Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/5854 Esas 2019/5313 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5854
Karar No: 2019/5313
Karar Tarihi: 30.04.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/5854 Esas 2019/5313 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/5854 E.  ,  2019/5313 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 30.04.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av. ... geldiler. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında takipler yaptıklarını, hakkındaki takiplerin sonuçsuz kaldığını, mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazını 02.06.2014 tarihinde davalı ...’e onun da 29.08.2014 tarihinde davalı ...’ye devrettiğinden, bu tasarrufların iptaline karar verilmesine istemiştir.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin Hollanda vatandaşı olduğunu ve orada ikamet ettiğini yaz aylarında 1 ay tatile geldiğinde memleketi Bor"da kalmak üzere ihtiyaç nedeni ile taşınmazı satın aldığını belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ... ve ...., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
    Mahkemece, davalı ... ile davalı ... arasında işçi- işveren ilişkisi bulunduğu, davalı 3.kişi ...."nın borçlu davalı ..."in işçisi olan davalı ... arasında yakın akrabalık (3. Dereceden kayın hısımlığı) ilişkisinin olduğu, davalılar arasında kısa süre aralıklarla üst üste davaya konu taşınmaz satışlarının yapıldığı ve yine tapuda gösterilen satış bedelleri ile gerçek değer arasında fahiş fark

    olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Bu tür davalar İİK 282. maddesi hükmü uyarınca borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimselerle bunların mirasçıları aleyhine açılır. Kural bu olmakla birlikte yine anılan hükme göre davada kötüniyet sahibi üçüncü kişiler de davalı olarak gösterilebilir. Davalılardan ... doğrudan borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişi değil, tasarrufun iptali istenen taşınmazı üçüncü kişi davalı ...’ten 29.08.2014 tarihinde satın alan dördüncü kişidir. Bu davalı hakkındaki davanın kabul edilebilmesi, dolayısıyla onun yaptığı tasarrufun iptali, ancak kötü niyetli olduğunun kanıtlanması durumunda mümkündür. Davalı ...’nın kötü niyeti davacı alacaklı tarafından ispat edilmesi halinde onun hakkındaki davanın kabulü gerekir.
    Somut olayda, dördüncü kişi ...’nın borçlu ile bir ilgisi iddia ve ispat edilmemiştir. Yurt dışında yaşadığı sabit olan davalı ...’nın, borçlu ile bağlantısı olan üçüncü kişi ... ile uzaktan akrabası olması ve kiracılık ilişkisi bulunması nedeniyle borçlunun mali durumunu biliyor sayılması mümkün değildir.
    Bu durumda İİY’nın 283. maddesine göre davanın bedele dönüştüğü dikkate alınarak mahkemece davalı üçüncü kişi ...’in taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri nisbetinde (takip konusu alacak ve fer"ileri ile sınırlı olmak üzere) tazminat ödemesine hükmedilmesi gerekirken, mahkemece davalılardan ...’nın kötü niyeti kanıtlanmışcasına ve İİK.nun 283/2. maddesi hükmü göz ardı edilerek davanın yazılı olduğu üzere kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
    SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."a verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 30/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.