işlem yapılmadığı yönündeki iddiasının aksine davacı tarafça yapılan toplam 21 işlemden sadece 3 işlem hariç 1 yıl vadeli olduğu, ayrıca çerçeve sözleşemsinin müşterinin işlemden vazgeçmesi başlıklı 5. maddesinin davacıya her an, "Opsiyon İşlem Sonuç Formu"nu imzaladığı gün veya ertesi gün veya müteakip günlerde, işlemden vazgeçme hakkını tanıdığı, davacının bu hakkı hiç kullanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 26/06/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.