Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/325 Esas 2021/1841 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/325
Karar No: 2021/1841
Karar Tarihi: 24.02.2021

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/325 Esas 2021/1841 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, borçlu aleyhine başlatılan icra takibi sonucunda borçlunun mal varlığının değerlendirilerek alacağının tahsil edilemediğini iddia ederek tasarruflarının iptali talebiyle dava açmıştır. Mahkeme, davalıların 2 ve 3 nolu bağımsız bölüm taşınmazları elden çıkarttıklarını tespit etmiş ve bu taşınmazların gerçek değerleri üzerinden alacak miktarıyla sınırlı olarak sorumlu tutulmalarına karar vermiştir. 1 nolu bağımsız bölüm taşınmazın satıldığından dolayı konunun dava konusuz kaldığına hükmedilmiştir. Davalılar, kararı temyiz etmiştir. Yargıtay ise, mirasçıların mirası reddettiği, durumun miras hükümleri çerçevesinde çözülmesi gerektiği ve temsilci atanarak davanın devam ettirilmesi gerektiği sonucuna ulaşmıştır. İİK'nun 282. maddesi gereği, borçlu, borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kişiler veya bunların mirasçıları aleyhine açılan tasarrufun iptali davaları kabul edilebilir. Kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da aynı davalar açılabilecektir.
17. Hukuk Dairesi         2020/325 E.  ,  2021/1841 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne ve konusuz kaldığı için karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içerisinde davalı ... vekili, davalı ... mirasçıları vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkilinin davalı ...’dan alacaklı olduğunu, davalı borçlu aleyhine Kadıköy 3. İcra Müdürlüğü’nün 2008/19720 sayılı dosya ile icra takibine başlanıldığını, takibin kesinleştiğini, davalı borçlunun adına akyıtlı mal varlığının olmadığını, adına kayıtlı gayrımenkulleri dğer davalılara devrettiğinin tespit edildiğini beyan ederek davalılar arasındaki tasarrufların iptali talep ve dava edilmiştir.
    Davalı ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, dava konusu 2 ve 3 nolu bağımsız bölüm taşınmazlarla ilgili olarak davalıların taşınmazları elden çıkarttıkları tarihlerdeki gerçek değerleri üzerinden davanın kabulü ile İstanbul Anadolu 3. İcra Müdürlüğünün (Kadıköy 3.İcra Müdürlüğünün) 2008/19270 sayılı dosyasındaki takip miktarı alacak ile sınırlı olmak üzere 2 nolu daire için ..."in 75.684,28 TL, ..."in 79.088,00 TL, ..."in 93.598,00 TL bedelle (93.598,00 TL"yi geçmeyecek şekilde), 3 nolu daire için ... için 75.684,28 TL, ... için 79.088,00 TL ve ... için 93.598,00 TL bedelle (93.598,00 TL"yi geçmeyecek şekilde) sorumlu tutulmalarına, 1 nolu bağımsız bölüm taşınmazın davacı tarafından ... adına kayıtlı iken 10/12/2013 tarihinde 60.100,00 TL"ye cebri icra kanalı ile satıldığından 1 nolu taşınmaz ile ilgili olarak dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
    Somut olayda, borçlu ...’nın ve davalı ...’in dava sırasında vefat ettiği, kanuni mirasçılarının da mirası reddettikleri, redde karşı itiraz davası da açılmadığı anlaşıldığından davalı borçlunun ve davalı 3. kişi ...’in en yakın mirasçıları mirası reddettiğinden konunun miras hükümleri çerçevesinde çözümü gerekir. Bu durumda mahallin Sulh Hukuk Hakimine durum bildirilerek mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi sağlanmalı, anılan mahkemece mirası reddedilen borçlu ve davalı 3. kişi ... için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci huzuru ile davaya devam olunmalıdır. Mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedilmesinin anlaşılması ile res"en yapılması gereken işlemlerdendir. O halde yukarıda açıklanan yöntemle ölü borçlunun ve davalı 3. kişi ...’in davada temsili sağlanarak husumet sorununun çözümlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi
    gerekirken taraf teşkili sağlanmadan kurulan hüküm doğru görülmemiştir. (HGK"nun3.7.2002,15/572-577;29.1.1975 ve 1682-100,; Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 27.1.1995 gün ve 1995/13145,1995/947 sayılı ilamları da aynı doğrultudadır)
    2-Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekili, davalı ... mirasçıları vekili ve davalı ... vekili temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ..., ... ve ..."a geri verilmesine 24.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.