Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/24560
Karar No: 2015/183
Karar Tarihi: 12.01.2015

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/24560 Esas 2015/183 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2014/24560 E.  ,  2015/183 K.

    "İçtihat Metni"

    Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin tesbiti ve korunması istemli

    .. ile .. ve .., dahili davalılar .. ve .. aralarındaki zilyetliğin tesbiti ve korunması istemli davasının kabulüne dair . Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 11.12.2012 gün ve 232/796 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi dahili davalılar ve davalı ... vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, ... adreste bulunan iki adet taşınmazın vekil edeninin eşi muris ... adına olduğunu,..."nın sağlık sorunları ile iradesinin sakatlandığını, taşınmazların zilyetliğinin 09.08.2005 tarihinde davalı ...."a, onun tarafından da hileli olarak davalı ..."ya devredildiğini, muris ..."nın hukuki tasarruf ehliyetinin bulunmadığını açıklayarak, satış işlemlerinin iptaline, davalı ... tarafından zilyetliğe yapılan müdahalenin menine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazı ..."dan iyi niyetli olarak devraldığını, taşınmazın tapusuz olduğunu ve tapusuz taşınmazların zilyetlik devrinin şekle bağlı olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı ..., dahili davalılar ... ve ..."a usulüne uygun tebligat yapıldığı halde yargılama oturumlarına katılmamış, cevap dilekçesi sunmamışlardır.
    Mahkemece, davanın kabulü ile, davacı vekilinin açmış bulunduğu davanın bağış sözleşmesi ilgili satış işleminin iptaline, ... alan üzerindeki iki katlı dava konusu taşınmaza yapılan müdahalenin bilirkişi raporunda ve krokisinde olduğu üzere önlenmesine, bundan böyle zilyetliğinin davacı yönünden korunmasına karar verilmesi üzerine, hüküm; davalı ... vekili, davalı ... ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dava konusu ..ı adreste yer alan taşınmazların, 2299 ada 9 parsel kapsamında kaldığı, dava konusu 2299 ada 9 parsel sayılı taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına

    "yeniden" tescil nedeni ile 22.05.1997 tarihinde tescil edildiği, dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporlarında; zilyetlik devir sözleşmelerinin geçerliliğine ilişkin olarak öncelikle muris ..."nın fiil ehliyetine sahip olup olmadığı hususunun belirlenmesi gerekliliğine işaret edildiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki; T.C. Anayasası"nın 141/3 maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388/1-3. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/1-c. maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, Hakimin (Mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.
    Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (Kuru, Baki/ Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK’na göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, Ankara 2011, s.472). Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.
    Yasa"nın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
    Az yukarıda vurgulanan hususlar, Hukuk Genel Kurulu"nun...kararlarında da, benimsenmiştir. Nitekim, 07.06.1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde yer alan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye, vurgu yapılmıştır.
    Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasanın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK.nun 297. (Mülga HUMK"nun 388.) maddesi, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Yine HMK.nun 27. maddesinin (HUMK"nun 73.m) 2. bendi “c” bölümünde de hukuki dinlenilme hakkının “Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini” de içerdiği açıklanarak bu husus vurgulanmıştır.
    Öte yandan, mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
    Bu açıklamalar karşısında Mahkemenin “Bilirkişilerin bu harita ve raporları dosyada bulunan delillere, bilimsel ve hukuki metodlara uygun olduğundan Mahkememizce de kabule şayan görülerek benimsenmiş olup, dosyadaki bilgi, belge, bilirkişi raporu ve dava dosyası doğrultusunda davacı vekilinin açmış bulunduğu davanın bağış sözleşmesi ile ilgili işlemin iptaline, dava konusu taşınmaza yapılan müdahalenin önlenmesine ve bundan böyle zilyetliğin davacı yönünden korunmasına karar vermek gerekmiştir ” şeklindeki açıklamalarının gerekçe olarak kabulü mümkün değildir. Bu açıklamalar hükümde bulunması gereken hususları içermediği gibi hangi taleple ilgili hangi delilin neden dikkate alındığı ve sunulan delillerden hangilerinin hangi sebeple diğerlerine üstün tutulduğunu da göstermemekte olup bu bakımdan hukuki denetimin yapılamayacağı açıktır.
    Bundan ayrı, tarafları bağlayan ve infaz edilmesi gereken bölüm hüküm fıkralarıdır. Davada birden fazla davalı ve dahili davalı olmasına rağmen, hangi davalı yada dahili davalılar hakkında taşınmaza yapılan müdahalenin önlenmesine karar verildiği, hükümde açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekirken hükmün infazında tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    O halde mahkemece yapılacak iş; taraflarca sunulan tüm deliller ile yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporundaki açıklamalar da değerlendirilerek az yukarıdaki ilkeler karşısında tüm delilleri birlikte değerlendirmek, sonucuna göre her bir taleple ilgili kabul ve ret sebeplerini içeren, tarafları doyurucu, hukuki denetimi mümkün ve özellikle Anayasa"nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK"nun 297. (Mülga HUMK"nun 381, 388 ve 389.) ve 27.maddeleri de gözetilerek gerekçelerini açıkça kaleme aldığı anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte bir hüküm kurmak olmalıdır. Eksik incelemeyle gerekçesiz şekilde hüküm kurulamaz.
    Davalı ... vekili, davalı ... ve davalı ..."ın temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 118,80 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı S.. G.., dahili davalı M.. E.."a ayrı ayrı iadesine, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi