15. Hukuk Dairesi 2021/979 E. , 2021/289 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, davalının, müvekkili kooperatifin yönetim kurulu eski başkanı olduğunu, kooperatif başkanı olduğu 2008-2009 yıllarında fazladan aldığı maaş miktarı olan 39.000,00 TL ve işlemiş faizi 8.863,65 TL olmak üzere toplam 47.863,65 TL"nin tahsili için davalı aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini, kooperatifin kredi dağıtımının durduğu dönemde kooperatif başkanlarının maaş almasının genelgelere göre mümkün olmadığını, bu nedenle itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 oranında icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalı vekili, duruşmalarda davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin uzun yıllar davalı kooperatifte yönetim kurulu üyeliği ve başkanlığı yaptığını, 06.03.2010 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında azledildiğini, azledildiği tarih itibariyle birikmiş olan 4 aylık maaşının ödenmesini talep ettiğini, yeni yönetimce talebinin kabul edilmemesi üzerine, icra takibi yapıldığını, davalı kooperatifçe takibe itiraz edildiğini, müvekkilinin maaşının genel kurul kararı ile kabul edildiğini, bu nedenle itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 oranında icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine (kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 18.04.2016 tarihli 2016/850 E. 2016/2425 K. sayılı ilamıyla tarafların raporlara itizarlarını karşılayan, mevcut bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri gideren, ayrıntılı gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyma kararı sonucu yapılan yargılamada; Merkez Birliği tarafından yayınlanan Genelgelerde yer alan hususların, alt kuruluş bakımından emredici hüküm niteliğinde değil, tavsiye ve yol gösterici nitelikte olabileceği, bu nedenle alt kuruluş sıfatını haiz davacı kooperatifin genel kurulunda alınacak karar ile kabul görmedikçe söz konusu genelgelere dayanılarak uygulamada bulunulamayacağı, kooperatif genel kurulunun, kanuna açıkça aykırı olmamak kaydıyla, başkana ödenecek ücret (huzur hakkı) dahil her türlü kararı almaya yetkili olduğu anlaşıldığı, davalı karşı davacıya ödenen veya ödenecek ücret (huzur hakkı) ile ilgili alınan Genel Kurul kararının geçerliliğini koruyacağı, davalı karşı davacının ise 2009 ve 2010 yıllarında kooperatif başkanı olarak görev yaptığı döneme ilişkin 4 aylık ücret (huzur hakkı) alacağı olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı asıl davada davacı-birleşen davada davalı kooperatif vekili temyiz etmiştir.Dava, Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi yönetim kurulu üye ücretinin belirlemesinin Merkez Birliğinin talimat ve onayına tabi olup olmadığı ile ilgilidir.1581 sayılı Kanunun 4/6. maddesinde, kooperatif ve bölge birliklerinde yönetim kurulu üyelerine ve denetçilerine verilecek ücret veya huzur hakkının miktarının Merkez Birliği Yönetim Kurulu tarafından tespit edildiği hükme bağlandığı ve 2010 yılından önceki Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Ana Sözleşmesinin 49. maddesinde, yönetim kurulu üyelerine Merkez Birliği yönetim kurulunca tespit edilecek esaslar dahilinde ücret veya huzur hakkı ile harcırah ödeneceği belirtilmiştir. Öte yandan 1581 sayılı Kanunun 8. maddesinde; Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleriyle, bölge birlikleri genel kurullarının verecekleri kararlar Merkez Birliğinin onayı ile kesinleşeceği hükme bağlandığı gibi, aynı kanunun 10. maddesinde ise, kooperatiflerin bağlı bulundukları üst kuruluşların vereceği talimatlara uygun hareket etmeye mecbur oldukları, aksine davranışların sorumluluğu gerektireceği hükme bağlanmıştır.
Anılan yasal düzenleme ve ana sözleşme hükümlerine istinaden esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri genel kurullarında belirlenecek yönetim kurulu üyelerinin ücretleriyle ilgili Merkez Birliği 2019 yılında yayınladığı ve 2010 yılında da geçerli olacak genelgede, ‘Kredi kefaleti veremeyen kooperatiflerin yönetim kurulu üyelerine ücret ve huzur hakkı verilmeyeceği, kredi kefaleti veren kooperatiflerin ise, plasman tutarına göre kademeli olarak ücret verilebileceği’ belirlenmiştir.Bu durumda Merkez Birliği genelgesi yukarıda anılan Kanun ve ana sözleşmelerine uygun olduğundan taraflar ancak bu genelge veya genelgeler çerçevesinde ücret belirleyebilir ve talep edebilirler. Bu durumda asıl ve birleşen davada Merkez Birliğin yayınladığı ücret genelgelerine göre ücret tespiti yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl davada davacı birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün asıl davada davacı birleşen davada davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 17.02.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.